Borrel: Amerika'nın Dünya Liderliği Çağı Son Bulmuş
(last modified Wed, 27 May 2020 02:25:44 GMT )
Mayıs 27, 2020 05:25 Europe/Istanbul
  • Borrel: Amerika'nın Dünya Liderliği Çağı Son Bulmuş

Amerika başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak 2017'de işbaşına gelmesi ile Amerika'nın tek yanlı siyasetleri tekrar hayat kazandı. Trump "Önce Amerika" sloganı ile Amerika hedefleri ve çıkarlarına öncelik tanıyarak Washington'un zorbalığa ve başına buyrukluğa dayalı siyasetlerinin Amerika'nın dünya lideri olarak istikrarı ve gücünü arttırdığını düşünüyor. Fakat bu iddia ise halihazırda ciddi tereddütlere yol açmıştır.

Bu hususta  Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi Josep Borell Pazartesi günü   Amerika'nın dünya liderliği çağının sona erdiğine işaretle    Çin'e karşı güçlü bir stratejinin izlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.  
Borrel bu hususta yaptığı açıklamada, " Analistler  uzun zamandır  Amerika liderliğindeki düzenin sonlandığı ve Asya asrının başladığından söz ediyorlar.  Uzun süreden beri Amerika'nın gücünün düşeceği tahmin edilirdi. Şimdi de koronavirüs salgını Amerika'nın düşüşünü hızlandırmıştır. " dedi.
Gerçekte dünyada derin gelişmelere sebep olan Koronavirüs salgını  bu süreci hızlandıran faktördür. Nitekim Trump'ın Amerika’sı görülmemiş bir kriz ile karşı karşıya kalmıştır. Bu husustan yola çıkarak Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi de  Koronavirüsü,  gücün Batı'dan Doğu'ya kaymasında bir dönüm noktası görerek Avrupa Birliğinin hangi tarafta yer alacağı yönünde üstünde olan baskısının da arttığını itiraf etti.
Avrupa Birliği dış siyaset üst düzey makamı olan Borrel'in itiraf ettiği husus Amerika'nın küresel rakipleri ve muhaliflerinin de uluslararası alanlarda defalarca vurguladığı ve günümüzde küresel ilişkiler edebiyatında kendine yer edindiği konudur.
Amerika'nın düşüşü ise iç ve dış olmak üzere farklı boyutlarda gerçekleşmektedir.   Dış siyaset alanında Trump  planlı ve belirli bir şekilde tüm çok taraflı normlar ve araçları yıkmaya ve tek taraflılığı belirginleştirmeye ve eksen yapmaya  odaklanmıştır. Trump bu yönde sırf Amerika'nın çıkarlarına vurgu yaparak Amerika'nın dünyadaki nüfuzu ve prestijini azaltmıştır. Bu siyaset ise Washington'un günden güne de tecride sürüklenmesine neden olmuştur.  
Amerika'nın tüccar kafalı başkanı önemli küresel anlaşmalardan çekilerek de çok taraflılığı ayakları altına almıştır. İlk olarak Paris İklim Anlaşmasından ardından da BERCAM nükleer anlaşmasından çekilmiştir.  
Trump hükümeti bununla da yetinmeyip silahlanmayı denetleyen ve kontrol eden anlaşmalardan çıkmayı çalışma programına almıştır, nitekim şimdiye kadar INF ve Açık Semalar Antlaşmalarından çekilirken Yeni Start Antlaşmasını da uzatmak istemiyor. 
Amerika'yı UNESCO ve BM İnsan Hakları Konseyinden çıkartan Trump, Amerika ile Çin ve Amerika ile Avrupa arasındaki ticari savaşı başlatırken, Amerika'nın NATO'daki rolünün bile sorgulanmaya başlanmasına sebep olmuştur. Trump'ın bu siyasetleri, özellikle de Amerika ve Avrupa'nın arasını açmış ve iki tarafı bir krize sürüklemiştir.  
Fransa dışişleri bakanı Jean Yeves Le Drian'ın söylediğine göre Trump "Önce Amerika" sloganı ile Beyaz Saray'a girmiş ancak haddini aşarak "sırf Amerika" sloganını pratikte uygulamaya başlamıştır.  Bu da Amerika'nın herkes ile güç savaşına girdiği anlamındadır. Amerika  her anlaşmada sırf kendi üstünlüğünü düşünüyor."
Böyle bir ortamda ise Amerika'nın uluslararası alandaki iki önemli rakibi Çin ve Rusya da Trump hükümetinin uluslararası alandaki tek yanlı siyasetlerini ciddi şekilde eleştirmektedirler.  Amerika'nın tek yanlı siyasetleri ve kendini üstün görme kuruntusu da ciddi eleştirilere yol açmıştır.  Çin de  Trump'ın tek yanlı yaklaşımının ticaret savaşına ve ekonomi büyümenin düşmesine yol açtığını eleştirerek, farklı ülkelerde ekonomik düzenlerin bozulmasına neden olduğunu belirtmektedir./