AB'nin nükleer anlaşma itirafı
https://parstoday.ir/tr/news/world-i144282-ab'nin_nükleer_anlaşma_itirafı
AB ve Almanya, Fransa ve İngiltere'den oluşan Avrupa Troykası, nükleer anlaşmanın imzalanmasında önemli rol ifa ettiler, ancak ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra Avrupalılar, anlaşmanın korunması için savunulmayacak kadar olumsuz bir icraat sergilediler.
(last modified 2025-05-18T10:23:41+00:00 )
Mart 12, 2020 17:42 Europe/Istanbul
  • Avrupa Birliği
    Avrupa Birliği

AB ve Almanya, Fransa ve İngiltere'den oluşan Avrupa Troykası, nükleer anlaşmanın imzalanmasında önemli rol ifa ettiler, ancak ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra Avrupalılar, anlaşmanın korunması için savunulmayacak kadar olumsuz bir icraat sergilediler.

En son olarak AB'nin BM Viyana Temsilcisi Stephan Clement tarafından yapılan açıklamada bu birliğin nükleer anlaşmayı tam olarak desteklediğine işaretle, yaptırımların kaldırılmasının bu anlaşmanın önemli bölümlerinden birini teşkil ettiği bildirildi.

Clement dün UAEA Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, AB'nin yaptırımların kaldırılması dahil nükleer anlaşmaya bağlığını ve bu anlaşmayı desteklemeye devam etmesini kararlı şekilde ilan ettiğini ve nükleer anlaşmayı tamamen yerine getirdiğini ileri sürdü.

Brüksel açıklamasının devamında, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımların yeniden canlandırılmasından derinden teessüf duyduğunu belirtti.

ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı ve yasadışı olarak çekilmesinden sonra AB, ABD'nin bu kararının etkilerini telafi edeceği sözünü verdi. AB ve Avrupa Troykası, ancak şimdiye kadar sözlerini yerine getirmiş değiller.

Ancak Brüksel salı günü yaptığı açıklamasında nükleer anlaşmaya tamamen bağlı kaldığını ileri sürdü.

İran'ın Avrupalı tarafların kendi yükümlülüklerini yerine getirememesinin ardından mayıs 2019'dan itibaren nükleer yükümlülüklerini hafifletme kararı alıp, bu bağlamda 5 adım attı. 

Brüksel açıklamasında İran'ın attığı adımlarını, bu anlaşma ile bağdaşmayan girişimler olarak niteleyerek, Tahran'dan zaman kaybetmeden bu adımlarını askıya almasını istedi. 

Unutmamak gerekiyor ki, Avrupalılar daha önce yaptıkları açıklamalarda İran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kalıp, yükümlülüklerini yerine getirdiğini itiraf etmişti.

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrel bu bağlamda yaptığı açıklamada, İran'ın kendi yükümlülüklerini genellikle yerine getirdiğini belirterek, Avrupalılar'ın güvenliği için çok önemli olan nükleer anlaşmanın korunması zaruretine vurgu yapmıştı.

Şimdi  sorulması gereken soru şu dur ki, nükleer anlaşma uyarınca kendi yükümlülüklerinden hiçbirini yerine getirmeyen Avrupalılar, hangi mantıkla Tahran'dan kendi nükleer yükümlülüklerini derhal yeniden yerine getirmesini istiyorlar? ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra Avrupalılar'ın yaklaşımları incelendiğinde, onların İran karşısında üstlendiklerini yükümlülüklerini yerine getirme gücüne sahip olmadıkları kolay şekilde anlaşılıyor.

Başka önemli bir mesele de, ABD'nin  tek taraflı yaptırımlarının İran için büyük mali ve ekonomik zarar ve hasara yol açmış olmasıdır. Bu hasar ve zararları kim karşılaması gerekiyor? Avrupalılar son açıklamalarında yaptırımların kaldırılmasının nükleer anlaşmanın önemli parçası olduğunu deklare ettiler. Onlar da bu bağlamda önemli rol ifa edeceklerdi, ancak pratikte kendi yükümlülükleri karşısında yan çizdikleri için İran'ın gördüğü zararları telafi etmeleri gerekiyor.

İran'ın UAEA Daimi Temsilcisi Kazım Garibabadi bu bağlamda yaptığı açıklamada, bazı Avrupalı tarafların İran'ın bazı nükleer faaliyetlerinin geri dönüşü olmayan faaliyetler olduğunu söylediklerine dikkat çekerek, şu soruyu gündeme getirdi: "Acaba, İran'ın yaptırımlar ve Avrupalılar'ın eylemsizliği yüzünden gördüğü zararlardan geri dönüş olabilir mi? Acaba onlar İran'ın ABD'nin yasadışı yaptırımlarından kaynaklanan ve milyarlarca avroya varan zararlarını telafi etmeye hazır mı?"

Eğer Avrupalılar sahiden nükleer anlaşmanın korunmasını istiyorlarsa, ABD'nin isteği doğrultusunda İhtilaf Çözüm Mekanizması'nı işletme kararı veya İran'dan tek taraflı olarak kendi nükleer yükümlülüklerini yerine getirmesini istemeleri yerine, nükleer anlaşma uyarınca kendi yükümlülüklerini yerine getirip, İNSTEX gibi mekanizmaları aktif hale getirmeleri gerekiyor. Bu tur girişim için Avrupa'nın ABD'nin hegemonyasından kurtularak ciddi ve kararlı biçimde kendi iradesini ortaya koyması şarttır.