Batı'nın Suudilerin İhlallerine Yönelik Çifte Standartlı Yaklaşımı
Suudi Arabistan Batılı devletlerin Batı Asya bölgesindeki en büyük ortaklarından ve en büyük silah alıcılarından olup yıllık olarak bu silahların alımı için milyarlarca dolar harcayıp bunları depolayan bir ülkedir.
Buna karşın Suudiler insan hakları ihlalleri ve muhalifleri bastırma alanına ve bölgesel savaşlar başlatma hususunda kabarık bir dosyaya sahiptir.
Uluslararası kamuoyu ve Batı ülkeleri halklarının baskıları ise Batılı ülkelerin Suudi Arabistan'da insan hakları ihlallerini kınamalarına yol açmıştır.
Çoğu Avrupalı olan 24 ülke 23 Eylül Pazartesi günü yayımladıkları bildiride Suudi Arabistan'da kadın aktivistler olmak üzere eleştirenler ve itiraz edenlerin adil olmayan yargılanmaları, yasa dışı şekilde tutuklanmaları ve işkence edilmeleri hususunda kaygılarını bildirdiler. Bu ülkelerin Suudi Arabistan'ın insan hakları ihlalleri hususunda hazırladığı bildiri BMT'nın Cenevre'deki temsilciliğinde okundu.
Son 6 ay içerisinde Cenevre'de ikinci kez Suudi Arabistan'da insan hakları ihlalleri ile ilgili bir bildiri yayımlandı.
Bu bildiride Suudi Arabistan'dan Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin detaylarını aydınlatması ve faillerini yargılaması ve cezalandırması istenmektedir.
Bu doğrultuda BMT raportörü Anis Kalamar Haziran raporunda Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman'ın ve bu ülkenin diğer üst düzey makamlarının Cemal Kaşıkçı hususunda araştırılmaları gerekiğini bildirdi.
Batılı ülkelerin yayımladığı bildirinin eksen konularından biri de Suudi Arabistan'da insan hakları aktivistlerinin tutuklanması, kaybolması, adaletsiz bir şekilde yargılanması ve işkence edildiklerine dair raporlardır. Muhammed bin Selman'ın kadınlara yeni haklar verilmesi ve kimi toplumsal reform iddialarına rağmen Suudi Rejimi aslında kadın hakları aktivistlerini kısıtlamak, tutuklamak, işkence etmek ve asılmaları hususuna bile odaklanmıştır.
24 Batılı ülkenin bu alandaki bildirisi ise Batı devletlerinin Suudi Rejimine karşı çifte standartlı tutumunun açık bir göstergesidir.
Almanya, Fransa, Britanya gibi büyük Avrupa ülkeleri ve de Amerika ve Kanada gibi diğer Batılı devletler görünüşte Suudi Rejiminin insan hakları ihlallerini kınasalar da Riyad ile geniş çaplı askeri ve silah satışı alanındaki iş birliklerini devam ettirmektedirler.
Batılı devletler insan haklarına özel ilgi duyduklarını iddia etseler de Suudi Arabistan'daki insan haklarının vahim durum ve de bu rejimin Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi insanlık dışı yasalara aykırı cinayetlerine ve Suudi Koalisyonun Yemen'deki katliamlarına göz yummuşlardır.
Alman Siyasi analist Thomas Jäger bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunuyor: "Suudi Arabistan'ın Batılılar özellikle de Amerika için büyük çıkarları yüzünden Cemal Kaşıçı cinayeti gibi insan hakları dosyaları bile bu dostane ve büyük çıkarlar içeren ilişkilere zarar veremez. "
Suudi Arabistan Fransa silahlarının en önemli müşterilerindendir. Alınan bu silahlar ise doğrudan Yemen savaşında sivillerin öldürülmesi için kullanılmaktadır.
Paris ise tüm yaptırımlara rağmen hala Suudi Arabistan'a olan silah satışını sürdürmektedir.
Ancak Fransa hükümeti son zamanlarda Suudilerin Yemen savaşında kullanabilecekleri silahları bu rejime satmadığını bildiriyor. Ama bu iddia insan hakları kuruluşları tarafından reddedilmektedir.
Fransa silahları denetleme müdürlüğü başkanı Patrice Beufori'nin dediğine göre Fransa silahları uluslararası kuralların ihlal edildiği bir ortamda kullanıldığına dair belgeler mevcuttur. Fransa'nın Suudiler'e silah satma konusundaki hassasiyetleri ve Avrupa'nın da bu konuda hassas davranmasına rağmen ancak Suudi Arabistan ve BAE'ne silah satışları hala devam etmektedir.
Gerçekte Batılı devletler büyük maddi çıkarlar özellikle de büyük silah şirketlerinin çıkarları yüzünden Suudi Arabistan'daki insan haklarını önlemek için ciddi bir girişimde bulunmuyorlar. Buna rağmen Avrupa'nın sol grupları ve de Avrupa Birliği Parlamentosu Suudi Rejimi'ne bu hususta baskı uygulanmasını istemektedir.