Borrell’den AB’nin Bercam’a yönelik pasif tutumuna eleştiri
Avrupa birliği AB ve Almanya, Fransa ve Britanya’dan oluşan AB troykası Bercam nükleer anlaşmasının sonuca ulaşmasında önemli rol ifa ettiler; ancak Amerika devleti bu anlaşmadan çekildikten sonra anlaşmanın korunması konusunda olumsuz ve asla kabul edilemez bir tutum sergilediler. Bu konu hatta AB’nin üst düzey yetkililerinin itiraf ettiği bir konudur.
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Pazar günü Münih güvenlik konferansında Avrupa’nın Bercam nükleer anlaşmasına yönelik pasif tutumunu eleştirdi. Borrell şöyle dedi:
Biz Bercam’daki yükümlülüklerimizi yerine getirmekte başarılı olmadık, INSTEX mali mekanizmamız da şimdiye dek istenilen sonuca ulaşmadı.
Buna karşın Avrupa açısından Bercam nükleer anlaşması halâ ölmüş sayılmıyor.
Avrupa ile Amerika arasında bazı görüş ayrılıklarına işaret eden Borrell şöyle devam etti:
ABD Başkanı Donald Trump önceki Başkan Barack Obama’nın imzaladığı ve onayladığı bir nükleer anlaşmayı sonlandırmak istedi, ayrıca İran’a azami baskı uygulanmasını istedi. Ancak Avrupa böyle bir değerlendirmede ve algılamada bulunmamalıdır.
Borrell bu sözleri ile Avrupa’nın İran’a azami baskı uygulanma talebine karşı çıkmasına işaret etti, zira Avrupalı yetkililere göre bu durumda İran İslam Cumhuriyeti Amerika’nın baskılarına teslim olmayacağı gibi Bercam nükleer anlaşması da zora sokulacaktır.
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Borrell’in de belirttiği üzere, AB ve Avrupa troykası Amerika’nın baskıları ve kendi iradesizlikleri yüzünden Bercam nükleer anlaşmasında üstlendikleri yükümlülükleri ve özellikle İran ile mali ve ticari teamülleri kolaylaştıran INSTEX mali mekanizmasını etkili bir şekilde uygulamaktan kaçındılar.
Aslında Avrupalı tarafların Bercam’daki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri ve Amerika’nın azami baskı politikasını uygulamasının esas amacı İran’ı ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ileri sürdüğü Amerika’nın 12 talebini kabul etmeye zorlamaktı.
Öte yandan Avrupalı tarafların Amerika Bercam’dan çekildikten sonra sergiledikleri tutum, İran’a karşı üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirmekten aciz olduğunu gösteriyor. AB troykası ayrıca İran’ın Bercam’daki yükümlülüklerini, Avrupalı tarafların pasifliği ve yükümlülüklerini yerine getirmemelerine karşı adım adım askıya almasını bahane ederek 14 Ocak 2020’de tetik mekanizmasını gündeme getirdi. Avrupalı taraflar İran’ın yükümlülüklerini beş adımda askıya almasını reddederek Tahran’dan Bercam’daki yükümlülüklerine geri dönmesini istediler. Ancak İran’da Avrupalı taraflardan İran’ın Bercam’da öngörülen milli çıkarlarına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmelerini istiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Ruhani’nin de belirttiği üzere, Tahran yönetiminin Bercam’daki yükümlülüklerini askıya alması anlaşmayı korumak için atılan adımlardır ve İran her zaman AB ile sorunları çözümlemekte iş birliği yapmaya hazırdır.
Avrupalı taraflar Amerika Bercam’dan çekildikten sonra bazı mekanizmaları geliştirerek İran ile ticari ve iktisadi ilişkilerin devam etmesini güvence altına alacaklarını belirtmişti. Amerika ise sürekli engel çıkararak Bercam’ı yok etmeye çalışıyor ve bu yüzden Avrupalı tarafların Bercam’daki tetik mekanizmasına başvurmalarına destek veriyor.
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Borrell ise Avrupa’nın Bercam’daki yükümlülüklerini yerine getirmemesini talihsizlik niteleyerek, AB Bercam’ı koruma doğrultusunda güçlü bir teamül başlatmak üzere var gücünü kullanacağını ileri sürdü.
Buna karşın bu tür vaatler hayata geçirilmediği sürece pek fazla değer taşımadığı belirtilmelidir. Eğer Avrupa hakikaten Bercam’ı korumak istiyorsa, sözden amele geçmesi şarttır, bunun için en başta Amerika’nın sultasından kurtulması gerekir.