Juncker’in Avrupa Parlamentosunda veda konuşması ve endişeleri
(last modified Fri, 19 Apr 2019 03:22:22 GMT )
Nisan 19, 2019 06:22 Europe/Istanbul
  • juncker
    juncker

Dünyadaki en büyük bölgesel birliği olan AB, Avrupa ülkelerinin çeşitli ekonomi, parasal, sınır, dış ve güvenlik siyasetleri olmak üzere çeşitli boyutlarda yakınsama ülküleri temelinde ve 28 Avrupa ülkesinin üyeliği ile kurulmuştur. Avrupa’nın bu kurumu son yıllarda çeşitli sorunlarla karşı karşıya gelmiştir.

Bu sorunlar birçok Avrupa kurumu ve de bazı Avrupa liderleri açısından AB’nin belirsiz bir gelecek yaşadığını düşünmelerine sebep olmuştur. bu bağlamda AB Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Komisyonundaki son konuşmasında ve Mayıs ayının sonunda yapılacak olan Avrupa Komisyonu seçimleri öncesinde, AB sorunlarının devam etmesinden endişeli olduğunu belirtti.
Kasım 2014’ten itibaren AB Komisyon Başkanı olan Juncker’in görev süresi Kasım 2019’da resmen sona erecektir.
Juncker söz konusu konuşmada AB’nin hali hazırdaki iki önemli sorununa değindi. İlk sorun, içinden çıkılmaz bir yumağa dönüşen Britanya’nın AB’den ayrılma konusudur. Britanya’da Brexit konusundaki yoğun ihtilaflar dikkate alındığında bu önemli konunun geleceği AB ve Londra için belirsizliğini koruyor, bu yüzden AB üst düzey yetkilileri bu karmaşık sorunun bir an önce çözülmesinin altını çiziyorlar. 
Bu bağlamda Avrupa Konseyi başkanı Donald Tusk ise “hareket süreci konusunda kararın tamamen Britanya’ya aittir. Onlar çekilme anlaşmasını onaylayabilirler, ki uzatma durumunda (Londra’nın AB’den çıkış süreci) sona ermiş olacaktır. Britanya ayrıca stratejisini tekrar gözden geçirerek Brexit’i iptal edebilir” şeklinde konuştu.
Burada önemli olan bir diğer konu ise sığınmacılar konusudur zira AB ülkeleri arasında bu konuda yaşanan ihtilaf ise Birlik içinde açıkça saflaşmalara sebep olmuştur. 
Jean-Claude Juncker göç ve sığınma ile ilgili yasalarda hiçbir ortak çözüme ulaşılmadığından üzgün olduğuna işaretle, günümüzde AB dış sınırlarının daha iyi desteklenmesi için alınan kararların daha gerçekçi olmasını istedi.
Avrupa’nın doğu ülkeleri ve Avusturya esasen yasa dışı göçmenler ve sığınmacıların kabul edilmesine karşıdırlar. Halbuki Almanya ve Fransa gibi AB büyük ülkeleri ise üyelerin Avrupa Komisyonun bu konuda her ülkeye, kriterlere uygun olarak belirlenen kotalara uymalarını istiyorlar. 
Ayrıca günümüzde Afrika’dan Avrupa’ya yasa dışı göçmenler ve sığınmacıların ana giriş kapısı olan İtalya gibi AB’in ön safında olan ülkeler, AB’nin Roma için oluşan büyük sorunlara kayıtsız kalmasından şikayetçiler.
Göçmen işleri uzmanlarından Alman "Manfred Rekowski Avrupa’nın göçmen ve sığınmacı siyasetini eleştirerek, “göçmenlerin sınırlardan ihracı, sığınmacıların bir ülkeden başka bir ülkeye gönderilmesi ve ihraç siyasetinin tek başına kabul edilemez olduğunu ve yıkıcı etkileri olduğunu” belirtiyor.
AB içinde bu bağlama ihtilafların şiddetlenmesi ile birlikte illegal göçmenlerin durumunun eskiye göre daha da içinden çıkılmaz hal alması ve onların geleceğinin belirsiz olması beklenmelidir. Bu da Avrupa Komisyon başkanı Jean-Claude Juncker’in hakkında uyarıda bulunduğu konudur. Bu arada Britanya’nın AB’de belirsizlik durumunun devam etmesi, Birliğin işlerinin karışması ve işlevselliğinin aksamasına sebep olmuştur. 
Bu yüzden Avrupa liderlerinin Brüksel’de olağanüstü oturumlarında Brexit süresi Ekim 2019’a kadar uzatıldı fakat AB Brexit süresinin bir daha uzatılmayacağı uyarısında da bulundu./