Erbain, İmam Hüseyin (sa) türbesini ziyaret etmek üzere semavi davet
Hüseyni (sa) Erbain, büyük Aşura kıyamında şehit düşen yiğitlerin mutahhar mezarının o büyük faciadan 40 gün sonra ziyaret edildiği gündür.
Aşura, İmam Hüseyin’in (as) kanının coştuğu gündür ve Erbain, zulmü kıran bu büyük şahlanışın yankısıdır. Aşura kan ve fedakârlık günü, Erbain ise tebliğ ve ahit tazeleme günüdür. Her Hüseyni (as) Erbain, ebedi bir hamasetin habercisi, aşkın haşmetinin işareti ve şehadetin kırmızı ağacında yeşeren yeşil bir yapraktır.
Her yıl Erbain gününde ehli beyt (as) hayranları dünyanın çeşitli ülkelerinden İmam Hüseyin (as) türbesini ziyaret etmek üzere Kerbela’ya akın eder. İnsanlar yalın ayak evlerinden yola çıkar, kimileri de araçları ile Necef’e gelir ve buradan Kerbela’ya doğru yalın ayak yürüyüşe geçer. Bu büyük ve muhteşem buluşma her yıl milyonlarca insanın katılımı ile ve hiç bir davet veya organizasyon yapılmadan ve sadece Allah Resulü'nün (sav) pak torununun aşkıyla Kerbela kentinde gerçekleşir. Evet, gönlünü Hüseyin (as) aşkı ile cilalandıran her insan için o hazretin mutahhar türbesini ziyaret etmek için yalın ayak yüzlerce kilometre yol kat etmek kolaylaşır. İmam Hüseyin (as) aşkı adeta güçlü bir mıknatıs gibi gönülleri kendine çeker, böylece insanlar biraz de kendi gönüllerine zaman ayırır ve yaşamın gürültülerinden koparak dünyanın en huzurlu noktası, yani Kerbela’ya doğru adım atmaya başlar. Evet bu niyetin ardından insanlar ayağa kalkar, gusül eder ve en temiz elbiselerini giydikten sonra yürüyüşe başlar ve böylece Erbain günü aşkla buluşmak üzere İmam Hüseyin (as) türbesine varır.
Herkes gönlünde bu büyük şehitten sevgi dolu bakışı ile gönlünü aydınlatmasını niyaz eder. Hüseyni (as) Erbain niyeti ile yola çıkmak isteyen insanların büyük bir bölümü ilkin Necef-i Eşref’e giderek İmam Ali (sa) türbesini ziyaret eder ve böylece o hazretten oğlu İmam Hüseyin’i (as) ziyaret etmek üzere icazet alır. Bu amel, bir zorunluluk değil, bir edep ve nezaket göstergesidir. Evet, Necef’ten Kerbela’ya uzanan yollarda yaşam tüm gücü ile devam eder. Yol boyunca heyetler ve hüseyniyeler faaliyetlerini sürdürür. Irak halkı büyük bir aşk ve ihlasla ziyaretçileri ağırlar ve onlardan kurdukları çadırlarda dinlenmelerini ve bir şeyler yemelerini ister.
Bazı hüseyniyelerde ise bazı insanlar ziyaretçilerin ayaklarına masaj yapar veya yalın ayaklarda oluşan yaraları tedavi eder. İmam Hüseyin (as) ziyaretçisi olduğunda bu aşk caddesinde herkesin sana hizmet etmek için adeta bir biri ile yarıştığını görürsün. Onlar seni tanımaz, fakat İmam Hüseyin (as) ziyaretçisi olduğunu bilmeleri onlar için yeterlidir. İranlı uzman Dr. Muhsin Nefer, Erbain yürüyüşü anılarını şöyle anlatıyor: Şehitlerin efendisini ziyaret etmeye giderken yolda bencillik ve ben eksenli olmanın tam karşıtı bir davranışla karşılaşırsın. İnsan bu yolda bencillik yerine sırf fedakarlık ve başkalarını sevme duygusu ile karşılaşır. Bu yolda kendinden vaz geçmek ve başkalarına hizmet etmekle karşılaşırsın. Bu fedakarlığın tek sebebi ise İmam Hüseyin (as) aşkıdır ve ben bu aşkı bu nurani yolda doyasıya gördüm. Evet, gerçekten de bu muazzam topluluğu ve belli bir mekana doğru yürüyüşü dünyanın hiç bir yerinde bulamazsınız. Bu, İmam Hüseyin’in (as) milyonlardan oluşan insan kitlesini harekete geçiren ve onları aşka, sevgiye, dine ve inanca dönmeye davet eden gücünün tecellisidir. Bu milyonluk hareket dünyada emsalsiz bir harekettir. Bu muazzam harekete sadece Irak halkı değil, Fransa’dan Fas’a, Türkiye’den Hindistan’a, İran’dan Pakistan’a, kısacası dünyanın dört yanından insanlar katılır. Bu insanlar şehitlerin efendisi İmam Hüseyin’e (as) yönelik besledikleri aşk ve sevgiyi ifade etmek için burada toplanmıştır.
Aslında sadece Müslümanlar değil, hatta gayrimüslimler de İmam Hüseyin (as) hayranıdır. Irak’ta yaşayan Hristiyanlar her yıl bu ülkede yaşayan şii ve sünni Müslümanları ile birlikte İmam Hüseyin (as) için yas tutar ve hatta bazıları Kerbela’yı, İmam Hüseyin (as) türbesini ziyaret eder. Iraklı Hristiyan ruhani, papaz Joseph İlyas, bir grup Hristiyan'la beraber yalın ayak İmam Hüseyin (sa) türbesini ziyaret etmek üzere yola çıkan Hristiyan din adamlarından biridir. Kendisi Erbain etkinliklerine katılma gerekçesini, İmam Hüseyin’in (as) fedakarlığını anma şeklinde beyan ederek şöyle diyor: Hz. Mesih (as) ve İmam Hüseyin (as) her ikisi de kendi ümmetlerini kurtarmak için feda etti. Erbain için düzenlenen yürüyüşü dünyanın ve beşeriyetin en büyük yürüyüşü niteleyen papaz İlyas sözlerini şöyle sürdürüyor: Ben buraya Müslüman kardeşlerimle bu büyük kongreye katılmak ve Irak halkına İmam Hüseyin (as) bayrağı altında birleşmek gerektiğini anlatmak için geldim. Iraklı Hristiyanlar da Müslüman kardeşleri gibi İmam Hüseyin (as) için yas tutuyor. Erbain için düzenlenen bu denli muhteşem ve muazzam etkinliğe karşın maalesef bir çok Batı ve hatta Arap medyası bu hakikati göz ardı ediyor ve bu konuda hiç bir haber yayınlamamaya çalışıyor. Kerbela’da Erbain için düzenlenen ve İmam Hüseyin (as) hayranlarının katıldığı bu muazzam etkinlik dünya medyasında pek yankı bulmuyor. Çoğunluğu İslam karşıtı olan batılı medya organları bu etkinlikle ilgili haber yayınlamaktan korkuyor.
Batı medyası dünya halkı İmam Hüseyin (as) ile tanışmasını ve o hazretin zulüm karşıtı şahsiyetini öğrenmesini istemiyor. Batı medyası İmam Hüseyin’in tevhid haykırışı, adalettalepliği ve insan sevgisi gönülleri uyandırmasından ve müstekbirlerin yok edilmesinden korkuyor. Batı medyası bazen bir kaç kişilik küçük bir etkinliği çıkarlarına hizmet ettiği için haftalarca gündemde tutuyor, fakat 17 milyon insanın katıldığı Erbain gibi etkinlik hakkında pek fazla haber yapmıyor ve bazen bu etkinlikle ilgili haberlere sansür bile uyguluyor. Ancak buna rağmen İmam Hüseyin’in (as) çağrısı aşkı bilen herkesin kulağına ulaşıyor ve dünyanın en uzak köşelerinden hayranlarını Kerbela’ya doğru cezbediyor. Erbain’le ilgili bir başka mesele şu ki, bu günlerde ve ziyaretçilerin büyük bir aşk ve ihlasla yalın ayak Kerbela’ya doğru yürüyüşe geçtikleri sırada gözü dönmüş tekfirci vahabilerin ziyaretçileri katletmeye kalkışmalarıdır.
Amerika, siyonist İsrail ve Arabistan tarafından desteklenen tekfirci terör örgütleri Irak, Suriye ve Pakistan gibi ülkelerde insanları katletmelerinden başka Erbain etkinlikleri düzenlendiği günlerde de Irak’ın çeşitli bölgelerinde ve özellikle Kerbela’ya doğru akın eden insanların yolunda terör eylemleri yapıyor ve böylece ziyaretçilerin gönlünde panik ve korku yaratmaya çalışıyor. Her yıl bazı ziyaretçiler tekfirci vahabi teröristlere şehid ediliyor veya yaralanıyor. Buna karşın ve tüm bu tehditlere rağmen her yıl İmam Hüseyin (as) ve Erbain ziyaretçi sayısı daha da artıyor. Ziyaretçiler bu tür cinayetlerin onların gönüllerinde yanıp tutuşan İmam Hüseyin (as) aşkını asla söndüremeyeceğini, bu tür terör eylemleri arttıkça gönüllerindeki İmam Hüseyin (as) aşkı daha da alevlendiğini belirtiyor.
Evet, Erbain İmam Hüseyin’in adalettaplik, sadakat ve hür yaşama duygusunun sesinin yankısıdır. Bu yankı Kerbela’dan tüm yeryüzüne yayılır ve her tarafta duyulur. İşte bu ses ve yankısıdır ki her yıl milyonlarca insanı, kadınından erkeğine, çocuğundan yaşlısına, fakirinden zenginine, bütün insanları Kerbela’ya çekmektedir. Bu insanlar hiç bir resmi davet veya organizasyon yapılmaksızın en az 80 kilometrelik bir mesafeyi yaya olarak kat eder ve bu yolun tüm zorluklarına katlanarak Kerbela’ya ulaşır, üstelik gözü dönmüş tekfirci vahabi teröristlerin tehditlerine ve saldırılarına asla aldırış etmez. Nitekim bu insanlar İmam Hüseyin’i (as) ziyaret etme yolunda şehit düşmeyi veya yaralanmayı da büyük bir onur olarak algılamaktadır. İmam Hüseyin (as) ziyaretçilerinin oluşturduğu muazzam kalabalık, yolun tüm zorluklarına katlanarak yaralı, su toplamış yorgun ayakları ile Kerbela’ya gelir. Bu insanlar Erbain gününde de İmam Hüseyin (as) türbesinde ve çevresinde aşk ve iman ve ihlasın en güzel örneklerini sunar. İmam Hasan Asgeri (as) şöyle buyurmuştur: Mümin insanın beş işareti vardır. Bunlardan biri her gün 51 rekat namaz kılmak ki bunun 17 rekatı farz ve 34 rekatı müstahaptır, ikincisi Erbain ziyaretidir, üçüncüsü sağ eline yüzük takmak, dördüncüsü toprağa secde etmek ve sonuncusu namaz sırasında yüksek sesle besmele çekmektir. Bu açıdan bakıldığında bu coşkulu kalabalığın bir nevi önceden yapılan bir çağrı üzerine buraya toplandığı söylenebilir. Evet bu Ruhani merasimde öyle bir semavi ve tarihi davet vardır ki buna ancak gönül gözü ile görmek mümkündür.