Aralık 27, 2019 07:24 Europe/Istanbul
  • Trump
    Trump

Tartışmalara yol açan Amerikan başkanı Donald Trump'ın iş başına gelmesi ve ardından da görüşleri, yaklaşımları ve girişimleri Amerika'nın şom geleceği ile ilgili ciddi uyarıların yapılmasına neden olmuştur. Birçokları Trump'ın başkanlığının devam etmesi ile Amerika'nın parlak olmayan bir yönde hareket edeceğini öne sürmektedirler.

Bu doğrultuda Trump'ın önemli muhaliflerinden olan Amerika temsilciler meclisi Demokrat New York üyelerinden Alexandria Ocasio-Cortez yaptığı açıklamalarda Amerika'nın faşist olmaya doğru gittiği hususunda uyarıda bulundu. Cortez'in söylediğine göre Amerika Birleşik Devletlerinde gelişmiş toplum yoktur. Bu ülke faşistleşmekte ve sadece zengin kesimin ve vatandaşların ihtiyaçlarını gidermektedir. Amerika faşizm ideolojisine sahip bir ülkedir. Zenginler ise ülkenin kaynaklarını kendilerini zenginleştirmek için kolayca kullanmaktadırlar. 

Faşizm köken olarak İtalya'da Mussolini'nin ırkçı ve tek partili dönemine işaret etse de ancak bu ifade daha sonra geniş bir anlamda kullanılarak benzer özellikler taşıyan siyasi düzenlere verilen isimdir. Faşizm, tek parti, aşırı ırkçılık ve merkeziyetçi ve otoriter yönetim gibi üç temel üzerine kuruludur. Trump ve hükümeti ile ilgili ise bu üç temelden ikisinin görüldüğü söylenebilir. Trump ister seçim kampanyalarında ister başkanlık görevinin başında olduğu dönemlerde birçok defa ırkçı söylemlerde ve tutumlarda bulunmuştur. Bu mesele ise Amerika'da özellikle de renkli derililerin öfkelenmesine neden olmuştur. 

Çoğu Amerikan halkı da Trump'ın ırkçılığı körüklediğini ve teşvik ettiğini düşünüyorlar. Siyasi uzman Wilmer Leon'un belirttiğine göre Trump'ın Amerikan başkanı olarak seçilmesi ile bu ülkedeki beyaz ırkının üstün olma konusu bir kez daha patlak vermiştir. Tabii Demokrat olan Kongre'nin renkli derili ve Latino temsilcileri de Trump'ın sözlü saldırıları ve saygısızlıklarına hedef olmuşlardır. 

Bir diğer taraftan ise Trump'ın performansı da onun, hükümetinin hiçbir girişiminden ve kararından vaz geçmek istemeyen otoriter ve sorumluluk üstlenmeyen bir hükümet oluşturmak istediğini ve esasında hiç kimseye karşı sorumlu olmamayı istediğini gösteriyor. Trump hükümeti, ben eksenli ve Kongre'ye özellikle de demokratlar sultasında bulunan temsilciler meclisine yönelik  güvensizliği yüzünden diktatör bir yönetim olarak adlandırılabilir. 

Bunun bariz örneği de Trump'ın Demokratları özellikle de Amerika temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi'yi onun hakkında Ukrayna soruşturması çerçevesinde gensoru ve azil soruşturması açmasından dolayı eleştirmesidir. Sanki Trump tüm kararları ve girişimlerinin karşısında kimse karşısında sorumlu olmayan bir imparator gibi görmektedir. 

Ayrıca Trump kendine ayak uydurmayan, onu eleştiren Amerika medya organlarını da en sert sözlerle eleştirmektedir. 

Görünen o ki Trump'ın kendine hayranlığı ve bencilliği de zaten Faşist liderlerin bariz özelliklerindendir. Onun görüşleri, girişimleri ve hedefleri kendisi de Latino kökenli olan Alexandria Ocasio Cortez'in Amerika'nın faşistleşmesi konusunda uyarıda bulunmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda orta ve yoksul kesime ilgisizlik,  vergilerin azaltılması ve Trump hükümetinin sınıf farkını azaltacak her girişime karşı çıkması gibi yollar ile zenginliğin güç sahibi ve üst kesim elinde bulunmasına zemin hazırlanması bu faşizmin belirtilerindendir. 

Cortez daha önce de defalarca Amerika'daki siyasi durumu eleştirmiştir. Bu demokrat temsilci Trump hükümetinin sadece iklimsel değişikliler konusunda değil toplumsal ve ekonomik durumlarda da ülkeyi geride kalmasına neden olduğunu düşünüyor. 

Cortez mevcut hükümet sistemi ile mücadeleyi isteyerek şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Bizim ne kadar altın çıkardığımızı ancak gelişmiş bir toplum oluşturmayacağımızı hususunu kim önemser ki?"

Cortez bu ifadeler ile Amerika toplumundaki sınıf farkına ve refahın yoksunluğuna değinmek istemiştir. Mevcut istatistiklere göre Amerika'da yaklaşık 40 milyon kişi her türlü sağlık sigortasından ve doğum izninden bile mahrumdurlar. "

Etiketler