Libya Krizi ve BMT Güvenlik Konseyi Oturumu
Libya savaşı son günlerde iyice tırmanmıştır. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti güçleri son bir kaç hafta içerisinde General Hafter güçlerine karşı geniş çaplı operasyonlar başlatmış ve bu süreçte Libya'nın önemli bir kısmını kurtarmıştır.
Libya'daki savaş bu ülkeye dış müdahalelerin de artmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda BMT Güvenlik Konseyi üyeleri Libya hususundaki en son oturumunda bu ülkeye silah ve güç göndermenin uluslararası kuralların ihlali olduğunu açıkladılar. BMT Güvenlik Konseyi üyeleri bu hususa vurgu yaparak Libya taraflarından hasmane girişimlerini durdurmalarını ve sürekli ateşkes anlaşmasına bağlı kalmalarını istedi.
Libya krizi son haftalarda yeni boyutlar kazanmıştır. Ulusal Ordu adı ile bilinen General Hafter'e bağlı güçler ve Libya Ulusal Mutabakat Güçleri arasındaki çatışmalar şiddetli bir şekilde devam etmektedir. Böyle bir ortamda dış müdahaleler de arttı öyle ki BAE askeri güçleri Halife Hafter'e destek verme adına bu ülkede güçlü bir varlık gösterdi. Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin BMT'ndaki temsilcisi Tahir el Sünni ise şöyle bir açıklamada bulundu:" BAE'nin Libya'da isyancıları desteklediği ve onlara silah ve askeri teçhizat göndererek BMT Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiğine dair sağlam deliller ve kanıtlar mevcuttur. "
Libya'da savaşın kızışması ile birçok bölgede yenilen Halife Hafter güçleri şimdi de daha fazla dış destek talebinde bulunmak istiyorlar. Raporlara göre Halife Hafter kendi güçlerini güçlendirmek için Sudan, Çad, Suriye ve Avrupa'dan bile paralı askerleri hizmetine almaktadır. Öyle ki halihazırda Sudanlı güçlerden yüzlercesi Libya'nın Sirt kentinde Ebu Cerin cephesine katılmak üzere hazır konumdalar.
Darülfetva adı ile bilinen Libya şeri bilim araştırmaları ve araştırma konseyi de bir bildiri yayımlayarak Sudanlı gençlerin Halife Hafter tarafından kullanılmasını ucuz bir satış olarak niteleyerek sözlerine şunları da ekledi:" Onlar bu kişileri satın alıyorlar. Çünkü onları Libya çölünde Hafter komutanlığı altında bu savaş canisinin yolunda öldürmek istiyorlar. "
Buna rağmen Libya'ya askeri teçhizat ve askeri güç göndermek Cenevre anlaşması gereği yasak sayılmıştır. Ancak bu anlaşmaya rağmen şimdi de bu ülke vekalet savaşı sahasına dönüşmüştür. Sadece BAE güçleri değil Fransa yapımı silahlar, Sudanlı güçlerin varlığı ve de Türkiye'nin bu ülkedeki askeri varlığı Libya'ya gölge düşürmektedir. Libya şimdi de farklı ülkelerin bu ülkenin kaynakları, zenginlikleri ve konumundan pay alma rekabet sahasına dönüşmüştür. Tüm sloganlara rağmen bu ülkeler Libya'nın müzakere süreci ile barışa ve istikrara gitmesini engelliyorlar.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti son zaferinde ise ülkenin Batısında yer alan El Vatiye hava üssünü ele geçirdiler. Trablus'un 140 kilometre güney batısında bulunan bu askeri üssün ele geçirilmesi General Halife Hafter'e ve Mısır, Rusya, BAE, Fransa ve Suudi Arabistan gibi hamilerine de sağlam bir darbe indirmiş oldu. Bu üsten bir sürü askeri teçhizat ve cephane ele geçirildi.
Şimdi de Libya'da iktidar savaşı iyice kızışmıştır. Libya ulusal mutabakat hükümeti ise büyük zafere yakın olduklarını söyleyip Hafter'i savaş suçlusu olarak adlandırılmasını istiyor. Bu hükümet Halife Hafter'in Libya'nın siyasi geleceğinde bir rolü olmayacağını belirtmiştir. Buna rağmen kimi kaynaklar Hafter'in gelecek günlerde geçici anayasa bildirisini açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.
Libya krizi halihazırda daha da karmaşık bir hal almıştır. Bu ülkenin geleceği ile ilgili farklı tahminler yürütülmektedir. Bu ülkenin bölünmesinden BMT Güvenlik Konseyi'nin önerdiği müzakere süreci ve barışın sağlanmasına kadar alternatiflerden söz edilmektedir. BMT Güvenlik Konseyi ise dünkü oturumunda bir kez daha Libya'ya silah satışı ve gönderilmesi yasağına vurgu yaparak askeri güçlerin de bu ülkeye gönderilmemesinin zaruri olduğunu ve bu yöndeki her girişimi uluslararası kuralların ihlali olduğunu bildirdi. Mevcut karmaşık durumlara rağmen görünen o ki Mısır ve BAE ve de diğer ülkeler BMT Güvenlik Konseyi'nin bu isteğine bağlı kalıp Libya'yı Libyalılara bırakırlarsa barışa giden ve krizin sonlanacağı yol da hazır hale gelecektir.