BMT'ı İran'ın ARAMCO'ya Saldırılarında Suçlu Gösterilmesine Karşı Çıktı
Yemen direniş güçlerinin Suudi Arabistan'ın Doğusunda bulunan ARAMCO petrol tesislerine saldırısı Suudilerin petrol kapasitelerine ve imkanlarına büyük bir darbe indirdi. Öyle ki Suudi Rejimi ve en önemli ortağı Amerika'nın bu yenilgilerini izah etmek için İran'ı suçlamalarına neden oldu.
Buna rağmen BMT bir kaç ay araştırmanın ardından Suudi Arabistan ve Amerika'nın İran'ın ARAMCO tesislerine düzenlenen saldırılarda rolü olduğu suçlamalarını reddetti.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı genel sekreteri Antonio Guterres 6 aylık raporunda BM Güvenlik Konseyine hitaben şöyle yazdı:" Bu teşkilat bağımsız bir şekilde bu saldırılarda kullanılan seyir füzeleri ve İHA'ların aslen İran'a ait olup olmadığını veya BMT kararlarına aykırı bir şekilde intikal ettirildiğini onaylayamaz. "
Bu raporda şöyle yazılmıştır: " Eylül 2019'da Suudi Arabistan'a ARAMCO petrol tesislerine yönelik füze ve İHA saldırıları hususunda araştırmalar yapmak üzere giden BMT uzmanları ve denetçileri, Washington ve Riyad'ın İran'ın bu saldırıların faili olduğu iddialarını onaylamayacaklarını söylemişlerdir. "
Bu denetçiler Mayıs 2019'da petrol tesislerine yapılan saldırı, 2019 yazında Ebha havalimanına yapılan saldırı ve Eylül 2019'da ARAMCO petrol tesislerine yapılan saldırı olmak üzere bu saldırılarda kullanılan silahların kalıntılarını incelemişlerdir. Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2019 Eylül ve Kasım aylarında Suudi Arabistan'ın daveti üzerine bu hususta Riyad'a gitmişlerdi.
Yemen direniş güçleri 14 Eylül 2019'da 10 İHA ile Suudi Arabistan'ın Doğusunda bulunan Bukayk ve Hurays petrol rafinerisini " Dengeleyici Caydırıcılık" operasyonu kapsamında hedef almışlardı. Bu saldırı Suudi Arabistan petrol üretimini yarıya düşürmüş ve Suudiler ve Amerikalıların bu tesislerin zarar görmez olduğu iddialarını çürütmüştü.
Suudi Arabistan ordusu bu petrol tesisleri ve bölgeleri etrafında Patriot olmak üzere birçok hava ve füze savunma sistemleri konuşlandırsa da bu sistemler bile Yemen direnişinin İHA saldırılarını önleyemedi. Bu mesele ise Suudi Arabistan içinde ve dışında birçok eleştiriye yol açtı. Suudi Arabistan ve Amerika ise bu eleştirilerden kaçmak için Suudi Arabistan'ın Doğusundaki petrol tesislerine yapılan saldırıların komplike olduğunu öne sürerek bu saldırıların alçak irtifada uçuş yapan İHA'lar ve Kuzey'den atılan seyir füzeleri ile yapıldığını iddia ettiler. Suudi Rejimi ise ARAMCO tesislerine yapılan saldırıların kuşkusuz İran destekleri ile yapıldığını ve bu saldırıda kullanılan İHA'lar ve füzelerin parçalarının İran'a ait olduğunu iddia etti.
Bu çerçevede Suudi dışişleri bakanı Manama Güvenlik Konferansı'nda İran'ın bu saldırılarda rolü olduğu iddialarını tekrarladı. Amerika dışişleri bakanı Mike Pompoe ve ülkenin diğer makamları da Riyad'ın İran'ın bu saldırılarda rolü olduğuna dair iddiaları tekrarladılar.
Buna karşın Tahran tüm bu ithamları reddederek Amerika ve Suudi Arabistan'ın İran'ı suçlamak için gösterdikleri delilleri temelsiz ve değersiz olarak değerlendirdi.
Gerçekte Suudiler kendi hava savunma sistemlerini bile kullanamıyorlar. Esasında büyük silah alışları da Suudi Arabistan'ın Yemen direnişinin İHA ve füze saldırıları karşısındaki kırılganlığını azaltamamıştır. Suudi Rejimi bu zayıf noktasını kapatmak için bu kez de İran'ı suçlu göstermek istemektedir.
Şimdi de BMT'nın bu saldırılar hakkındaki raporlarının yayımlanması ile Washington ve Riyad'ın İran'ın bu saldırılarda müdahalaleri ile ilgili iddialarının de temelsiz olduğu ortaya çıktı.
Batı Asya meseleleri uzmanı Seyyid Reza Sadrülhüseyni Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın son raporuna değinerek bu raporda bu teşkilatın bu saldırılarda kullanılan silahların İran'a ait olup olmadığının vurgulanmasına işaret edip şöyle diyor: " Bu rapor Amerika ve Suudi Arabistan'ın İranofobi projeleri yolunda bir halel sayılıp onların İran hakkındaki iddialarının gerçek dışı ve yalan olduğunu gösteriyor. "