Al-ı Suud Aleyhindeki Ekonomik Tehditlerin Artması
Son zamanlara kadar ekonomi Suudi Arabistan'ın güç kaynaklarından biri olmasına rağmen şimdi de Al-ı Suud'a yönelik ekonomik tehditler artmış görünüyor.
Bilindiği üzere Suudi Arabistan en zengin Arap ülkesidir. Petrolün yanı sıra dini turizm de Suudi Arabistan'ın en önemli ekonomik ve gelir kaynaklarından biridir. Selman bin Abdülaziz ve oğlu Muhammed bin Selman'ın iktidara geçmesinden önce Suudi Arabistan Yatırım Fonunda 700 milyar dolar kadar para birikmişti ve Suudi Arabistan o dönemlerde hiçbir bütçe açığı durumu ile karşı karşıya kalmamıştı.
Ancak son 5 yıl içerisinde Suudi Arabistan'ın yatırım fonunun sermayesi 400 milyar kadara geriledi ve bu ülkenin 2020 bütçe açığı da 50 milyar dolara çıktı.
Uluslararası Para Fonu tahminlerine göre Suudi Arabistan için 233 milyar dolar masrafı beraberinde getiren Yemen savaşı Riyad'ın ekonomisinin düşüşe geçmesinin asıl nedenlerindendir. Bir başka neden de yapılan silahlanma harcamalarıdır. Stockholm Barış Enstitüsü raporuna göre Selman ve oğlunun iktidara gelmesinin ardından Suudi Arabistan'ın silah ithalatı yüzde 130 kadar artmıştır. Koronavirüsün yayılması ile de paralel olarak ortaya çıkan Rusya ile petrolü fiyatlandırma savaşı ve sonuçta petrol fiyatının geçmişte görülmemiş derecede düşmesi Suudi Arabistan ekonomisinin düşüşe geçmesinin başka nedenlerindendir.
Bu durum ise Al-ı Suud ve Suudi Arabistan halkı için de ağır sonuçlar doğurmuştur.
Bu çerçevede Suudi Arabistan hükümeti 2020 bütçesini azaltmak zorunda kaldı. Suudi Arabistan ekonomi ve hazine bakanı Muhammed El Cud'an bu ülkenin petrol fiyatlarının aşırı derecede düşmesinin ardından yıllık bütçesini 13.2 milyar dolara denk gelen 50 milyar dolar kadar azaltacağını açıkladı.
Suudi hükümeti geçen hafta da bir karar çıkartarak koronavirüs salgınının oluşturduğu zor koşullar ve ekonomik krizin şiddetlenmesinden dolayı özel sektör çalışanlarının maaşlarını yüzde 40 azaltacağını açıkladı.
Buna paralel olarak petrol fiyatının düşmesinden dolayı Amerika tarafından da baskı altında kalan ve Washington'un Patriot savunma sistemleri ve askeri güçlerini çekme tehdidine de şahit olan Riyad, petrol üretimini Haziran ayı için günlük olarak bir milyon varil azaltma kararı almıştır.
Bunun yanı sıra Suudi Arabistan yönetimi son günlerde gelecek Temmuz ayının başından ekonomik sorunların şiddetlenmesinden dolayı katma değer vergisini arttırmayı ve geçinme desteklerini durdurmaya karar verdi.
Suudi Arabistan ekonomi ve hazine bakanı Muhammed El Cudan ise bu hususta Pazartesi günü Temmuz ayının başından itibaren KDV'lerin yüzde 5'ten yüzde 15'e çıkarılacağını ve yine 1 Temmuz'dan itibaren geçim destek yardımlarının da kesileceğini duyurdu.
Aslında Suudi Arabistan'da olup bitenler yanlış dış siyaset, işlevsiz ve masraflı politikalar yüzünden Riyad'ın güç kaynaklarından yoksun kaldığını ve ve fırsatları tehdide dönüştürdüğünü gösteriyor.
Şimdiye dek Suudi Arabistan halkının Al-ı Suud'a yönelttiği eleştiriler ve yaptığı itirazların nedeni yönetici kesimin yolsuzluğu, prensler ve halk arasında ayrımcılık ve adaletsizlik, Şiilere ayrımcılıkların şiddetlenmesi ve geniş çaplı siyasi ve adli şiddeti idi. Ancak bugün sübvansiyonların ve vergilerin arttırılması ve geçim yardım paralarının kesilmesi Al-ı Suud'a yönelik eleştirilerin bir başka kaynağı olmuştur.
Bu husustaki son nokta ise Suudi Arabistan'ın iç ve bölgesel konumunun zayıflamasının her şeyden ziyade Amerika ve Siyonist Rejim İsrail'in istekleri doğrultusunda olmasıdır. Bu çerçevede Riyad'ın bugünkü ekonomik çöküşü ve peş peşe gelen bölgesel siyasi yenilgilerinin de Amerika'nın Suudilerin genç veliahdine dayattığı siyasetlerin sonucu olduğu söylenebilir.