Erbain, hamaset ve direnişi anma günü
(last modified Wed, 16 Oct 2019 08:57:31 GMT )
Ekim 16, 2019 11:57 Europe/Istanbul
  • Erbain, hamaset ve direnişi anma günü

İmam Hüseyin (as) ve yarenlerinin şehadetinin 40. Gününün yıldönümünü idrak ediyoruz.

Kameri 61. Yılın Sefer ayının 20. Gününde Aşura olayı ve İmam Hüseyin (sa) kıyamı üzerinden kırk gün geçiyordu. Bazı rivayetlere göre bu günde Kerbela toprakları tanıdık adımları ağırlıyordu. Bu adımlar Şam'dan Medine’ye dönmekte olan Aşura hadisesinde sağ kalan insanlardan oluşan kafilenin adımlarıydı. Kafilenin başında İmam Hüseyin’in (sa) kardeşi Hz. Zeyneb (as) ve yine İmam Hüseyin’in (sa) oğlu Hz. Seccad (sa) yer alıyordu.

Gerçi Aşura günü yaşanan olayları anmak geriye kalanlar için büyük bir acı sayılıyordu, fakat yine de Kerbela kahramanlarını anmak yüreklerinde yeni bir coşku ve heyecan yaratmıştı. Kafilede yer alanların yaşla dolan gözleri, İmam Hüseyin (as) şehadetinin 40. Günü Erbain’de, Kerbela çölünde adeta büyük bir fırtına kopardı. Böylece tarihin en büyük şehitlerinin mezarı başında Aşura olayından 40 gün sonra ilk yas merasimi gerçekleşti. Tüm ehlibeyt (sa) hayranlarına İmam Hüseyin (as) ve yarenlerinin şehadeti dolaysıyla taziyelerimizi sunuyor ve o hazretin yüce mevkiine selam ederek söze bu büyük olayın o günün toplumu üzerindeki etkisi ile başlamak istiyoruz. Selam olsun sana ey Hüseyin, senin peygamberlerin en iyi evladı, muttaki insanların önderi ve cennet ehli olan kadınların efendisinin oğlu olduğuna şahadet getiriyorum. Sen pak yaşadın ve pak şehit düştün, fakat müminlerin yüreği seni kaybetmekten yandı. Selam olsun sana ve senin izlediği yolu izleyerek canını feda eden tüm pak yarenlerine.

Hüseyni Erbain Yürüyüşü

İmam Hüseyin (sa) kıyamında üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan biri, o hazretin ve yarenlerinin şehadetinden sonra Aşura olayının o günün Müslüman toplumu üzerinde ne gibi etki yarattığı meselesidir. Acaba İmam Hüseyin (sa) ve yarenlerinin şehadeti uyumuş vicdanları ve gafilleri uyandırdı mı? yoksa Emevilerin baskı ve istibdadı bu önemli hadisenin tesirlerini engelledi mi? Gerçek o dönemde Emevi hükümdarları toplum üzerinde yarattığı korku ve dehşet ortamı şartları, kıyamdan geriye kalanlara ve ehli beyt (sa) hayranlarına çok zorlaştırmıştı. Öte yandan Emeviler bu olayı tahrif etmek ve yalanlar uydurmak sureti ile kendi lehine yorumlamaya çalışıyordu. Bu şartlarda İmam Hüseyin (sa) kıyamının gerçek amacını beyan etmek ve aynı zamanda bu olayın uyandırıcı yönünü güçlendirmek için güçlü bir tedbir ve dirayet gerekliydi. Bu görevi ise Kerbela kıyamının iki büyük habercisi yani İmam Seccad (sa) ve Hz. Zeyneb (sa) üstlendi.

İmam Hüseyin (sa) kıyamı ve ardından şehadetinin en önemli tesirlerinden biri, insanların olaydan kısa bir süre sonra derin pişmanlık ve günah duygusuna kapılması ve bu gafletlerini telafi etmeye karar vermesiydi. İmam Seccad (sa) bu duyguyu uyandırmak için Küfe’de bir kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada şöyle buyurdu: Ey insanlar, sizleri Allah’a yemin ettiriyorum, acaba unuttunuz mu ki babama mektuplar yazdınız ve babam size gelince ona sırt çevirdiniz? Sizler babamla antlaştınız ve ona biat ettiniz, ama daha sonra biatinizi bozdunuz ve onu katlettiniz. O zaman hepinizin helak olmasını diliyorum. Sizler ahirete gönderdiğiniz bu amelinizle kendinizi için çok çirkin ve kötü bir akibet seçtiniz. Eğer Allah resulü (saa) ile karşılaştığınızda o hazret size “Benim itretimiz katlettiniz, benim hürmetimi kırdınız” diye buyurursa, hangi yüzle ona bakacaksınız. Ve sonunda Allah resulü (saa) sizlere “artık benim ümmetimden değilsiniz” diyecektir. Pişmanlık duygusunu körüklemek, insanları ayaklanmaya ve intikam almaya teşvik etmek amaçlıydı. Kerbela olayından sonra Emevi iktidarına karşı çeşitli ayaklanmalar gerçekleşti. Tevvabin kıyamı, Medine kıyamı ve Irak’ta Muhtar Sakafi kıyamı, hepsi Kerbela kıyamının sonucuydu. Bu büyük uyanış dalgası İmam Hüseyin (as) kıyamının başarılı olduğunun işaretleriydi. Ehli beyt (as) tarihi araştırmacısı üstad Adil Edip bu konuda şöyle diyor: İmam Hüseyin’in (as) Kerbela’da şehit düşmesi, Müslümanların arasında derin günah ve suçluluk duygusu yarattı. Müslümanlar o hazrete yardım edebileceklerini, fakat kıyam için İmam Hüseyin’le (as) antlaştıktan sonra o hazrete yardım etmediklerini fark etti. Bu günah duygusunun iki boyutu vardı. Bu duygu bir yandan insanları işledikleri günahı telafi etmeye yöneltiyor ve diğer yandan onları bu günaha zorlayanlardan nefret etmelerine sebep oluyordu. Bu duygu İmam’ın katledilmesi yüzünden bir çok kıyamın gerçekleşmesine vesile oldu ve insanlar bu şekilde İmam’a yardım etmemeyi telafi etmeye ve Emevilerden intikam almaya çalıştı. Nitekim bu günah duygusunun ateşe hiç sönmedi ve sürekli yanmaya devam ederek Emevilerden her fırsatta intikam almaya ve onlara karşı ayaklanmaya yol açtı.

Hüseyni Erbain Etkinliği

 

İmam Hüseyin (as) kıyamının bir başka tesiri ve sonucu, Müslümanlar arasında izzet ve cesaret psikolojisinin gelişmesiydi ve böylece Müslümanların yaşamlarına yönelik bakışlarında bir nevi açık görüşlü ahlak anlayışı şekillendi. Gerçekte toplumda insanların ahlak ilkeleri ve değerleri yıkıldığı zaman İmam Hüseyin (as) tek çareyi kıyam etmekte buldu. Dolaysıyla o hazret tüm ihlası ve büyük bir fedakarlık örneği sergileyerek canı pahasına mücadele arenasına ayak bastı. İmam Hüseyin (sa) kıyamı, insani yüce ahlak ve cesaretin tecelli ettiği alandı ve İmam (sa) bu ahlakı sadece dilde değil, pratikte ve kanı ile tarih sayfalarında kayda geçirdi.

İmam Hüseyin (as) kıyamı ve yarenleri ile Kerbela çölünde şehit düşmesinin bir başka tesiri ve getirisi, İslam toplumunda ehli beyt (as) sevgisinin artması ve bu mutahhar hanedanı insanlara daha iyi tanıtmasıydı. Gerçekte halk tarafından sevilmek, bütün devletlerin ve iktidarların sürekli kazanmaya çalıştığı bir destektir. Bazı iktidarlar güçlü olmalarına karşın askeri güçten daha kuvvetli olan gücün, halkın gönüllerindeki konumları olduğunu çok iyi bilir. Emevi iktidarı da Müslümanların arasında bu desteği kazanmaya çalışıyordu, ancak İmam Hüseyin (as) kıyamı ve gerçek müminlerin fedakarlıkları sayesinde İmam Hüseyin (sa) ve ehli beyt (as) fertlerinin insanlar arasındaki manevi nüfuzu daha da arttı. Bundan sonra insanlar neden Allah resulü (saa) ehli beytini (as) Müslümanlara bıraktığı iki değerli mirastan biri olduğunu ve onların izlenmesini buyurduğunu anladı. Bu yüzden Aşura olayının üzerinden zaman geçtikçe daha fazla insan İmam Hüseyin’in (sa) izlediği yolun hakkaniyetini anladı. Bu sevgi ve destek git gide artmaya başladı, öyle ki biraz önce de sözünü ettiğimiz gibi bir çokları Allah resulünün (sav) pak ehli beytinin (sa) intikamını almak için kıyam etti. Erbian gününü anmak, Kerbela şehitlerini anmaktır.

Bu gün, Kerbela kıyamını ve o gün yaşananları bir kez daha hatırlama bakımından önemlidir. İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bir konuşmasında Erbain’i anmanın önemine temas ederek bunun için bazı gerekçeleri beyan etti. Ayetullah Hamanei şöyle konuştu: Erbain’in bizlere verdiği ders şöyle ki, düşmanların propaganda fırtınasına karşı şehadetin hakikatini ve anısını yaşatmamız gerekir. Yezid’in zalim iktidarı propagandaları ile Hüseyin Bin Ali’yi (as) kınıyor ve Hüseyin Bin Ali’nin (as) adalet düzeni ve İslam iktidarına karşı ve fani dünya için kıyam ettiğini telkin etmeye çalışıyordu. Bazı insanlar da bu yalan propagandaya inanıyordu. Daha sonra da Hüseyin Bin Ali (as) o feci ve insanlık dışı bir şekilde cellatlar tarafından Kerbela çölünde şehit edildiğinde bunu bir zafer ve fetih gibi göstermeye çalıştılar. Fakat imamet nizamının doğru propagandası tüm bu yaftaları suya düşürdü. Erbain’de İmam Hüseyin’in (as) şehadeti bir kez daha ihya edildi ve bu, çok önemli bir meseledir.

İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei, Erbain’in Aşura kıyamının amaçlarını aydınlatma yolundaki rolünü şöyle beyan etti: Diyelim ki bu muazzam şehadet tarihte yaşanmış olsaydı, yani Hüseyin Bin Ali (as) ve diğer Kerbela şehitleri şehit düşseydi, ama aynı zamanda Emevirler, Hüseyin (as) ve aziz yarenlerini katlederek pak cisimlerini toprağın altında gizledikleri gibi onların anısını da hem o günlerde ve hem daha ileriki günlerde beşer soyunun hafızalarından da silseydi. Acaba bu durumda bu şehadetin İslam alemi için bir faydası olur muydu? Ya da eğer sadece o dönemde etkili olmakla sınırlı kalsaydı, acaba bu olay tarih boyunca, hem daha sonraki kuşaklar ve hem tarihin geleceğinde karanlıklara ve kötülüklere kapılan kuşaklar için aydınlatıcı ve ifşa edici etkisi olur muydu? Eğer Hüseyin (as) şehit olsaydı, fakat o dönemin insanları ve daha sonraki kuşakların insanları Hüseyin’in (as) şehit olduğunu öğrenmeseydi, bu şehadet milletlerin ve toplumların ve tarihin üzerinde yapıcı ve geliştirici etkisi olabilir miydi? hayır, hiç etkisi olmazdı. Anılmayan şehadet, şehit kanını anılmaksızın gerekli etkiyi yapamaz ve Erbain, Kerbela’da şehadetlerin bayrağının dikildiği gündür ve bu gün, şehitlerden geriye kalanların günüdür.