Nisan 14, 2019 05:30 Europe/Istanbul
  • Trump'ın Uluslararası Ceza Divanı Kararına Tepkisi

Amerika Başkanı Donald Trump, uluslararası hukuku umursamama, uluslararası kurumları eleştirme ve onlardan ayrılma yaklaşımını izlemektedir.

 Amerika şimdiye dek Birleşmiş Milletler’e bağlı UNESCO ve BM Güvenlik Konseyi gibi bazı uluslararası kurumlardan bile çekilirken, uluslararası adli kurumlar özellikle de uluslararası ceza divanı gibi kurumları da tehdit etmektedir. Bilindiği üzere  Uluslararası Ceza Divanı, soykırımı, savaş cinayetleri ve insanlık aleyhinde işlenen suçlar ile ilgili dosyalara bakmak için kurulmuştur.
Bu doğrultuda Trump hükümeti Uluslararası Ceza Divanı savcılarından Fatou Bensouda aleyhinde girişimlerde bulunarak onun Amerika vizesini iptal etmiştir. Fatou Bensouda Kasım 2017'de Afganistan'da işlenen cinayetler ile ilgili araştırma yapma izni almak için çalışmalara başlarken Amerikalı terörist güçlerinin Afganistan'da işlediği cinayetler konusunda araştırmalar yapılmasını istemiştir.
 Buna karşı Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Uluslararası Ceza Divanının Amerika'nın Afganistan'daki savaş cinayetlerini araştırma konusunda ısrarcı olması halinde, Amerika ve ortakları aleyhindeki iddiaları konu eden bu araştırmalar ile yakından uzaktan ilişkisi bulunan kişilere vize verilmeyeceği hususunda tehditlerde bulunmuştu. 
Trump hükümetinin Uluslararası Ceza Divanı'nın Afganistan’da Amerikan terörist güçlerinin cinayetlerinin araştırılmasına karşı çıkması, Washington'un kendi güçlerinin Afganistan'daki insanlık dışı terör saldırılarından haberdar olduğunu gösteriyor.
Bu doğrultuda nihayet bu uluslararası hukuki kurum, 12 Nisan Cuma günü yaptığı açıklamada, Afganistan'da işlenen savaş suçları ile ilgili araştırmaları durduracağını zira Amerika ve bu savaşa katılan diğer tarafların bu konuda işbirliği yapmadığını bildirdi. Bu uluslararası hukuki kurumun açıkladığına göre " Halihazırda Afganistan'da adaletin yararına yapılacak araştırmalar için koşullar uygun değildir."
Uluslararası Ceza Divanı savcısı, uzun zamandır Amerika terör güçlerinin, Afganistanlı vatandaşları işkence etmesi ve sivilleri katletmesi ile ilgili  araştırmalar yapılması için izin almaya çalışıyor. Ancak görünen o ki bu divanın yargıçları, bu cinayetler hususunda kanıtların ve belgelerin toplanmasının mümkün olmadığını ve bu dosyaya bakmanın da çok zor olduğu sonucuna vardılar.
Bu bahaneye rağmen ancak gerçekte Washington'un Uluslararası Ceza Divanı ve üyeleri aleyhindeki geniş kapsamlı baskılarının bu kararda etkili olduğu açıkça görülüyor. Trump Amerika'nın Dış Siyaseti arenasında, başka ülkeler ve uluslararası kurumlara karşı tehdit araçları ve zorbalık siyasetlerini kullanma çerçevesinde Uluslararası Ceza Divanı konusunda da aynı yönteme başvurmaktadır.
Beyaz Saray 12 Nisan Cuma günü Uluslararası Ceza Divanı'nın Afganistan'daki savaş cinayetleri konusundaki araştırmaları başlatmama kararını takdire şayan bir girişim olarak nitelerken bu kararı büyük bir zafer olarak değerlendirdi. Trump yayımladığı bildiride, alınan kararı, sadece Amerikan vatanseverler için değil yasa egemenliği için büyük bir uluslararası zafer olduğunu iddia etti. Trump şöyle bir açıklamada bulundu:" Biz bu kararı memnuniyetle karşılayıp Amerikan vatandaşlarının haklarının en üst düzey ahlaki ve hukuki standartlar çerçevesinde savunulması gerektiğine vurgu yapıyoruz."
Tabii Trump bu konu ile yetinmeyerek, açık bir şekilde Uluslararası Ceza Divanı'nı tehdit etmeye devam etti. Trump, Amerika'nın Uluslararası Ceza Mahkemesine üye olmamasından dolayı Amerikan vatandaşlarını yargılayacak yetkiye sahip olmadığına vurgu yaptı. Donald Trump ayrıca " Amerikalı, İsrailli ve ortaklarına bağlı kişiler hakkında soruşturma ve yargı süreci başlatılması halinde Amerika'nın hızlı ve şiddetli tepkisi ile karşılaşacağı konusunda” Uluslararası Ceza Divanını uyardı.
Uluslararası Ceza Divanının araştırmalardan vaz geçme kararı, Amerika Milli Güvenlik Danışmanı John Bolton'un da memnuniyeti ile karşılaştı. Bu kararın, Trump'ın Amerikalıların hukuku konusundaki ısrarından dolayı alındığını söyleyen Bolton “Amerika Anayasasında adı geçen kurumlardan başka, hiçbir kurumun Amerikan vatandaşlarını sorgulamaya mecbur edemeyeceği” konusunda vurgulamada bulundu.
Bolton'un bu boş sözleri, Trump hükümeti makamlarının Amerikalıları dünyanın başka halklarından üstün gördüklerine ve Afganistan savaşındaki cinayetleri karşısında bile cevap verme konusunda kendilerini sorumlu görmediklerini gösteriyor. Tabii ki Trump hükümeti, bu yaklaşımını, Siyonistler ve Amerika'nın başka ortakları için de izlemektedir./

 

Etiketler