Avrupa Birliği ve Yemen krizine ilişkin çifteli yaklaşımı
Suudi Arabistan, BAE ile birlikte kurduğu koalisyon çerçevesinde mart 2015'ten beri Yemen halkına yönelik zalimce savaşını sürdürüp on binlerce Yemenliyi şehit edip yaralarken, bazı Avrupalı ülkeler ve ABD bu savaşta Suudiler ve BAE'lilere türlü destek sunma konusunda önemli rol ifa etmiş bulunuyorlar.
Suudi koalisyonun Yemen'in muhtelif kentlerine yönelik yeni saldırılarının ardından Avrupa Birliği bir açıklama yaparak, Yemen'de ateşkesin ihlali konusunda endişeli olduğunu duyurdu. Avrupa Birliği açıklamasında, uluslararası camianın BM'nin ateşkes çağrısının yerine getirilmesine ilişkin çatışma taraflarına çağrıda bulunmasına rağmen askeri çatışmaların devam etmekte olduğunu belirtti. Avrupa Birliği Sözcüsü, BM'nin Yemen Özel Temsilcisi'nin Yemen'de silahlı çatışmaların derhal durdurulmasına ilişkin çağrısına vurgu yaparak, çatışma taraflarından çatışmaları azaltmak için fırsatları değerlendirip, ondan resmi ateşkes için yararlanmalarını istediler. Avrupa Birliği ayrıca, BM'nin yürütmekte olduğu süreci tamamen desteklediğine de vurgu yaptı.
Yemen'in muhtelif bölgelerini saldıran ve ateşkesi sık sık ihlal eden Suudi koalisyonun Yemen halkına karşı zalimce savaşı ve yıkıcı eylemlerini görmezden gelen Avrupa Birliği, Ensarullah'ın Suudi Arabistan'a füzeli saldırısı ve de Marib vilayeti ve çevresindeki çatışmalar ile Suudi savaş uçaklarının Sana vilayetine son saldırılarının Brüksel'i endişelendirdiğini ileri sürdü. Ancak Avrupa Birliği, Yemen direnişinin Suudi rejime karşı füzeli ve İHA'lı saldırılarının sadece Suudiler ve BAE'liler'in mazlum Yemen halkına karşı insanlık dışı ve saldırganlık eylemlerine bir karşılıktan ibaret olduğuna dikkat etmiyor ve öyle davranıyorlar ki sanki Yemenliler'in durup dururken Suudi Arabistan ve BAE'ye saldırıyor.
Başka bir mesele de şu ki, Fransa ve İngiltere, Almanya ile birlikte Suudi koalisyonu silahlandırıp, Yemen savaşında Suudi Arabistan ve BAE'ye yüklü miktarda silah satışı yaparken Avrupa Birliği, buna karşı sessiz kalmaktadır. Almanya koalisyon hükümeti, solcu partilerin muhalefeti yüzünden 3. kez Suudi rejime silah satışını askıya aldığını duyursa da, Fransa, AB'nin en önemli ikinci ülkesi olarak Yemen savaşında Suudi koalisyonu destekliyor ve ABD ve İngiltere'den sonra Suudi Arabistan'a en fazla silah satışı yapan 3. ülke sayılıyor. Paris ile Riyad, Fransa'nın şimdiki cumhurbaşkanı Macron döneminde ikili askeriye ve silah işbirliğinin güçlendirilmesine vurgu yaparak, bu çerçevede Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın nisan 2018'de Fransa'ya yaptığı ziyaret sırasında 18 milyar dolar değerinde ekonomik ve askeri anlaşmalara imza attı.
Yemen Yüksek Devrim Konseyi Başkanı Muhammed Ali Husi aralık 2019'da yaptığı açıklamada, Fransa'nın Suudi Arabistan'a silah ve askeri yardımda bulunduğuna işaretle, bunun bir cinayet olduğunu kaydetti.
İngiltere de 31 ocak 2020'de AB'den ayrılmış olsa da, son senelerde Suudiler'in en büyük silah tedarikçilerinden olmuştur. İngiliz Guardian gazetesi 29 mart 2020'de yayınladığı bir yazıda, Suudi Arabistan'ın 2015 yılından beri İngiltere'den 5.3 milyon puand değerinde silah aldığını yazdı.
Silah Ticaretine Karşı Kampanya Sözcüsü Androw Smith'in sözlerine göre, İngiliz silahları Yemen'de çatışmaların sürmesinin esas sebebidir. Bu silah anlaşmaları, gayri ahlakidir ve mahkeme kararı uyarınca illegaldir.
AB eğer Yemen savaşının son bulması ve ateşkesin sağlanması konusunda samimi ve ciddiyse, birliğin büyük ülkelerinin Suudiler ve BAE'liler silah satışları sürdürmelerini engellemesi daha iyi olur.