Mogherini'nin Bölgesel Gerilimleri Azaltma İddiası ile Batı Asya'ya Gelmesi
Amerika'nın bölgedeki gerilim yaratan kışkırtıcı girişimleri özellikle de Fars Körfezi'ndeki askeri varlığını ve hareketliliğini arttırması İran'ın kesin ve etkili tepkisi ile karşılaşmıştır. Bu çerçevede uluslararası toplum bölgede yeni bir çatışma ihtimalinden dolayı kaygılıdır. Bu yüzden Avrupa Birliği Dış Siyaset Temsilcisi Federica Mogherini bölgede Irak ve Kuveyt'e ziyaret gerçekleştirmiştir.
Mogherini 13 Temmuz Pazar günü Bağdat'a resmi bir ziyaret gerçekleştirip Irak Başbakanı ve Irak Dışişleri Bakanı ile görüştü. Avrupa Birliği Dış Siyaset Temsilcisi Irak'a yaptığı ziyaretten güttüğü hedefin Bağdat'a AB'nin maddi ve manevi yardımları ve siyasi desteklerini iletmek ayrıca Iraklılar ile dayanışma içinde olduğunu bildirmek olduğunu söylemiştir.
Bu ziyarette konuşma yapan Mogherini Irak ve AB'nin Batı Asya mesellerine olan bakışlarının aynı olduğuna değinerek şunları kaydetti: "İki taraf arasındaki işbirliklerin artması bölge ve dünyanın istikrarına da yardımcı olacaktır. "
Mogherini bölgesel ziyaretinin resmi hedeflerinin yanı sıra, Bağdat'ta bölgesel gerilimlerin ciddi derecede tırmandığı meselesini ve bu sürecin önlenmesinin de öncelik olarak ele alınması gerektiğine vurgu yapmıştır.
AB Dış Siyaset Temsilcisi savaşın tüm taraflar için büyük zararlara yol açacağı konusunda uyarıda bulunarak şöyle bir açıklamada da bulundu: "AB bir yandan tüm taraflar ile ilişkilerini iyi bir düzeyde tutup bir yandan da tehlikeli maceracılıklara uyarıda bulunmak istiyor."
Mogherini'nin Amerika ile yakın ilişkileri bulunan üst düzey Avrupa Birliği makamı olmasına rağmen ancak Fars Körfezi bölgesindeki son gelişmeler karşısında gerçekçi bir tavır takınması gerekiyor. Amerika İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde maksimum baskı siyaseti çerçevesinde sadece Tahran'a karşı yaptırımları geçmişte olmadığı derecede artırmakla yetinmeyip, Fars Körfezi ve çevre bölgelerinde sözde İran tehditleri ile mücadele etmek için pratikte bölgede istikrarsızlık ve güvensizliği de arttırmıştır.
Gerçekte Mogherini'nin Irak ziyareti İran ve Amerika arasında Fars Körfezi ve Umman Denizi'nde birkaç petrol tanker gemisine sabotaj girişimlerinin ardından tırmandığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
Buna karşın Amerika İran'ı bu gelişmelerde parmağı olmakla suçlasa da İran bu ithamları kesin bir şekilde reddetmektedir.
Avrupa Birliği Bercam Nükleer Anlaşmasına bağlılıklarını dile getirse de her daim İran İslam Cumhuriyeti'nin füze ve bölgesel faaliyetlerini eleştirmeye de devam etmiştir. Buna rağmen Avrupalılar sanki İran'ın füze kabiliyetinin sırf caydırıcılık çerçevesinde geliştirildiğini ve Amerika ve bölgesel ortaklarından gelecek tehditlere karşı koymak için gerekli olduğunu unutmuştur.
Buna ilaveten İran'ın bölgesel siyasetleri ve girişimleri de her zaman terörizm ile mücadele ve Amerika, Siyonist Rejim ve Suudi Rejim üçlü koalisyonun bölgede sulta kurmak yönündeki projelerinin yenilgiye uğratılması doğrultusunda olmuştur.
Halihazırda Fars Körfezi bölgesi yabancı güçler özellikle de Amerika gibi güçlerin müdahaleleri sonucunda güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalmıştır. Fars Körfezi bölgesinde güvenliğin ve istikrarın korunması için yabancı güçler bölgeden çıkmalı, bölge ülkelerinin kapsamlı bir güvenlik yapısının inşası için işbirliği kaçınılmazdır.
Fars Körfezi çevresi Arap ülkeleri her daim muhtemel düşmanları ile karşılaşmak için hep Batılı güçlere ihtiyaç duyduklarından dolayı birbiri ile silahlanma yarışmasına ve Batılı devletlerin topraklarına üst kurma rekabetine girmişlerdir.
Bir başka taraftan da, Amerika, İranofobi siyasetleri çerçevesinde bu rekabeti alevlendirerek Fars Körfezi bölgesindeki askeri varlığını izah etmeye çalışıyor.
Amerikan analist Trudy Rubin bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: "Trump'ın İran'ı aleni bir şekilde eleştirmesi ve ortaklarından İran aleyhindeki kampanyaya katılması doğrultusundaki istekleri onun siyasetlerinin yenilgiye uğramasının garantisidir."
Göründüğü kadarı ile Federica Mogherini bu gerçekleri göz önünde bulundurmadan gerilimlerin azaltmasına yeltenmiştir. Halbuki bu gerginliklerin asıl nedeni olan Amerika'yı da bu konudan dolayı eleştirmesi gerekiyor.