Nijerya'da Aşura gününde Müslümanlara saldırılması üzerine
Ninerya yönetiminin Müslümanlara karşı düşmanca politikasının devamında salı günü Nijerya güvenlik güçleri İmam Hüseyin -as- için şehadet yıldönümünde yas tutan Müslümanlara saldırdı. Saldırı sonucu 12 kişi şehit olurken onlarca Müslüman da yaralandı.
Bundan önce de Nijerya güvenlik güçleri defalarca ülkenin muhtelif noktalarında Hüseyni matem gruplara saldırı düzenlemişti.
Nijerya güvenlik güçlerinin 2015 yılında Zaria kentinde yas merasimine katılan Müslümanlara saldırısında yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştı. Bu saldırıda Nijerya İslam Hareketi Lideri Şeyh İbrahim Zakzaki ve eşi yaralandıktan sonra tutuklandı.
Şeyh Zakzaki'nin tutuklanması ve Nijerya güvenlik güçlerinin baskı ve saldırılarına rağmen bu ülkede Aşura merasimi dahil dini merasim ve ritüeller kudretle Müslümanlar tarafından sürdürülüyor.
Nijeryalı Müslümanlar ayrıca her fırsatta İslam Hareketi Lideri Şeyh Zakzaki'nin serbest bırakılmasını istiyorlar. Nitekim bu baskı karşısında Nijerya yönetimi, Hindistan yönetiminin engellemeleri yüzünden tedavi süreci bitmese Şeyh Zakzaki'nin Hindistan'da tedavi görmesini kabul etmek zorunda kaldı.
Nijerya yönetimi bu ülke Müslümanlarına iki sebepten dolayı baskıyı arttırmıştır.
Birincisi, Şeyh Zakzaki dahil İslam liderlerinin zulüm ve baskıya karşı Müslümanları uyandırma ve aydınlatmak için adaletçi ve özgürlükçü politikaları ve de yönetimin politikalarını eleştirmeleridir.
Bu bağlamda değerlendirme yapan siyaset uzmanlarından Valeria Rodriguez şöyle diyor:
Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari'nin İslam Hareketi ve diğer muhalefet hareketleri sindirmek için kullandığı şiddet, Nijerya yönetiminin aslında totaliter bir rejim olmasından kaynaklanıyor; bu nedenle, İslam Hareketini yok etmeye ve susturmaya çalışıyor.
İkinci neden ise, Nijerya güvenlik güçleri dahil ülkedeki bazı yetkililer ve kurumların ABD, İsrail ve Suudi Arabistan ile yakın ilişkileri ve onların çıkarları doğrultusunda Müslümanlar ve İslam hareketlerini bastırma politikalarıdır. Nitekim bazı kaynaklar, Nijerya polis ve ordu komutanları hatta bakanlarının Suudi Arabistan'dan para aldığını ve bu ülkenin askeri yetkililerinin İsrail'de eğitim gördüğü bildiriliyor.
Nijeryalı üniversite hocalardan Nahiroha bu konu hakkında, “Vahhabilik, Nijerya'daki Şiilere yönelik yapılan baskının esas kaynağıdır. Nijerya yetkilileri, Suudilerden para aldıkları için her şey yapıyorlar. İsrail de Nijerya Şiilerini katletme ve yağmalama stratejisini takip ediyor. Siyonistler ve Vahhabilerin Nijerya'da Müslümanlar'a karşı birlikte komplo tezgahladıkları konusunda hiçbir şüphe yok.” Diyor.
Nijerya yetkilileri, bu ülke Müslümanlarını bastırmak ile onları Şeyh Zakzaki'yi desteklemek gibi özgürlükçü hedefleri uğrunda mücadeleden alıkoyabileceğini umut ediyordu, ancak Müslümanların direnişi ve kendi dini merasimlerini özellikle Muharrem ayındaki yas törenlerini yerine getirmekte ısrarları sürüyor. Bu duruma karşı Nijerya yönetimi de şiddete başvurmaktan hiç çekinmiyor ve Müslümanları katliam etmeye deva ediyor.
Londra merkezli İslam İnsan Hakları Merkezi Direktörü Mesut Şecere bu hususta şöyle diyor: Nijerya yönetimi, her türlü yöntemle, Şeyh Zakzaki'yi katletmeye ve hareketini yok etmeye, böylece Batı Emperyalizmi istilasını Afrika'ya geri getirmeye çalışıyor.
Anlaşılan, Nijerya yönetiminin tüm baskı, sindirme ve engelleme çabalarına rağmen bu ülke Müslümanları, durumun hassasiyetinin farkında olaraktan kendi direnişçi ve özgürlükçü mücadelelerini sürdürecekler./