Nijerya'da Şeyh Zakzaki'nin tutukluluğunun devam etmesi
Nijerya siyaset arenasında Şeyh Zakzaki'nin tutukluluğunun devam etmesinin yanı sıra Cumhurbaşkanlık seçimlerinin düzenlenmesi ve Muhammadu Buhari'nin bu makamda kalmaya devam etmesi ve de Boko Haram terör örgütünün faaliyetlerinin sürdürülmesi gibi diğer önemli gelişmelere değinebiliriz.
Geçtiğimiz yıl Nijerya hükümetinin Şeyh Zakzaki'nin serbest bırakılması ve hatta tedavi sürecindeki kaypaklıkları devam etti. 13 Aralık 2015'ten beri Nijerya güvenlik güçlerinin Zaria bölgesindeki Hüseyniyeye saldırısı sonunda tutuklanan Şeyh İbrahim Zakzaki ve eşi hala Nijerya hapishanelerinde tutulmaktadır. Zakzaki ve eşinin tutukluluğu, onların tutuklanmalarının üstünden bir yıl geçtiği bir sırada Nijerya Yüksek Mahkemesinin Şeyh Zakzaki ve eşinin acil tahliyesine kararın ardından devam etmektedir. Buna rağmen Nijerya güvenlik güçleri ve ordusu bu kararı ve hükmü uygulamaktan sakınarak hala Şeyh Zakzaki'yi hapiste tutmaktadır.
Şeyh Zakzaki'nin tutukluluğunun devam etmesi Nijerya Müslümanlarının farklı etkinlikler ve fırsatlarda protesto gösterileri düzenleyerek Nijerya İslami hareket liderinin serbest bırakılmasını istemelerine yol açmıştır. Ancak Nijerya hükümeti çok sert ve şiddetli bir şekilde protestocuları dağıtırken protesto gösterilerini yasaklayıp Nijerya Müslümanlarına baskı uygulamaya başladı. Öyle ki çoğu uzmanlar Zakzaki'nin tutukluluğu, Nijerya Müslümanlarına yönelik baskıların artması için de zemin hazırlamıştır. Son aylarda ise Nijerya Müslümanlarının protesto amacı ile toplanmaları Nijerya güvenlik güçlerinin sert tepkisi ile karşılaşmış ve bu olaylarda birçok Müslüman yaralanmış veya tutuklanmıştır.
Şeyh Zakzaki'nin kızı Süheyla Zakzaki ise bu hususta şöyle diyor: "Şeyh Zakzaki ve annem Malima Ziynet ve birçokları adaletsiz bir şekilde tutuklanmışlardır. Nijerya hükümeti de onların serbest bırakılmaları için yasal süreçleri engellemiştir. Öyle ki barışçıl toplanmalar ve protesto gösterilerinde bile birçok insan hayatını kaybetmiştır. Bu çerçevede Hükümet kimi durumlarda halkı katliam etmek için paralı askerler bile göndermiştir. "
Nijerya adli makamlarının Şeyh Zakzaki'nin serbest bırakılması sürecindeki gecikmeleri Nijerya İslami Hareketi lideri şeyh Zakzaki'nin hastalığının şiddetlenmesine ve sağlık durumunun iyice kötüye gitmesine yol açmıştır.
Nijerya İslami Hareketi üst düzey üyesi İbrahim Süleyman ise bu hususta Nijerya hükümet güçlerinin Şeyh Zakzaki'yi zehirlettiğine değinerek şöyle bir açıklamada bulundu: "Nijerya hükümeti Şeyh Zakzaki'ye suikast düzenleme çabası içerisindedir. "
Şey Zakzaki'nin hastalığının iyice şiddetlenmesine rağmen Nijerya hükümeti onun serbest bırakılması ve tedavisi için hiçbir girişimde bulunmamıştır. Bu mesele de Nijerya Müslümanlarının hükümete karşı öfke duymasına neden olmuştur. Uluslararası topluluklar ve kurumlar da insan haklarının açık ihlali olan Şeyh Zakzaki'nin durumu karşısında kayıtsız kalmış ve sessizliğini sürdürmektedir. Bu doğrultuda tanınmış 52 üniversite hocası, akademisyen ve aktivist Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Sekreteri Antonio Guterres'e açık bir mektup yazarak Nijerya hükümetinin alnında kara lekesi olan Zakzaki'nin tutuklanmasının ve acil tedavisine izin vermemesinin önüne geçerek Guterres'in Nijerya İslami Hareketi lideri Şeyh Zakzaki ve eşinin tedavisine yardımcı olmak için hemen işe koyulmasını istediler.
Şeyh Zakzaki'nin hastalığının şiddetlenmesinin üstünden bir ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen Müslümanların onun serbest bırakılması için bulundukları çabalara karşın sonunda Nijerya Kaduna eyaleti yüksek divanı Zakzaki'nin tıbbi tedavi görmek için ülke dışına çıkma kararını çıkardı. Bu karar Müslümanları sevindirse de ancak birçoklarını da bu kararın uygulanması hususunda kaygılandırdı. Çünkü Nijerya hükümeti ve bu ülkenin istihbari ve güvenlik kurumları Amerika, Siyonist Rejim ve Suudi Arabistan'ın baskıları altında özgürlük karşıtı hareket ederek Müslümanların faaliyetlerini kısıtlayıp özellikle de Şeyh Zakzaki'yi İslami Hareketin lideri olarak tutuklayıp sultacı girişimler doğrultusunda çalışmak istiyor.
Nijerya Üniversitesi tarih hocası Yahya Nahiroha bu hususta şöyle diyor: " Suudi Arabistan, Siyonist Rejim ve Nijerya hükümeti bir birleri ile işbirliği yapmaktadırlar. Para ve ideoloji Suudi Arabistan'dan, Nijerya Şiilerinin talan edilmeleri ve katliam stratejisi de Siyonist Rejim'dendir. Bu açık ve net bir husustur. Siyonistler ve Vahabiler hep beraber Nijerya'da Müslümanlara karşı komplo kuruyorlar. Bunda hiçbir kuşku yoktur. "
Sonunda Şeyh Zakzaki ve eşi Nijerya Güvenlik güçleri ile beraber tedavi amaçlı Hindistan'a doğru yola çıksa da ancak Dehli havalimanına girer girmez Hindistan makamları Zakzaki'nin belirlenen doktorlar tarafından tedavisini önleyerek Şeyh Zakzaki'yi tanımadığı bir tıbbi ekiple görüştürdüler.
Nijerya İslami Hareketi bu hususta şöyle bir ifşaatta bulundu: "Kimi Nijerya hükümeti sorumluları Hindistan polisinin işbirliği ile Şeyh Zakzaki'nin tedavisi yolunda engel oluşturmaya çalışmıştır. "
Şeyh Zakzaki'nin Hindistan'daki bir hastanede yatmasından bir hafta sonra ise pratikte onun tedavisi için bir adım atılmadı. Zaten Şeyh Zakzaki bu süre içerisinde hep Nijerya güvenlik güçleri denetiminde bir odada tutuluyordu.
Nijerya İslami Hareketi lideri ise son zamanda bir görüntü paylaşarak şöyle bir açıklamada bulundu: "Nijerya hükümeti sağlığım ile ilgili Hindistan hükümetine yanlış bilgiler vermiş ve tedavi sürecinde engeller oluşturmuştur. "
Donanımsız bir yere sevkedilmesi, tedavi koşullarının uygun olmaması, güvenilir doktorların eksikliği, hastane hapsinde tutulması ve Nijerya hükümetinin Hindstan'dan İslami Hareket lideri Şeyh Zakzaki'yi ülke dışı etmesi yönündeki isteği sonunda bir haftanın ardından Şeyh Zakzaki'nin Hindistan'ın Yeni Delhi kentini hiçbir tedavi görmeden Nijerya başkenti Abuja'ya doğru terk etmesine neden oldu.
Londra İslami İnsan Hakları Merkezi sorumlusu Mesut Şecere ise bu hususta şöyle bir açıklamada bulundu: "Nijerya hükümeti her yola baş vurarak Şeyh Zakzaki'yi katletmek ve onun hareketini yok etmek sureti ile Batı emperyalizminin Afrika'ya geri dönmesine zemin hazırlamak istiyor. "
Şeyh Zakzaki ve eşi Hindistan'dan Abuja'ya döndükten sonra Nijerya güvenlik güçlerince bilinmeyen bir yere götürüldü. Daha sonraları ise Şeyhin Nijerya'nın Kaduna eyaletinin merkezi cezaevine intikal ettirildiği söylendi. Bilgilere göre bu cezaevi mahpusların sağlığı için en düşük standartlara sahip Afrika'nın en dehşet verici hapishanelerindendir.
Nijerya İslami Hareketi lideri Allame Şeyh Zakzaki bürosu ise 23 Aralık günü Twitter sayfasında şöyle bir mesaj yayımladı: "Şeyh Zakzaki ve Malima Ziynet'in devlet hapishanesine götürülmesinin üzerinden 17 gün geçmesine rağmen onların oradaki durumu çok kötü ve uygunsuzdur. Onların ilaç ve doktor gibi temel ihtiyaçları bile engellenmiştir. "
Nijerya'nın siyasi ve toplumsal gelişmelerinin gidişatı bu tür siyasetlerin ve girişimlerin Amerika, Suudi Arabistan ve Siyonist Rejimin Nijerya hükümetinin üzerindeki etkiden kaynaklandığını gösteriyor. Suudi Arabistan ve Siyonist Rejimin son yıllardaki bölgede siyasi başarısızlıkları ve siyasi koşulların değişmesi, Riyad ve Telaviv'i Afrika'da etkinliklerini arttırmaya yöneltmiştir. Bu doğrultuda Nijerya Afrikalı ülkelerin en zenginleri ve en kalabalık ülkelerinden biri olarak hedef tahtasına oturtulmuştur. Bu yüzden Riyad ve Telaviv mali ve silah destekleri ile Nijerya'ya özellikle de üst düzey makamlar ve güvenlik güçleri arasına nüfuz ederek Müslümanlara karşı siyasetlerini uygulatmak istiyorlar.
İslami ilimler uzmanı Said Muhammed bu hususta şöyle düşünüyor: "Nijerya hükümeti Suudi hükümeti ile ele ele Vahabiyet ile iş birliği yapmaktadır. Öyle bir fırka ki bölgede halkların arasında ihtilafların yaratılması için büyük paralar harcamaktadır. "
Tüm baskılara rağmen ancak Nijerya Müslümanları İslami hareket liderini kurtarmak için kararlı görünüyorlar. Onlar Nijerya hükümetinin baskıları ve girişimlerine boyun eğmeyip hala Zakzaki'nin serbest bırakılmasına ve kendi haklarının verilmesine vurgu yapmaktadırlar.
Şeyh Zakzaki'nin bürosu bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "İktidar ve güçlü olmak halkın karşısında silahın kullanılması ile değil onlara hizmet vermek ve onlara şefkatli olmakla ölçülür. Onlar her şey yapıp herkesin sessiz kalmasını istiyorlar. Bizi hiçbir zaman tehditlerle susturamazsınız.
Nijerya'nın 2019'daki önemli gelişmelerinden biri de cumhurbaşkanlık seçimlerinin düzenlenmesi idi.
Nijerya cumhurbaşkanlık seçimlerinin 16 Şubat'ta düzenlenmesi planlanmıştı. Ancak Nijerya seçim komisyonunun kararı ile aniden bu seçimler ertelendi. Bu karar ise birçok vatandaşın ve adayın tepkisine ve öfkesine yol açıp sağlıklı bir seçimin düzenlenmeyeceği şaibelerini de arttırdı. Zaten çoğu Nijeryalılar ve siyasi partiler bile bu konuda ciddi şüphelere kapıldılar. Buhari'nin yeniden aday olması ile birçok vatandaş ve parti, seçim komisyonu ve hamisi olan partiyi seçimlere hile karıştırmakla itham etti.
Nijerya seçim komisyonu ise yeni seçimleri 23 Şubat olarak belirlemişti. Bu seçimler belirlenen bu tarihte " Tam bir Terakkiden Yana olanlar Kongresi" partisi tarafından desteklenen Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammedu Buhari ve Halkın Demokratik Partisi destekli Abubakar Akito'nun katılımı ile düzenlendi. Nijerya Cumhurbaşkanlık seçimlerinin resmi sonuçlarının yayımlanmasının ardından Buhari toplam oyların yüzde 55'ine denk gelen 15 milyonunu kazandı. Buna karşın Abubakar toplam oyların yüzde 44'üne denk gelen 11 milyon 200 binini kazandı. Böylece Buhari bir kez daha cumhrubaşkanı makamına oturdu ve sonuçların ardından bu zaferden dolayı derin bir mütevazilik içerisinde olduğunu ileri sürdü. Buhari seçim kampanyalarında oy verenlerden ona yolsuzluk, güvensizlik ve kötü ekonomik durum ile mücadele etmek için halktan bir şans daha istemişti.
Nijerya'nın en önemli sorunları arasında geniş çaplı yoksulluk, ekonomik sorunlar ve işsizliğe değinmek mümkün. Buhari her dönemde yolsuzluk ile mücadele vaadinde bulunsa da ancak son yıllarda bu alanda göz alıcı bir başarı elde edememiştir. Küresel petrol fiyatlarının düşmesi ile de Nijerya'daki ekonomik sorunlar daha da arttı ve büyüdü. Böylece bu ülkede işsizlik, yoksulluk arttı ve su, arazi ve evcil hayvan kaynakları üzerindeki çatışmalar da şiddetlendi. Ekonomik raporlara göre ise Nijerya'da 87 milyon kişi yoksulluk çizgisi altında yaşayıp 13 milyon çocuk da okula gidemez durumdadırlar.
Figaro gazetesi ise Nijerya ile ilgili 29 Şubat yazısında şöyle bir ifadeyi paylaştı: "Nijerya cumhurbaşkanı petrole bağlılık, yoksulluk ve işsizlik gibi sorunlar ile karşı karşıyadır. "
Bunlara ilaveten geçen yıl Boko Haram terör örgütü de ülke çapındaki faaliyetlerini elini kolunu sallayarak sürdürdü. Buhari defalarca Boko Haram grubunun yok edilmesi vaadini vermesine rağmen şimdiye dek Nijerya güvenlik ve askeri güçleri bu alanda bir başarı elde etmemişlerdir. Bu terör örgütü Nijerya'nın yanı sıra Çad gölünün etrafındaki ülkelerde de faaliyet göstermektedir.
Boko Haram terör örgütü yabancı ülkelerin özellikle de Suudi Arabistan'ın destekleri ile ayakta tutulmaktadır. Benin'in eski Cumhurbaşkanı Nicéphore Dieudonné Soglo bu alanda şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "Suudi Arabistan ve Katar, Çad gölü etrafındaki bir kaç ülkeyi başvurduğu şiddet ve kan dökme olayları ile güvensizleştiren Boko Haram terör örgütünü desteklemektedirler.
Bunlara paralel olarak Nijerya Parlamentosu Askeri ve Savunma Komisyonu başkanı Muhammed Ali Andome de son zamanda Boko Haram grubuna mensup teröristlerin Nijerya ve bölge ülkelerindeki cinayetlerinin artması hususunda uyarıda bulunup Boko Haram'ın cinayetlerini durdurmak için ulusal ve küresel stratejik planların yürütülmesi için ayrılan bütçenin yeterli olmadığını söyledi.
Boko Haram hala Nijerya hükümetinin zafiyetleri sayesinde cinayetlerine devam edip Şeyh Zakzaki'yi de uluslararası topluluklar ve kurumların kayıtsızlığı sayesinde hapiste tutmaktadır. İşte Nijerya'nın 2020 yılında bu çerçevede büyük sorunlar yaşayacağı tahmin edilmektedir.