Korona ve Amerika'nın Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Krizleri
Amerika kritik bir döneme ayak basmıştır. Halihazırda Amerika'da koronavirüse yakalananların sayısı bir buçuk milyonu aşmıştır. Bunlardan ise 90 bin kadarı hayatlarını kaybetmişlerdir.
Dünyada koronavirüs vaka sayısının yaklaşık yüzde 32'si ve bu hastalıktan can kaybının yüzde 28'i Amerika'da gerçekleşmiştir. Ayrıca her iki alanda da ikinci ve üçüncü sıradaki ülkeler ile de iyice mesafeyi açmıştır.
Trump hükümetini eleştirenler ise mevcut durumun felaket olduğuna değinerek bu hastalıktan ölenlerin sayısının fazla olduğunu da yalancı başkanları ile ilişkilendiriyorlar. Onlara göre lafazan başkanları ilk baştan beri koronavirüse gerçekçi yaklaşmamış ve tedbir almayıp geç harekete geçerek bu salgını kontrol etmeye çalışmıştır. Burada önemli olan nokta ise şimdi de koronavirüs salgınının yan etkilerinin Amerika toplumunu her boyuttan etkilemesidir.
Ekonomik açıdan mevcutta Amerika, tarihindeki en büyük kriz ve durgunluk dönemi ile karşılaşmıştır. Bu çerçevede işsizlik oranı rekor seviyede artmış, işletmeler ve fabrikalar kapatılmış ve faaliyetleri en az seviyeye düşmüştür. Böylece Amerika ekonomisi görülmemiş zararlar görmektedir. Amerika Merkez Bankası Federal Rezerv'in yaptığı araştırmalar ise Amerika ekonomisinin mevcut durumundan yola çıkarak vizyonunun facia olacağını gösteriyor.
Amerika ekonomisinin gayrı safi yurtiçi hasılası 2020 Nisan ile Haziran arasında 42.8 kadar düşüşe doğru yol katedecektir. Bu gösterge geçen hafta da Amerika ekonomisinin yüzde 34.9 kadar gerilediğini gösterdi. Ancak ekonominin sert düşüşünü gösteren diğer bilgiler de paylaşıldı. Bu çerçevede Federal Rezerv bu göstergelerin daha da düşük olacağını belirtti. Böyle bir düşüş Amerika'nın İkinci Dünya Savaşının ardından yaşadığı en sert düşüştür.
Amerika İş ve İstihdam İdaresi rakamları ise geçen hafta içerisinde 3 milyon Amerikalının işsizlik maaşı için kayıt yaptırdığını gösteriyor. Böylece koronavirüs karantina döneminin başladığından beri toplam 36.5 milyon kişi Amerika'da işini kaybetmiştir. Amerika ticaret bakanlığı ve Federal Rezerv de 15 Mayıs günü iki ayrı rapor yayımlayarak endüstriyel ve perakende ürünlerin üretiminin görülmemiş derecede düştüğünü belirtti.
Federal Rezerv bu ülkedeki endüstriyel ürünler üretiminin koronavirüs salgını dolayısı ile Nisan ayında yüzde 13.7 kadar azaldığını açıkladı. Bu rakam ise ekonomik sektörlerde görülen en büyük düşüşü de kapsıyor. Amerika ticaret bakanlığı ise raporunda ülke genelinde perakende satışın Nisan ayında toplam 16.4 düştüğünü ancak internet üzerinden satış merkezlerinin satışının arttığını açıkladı. Bu istatistikler ise Amerika'nın 1929 ila 1933'te yaşadığı büyük durgunluğun ardından bu yılın ikinci çeyreğinde en ağır ekonomik düşüşü yaşadığını gösteriyor.
Bu mesele ise Amerikan ekonomistler ve makamlarının ciddi uyarılarına da yol açmıştır. Bu çerçevede Amerika hazine bakanı Steven Mnuchin işletmeler ve fabrikaların kapatılmasının devam etmesi halinde Amerika ekonomisinin büyük zararlar göreceğini açıklamıştır. Mnuchin koronavirüsün hala Amerika'da yayılmaya devam ettiğine işaretle şöyle bir açıklamada bulundu: "İşletmeleri açmalıyız. Yoksa sürekli ve sert bir durgunluk ile karşı karşıya kalacağız. "
Mnuchin ayrıca Amerika ekonomisine koronavirüsten dolayı inecek darbelere dikkat çekerek tehlike çanlarının çaldığını belirtti ve şöyle bir açıklamada bulundu:" Washington, uzun süreli devam edecek koronavirüsten dolayı ekonomik açılışı beklerse Amerika ekonomisi dağılma tehlikesi bile yaşayacaktır. "
Bu sırada ise Amerika sağlık makamları da erken davranılması ve erken açılışın tehlikeli olabileceği uyarılarında bulunmuşlardır. Buna rağmen Trump hükümeti makamları özellikle de hazine bakanı Mnuchin durumdan ciddi kaygı duyduğunu dile getirmektedir.
Mnuchin bir kaç kez ekonominin kapalı tutulmasının Amerika için koronavirüsten daha tehlikeli olduğunu iddia etmiştir. Amerika'nın tanınmış ekonomik analistlerinden Jame Kramer ise Amerika ekonomisinin tekrar ekonomik kapıları erken açmaktan başka bir çaresi olmadığını dile getirmiştir. Kramer şöyle bir açıklamada bulunmuştur:" En iyisi federal devletin korona testleri sayısını arttırıp hastaları bulması için ekonomik kapıları kapalı tutmamızdır. Ancak ekonomik kapıları açmaktan başka da bir çaremiz yoktur.... Neredeyse ekonomik alanların hepsi kapalı ve bu ekonomimiz için ezici ve yıkıcıdır. "
Gerçekte ekonomik ve ticari faaliyetlerin ne zaman nasıl hangi koşullar altında başlayacağı sorusu Federal Devlet ve eyaletler yönetimi arasında büyük bir soruna dönüşmüştür. Özellikle de koronavirüs salgınından en çok etkilenen New York gibi eyaletler bu durumda daha büyük tereddütler yaşamaktadırlar. Eleştirenler ise Trump hükümetinin bu ısrardan güttükleri gerçek hedeflerinin Aralık 2020 seçimleri için oy toplamak olduğunu ileri sürüyorlar.
Bilindiği üzere Amerika başkanlık seçimlerine altı aydan daha az bir süre kalmış ve Trump'ın hesapları çarşıya uymamıştır. Salgından önce çok az sayıda analist Trump'ın seçimleri kazanamayacağını söylüyordu. Ancak halihazırda birçokları bu hususta tereddüt yaşıyor. George Washington Üniversitesi siyasi bilimler hocası Christopher Arterton ise bu hususta şöyle diyor:" Gerçekten seçimlerin sonuçlarının ne olacağına dair hiçbir fikrimiz yok. "
CNBC kanalının yaptığı son ankete göre katılımcıların yüzde 57'si Trump'ın performansını zayıf bulmuştur. Halbuki Mart ayında katılımcıların sadece yüzde 47'si Trump'ı eleştiriyorlardı. Gerçekte Trump ve üst düzey danışmanları açık bir şekilde başarısız kaldıkları koronavirüs ile mücadeleden yönlerini ekonomiye çevirmişlerdir. Onlar bu ısrarlarını şöyle izah etmeye çalışıyorlar " Biz Amerika'nın ekonomisinin çöküşünü önlemek ve sonbahar 2020'deki yeni koronavirüs dalgalarını kontrol etmeye hazırlanıyoruz. "
Trump hükümeti pratikte Amerika halkından ekonomik açılışı kabullenmelerini ve ölenleri de bu açılışın karşılığı olarak kabul etmelerini istiyor. Böylece Trump hükümeti hastalığın yayılmasının facia yaratan durumuna göz yumarak sosyal kısıtlamaları kaldırmak ve ekonomiyi açmak istiyor. Amerika'daki enfeksiyonel hastalıkları önleme ve kontrol etme merkezi başkanı Anthony Fauci ise Trump'ın bu ısrarı ile ilgili şöyle diyor:" Biz ekonomiyi açmak doğrultusundaki sağlık protokollerine uymazsak o zaman koronavirüsün yeni yayılma dalgaları ülkemizi tehdit edecektir. "
Koronavirüs salgını Amerika ekonomisine ağır darbeler indirmesinin yanı sıra toplumsal boyutlarda da zor koşullar yaratmıştır. Şimdi de Amerika büyü çaplı bir kriz yaşıyor. Amerika sadece 1929 ve otuzlu yıllarda yaşadığı ekonomik krizler ile kıyaslanan bir kriz yaşıyor. O dönemde açlık, bedava yemekler için kilometrelik kuyruklar, aşırı yoksulluk ve evsizlik, borçların artması, toplumsal itirazların artması ve silahlı itirazların baş göstermesi gibi sorunlar yaşanmıştı. Şimdi de koronavirüs salgınından dolayı en çok da göze çarpan toplumsal sorun açlıktır. Dünyanın en büyük ekonomisi kapitalist ekonomilerinin başı olan Amerika ekonomisinin başı dertte.
New York Times gazetesi ise bu hususta şöyle bir yazıya yer verdi:" İnsanlar aç kalacaklar. Onlar şimdi de açlar. Açlık kolay kolay alışabileceğiniz bir durum değil. Açlık ümitsizlik ve çaresizliğe yol açar. Koronavirüs salgınından kaynaklanan bu denli açlık ise çok tehlikeli . "
BMT Gıda Programı süreci yöneticisi David Bisley ise bu hususta şöyle diyor:" Amerika savaş sahalarından uzak olsa da bu ülkede gelişmiş ülkelere kıyasla en kötü gıda güvensizliği düzeyi ile karşı karşıyayız. "
Brooking enstitüsü ise son raporunda Nisan sonuna kadar Amerikan ailelerinin yüzde 5'inin üstündeki aileler gıda güvenliğinden yararlanmayacaklar. George Town Üniversitesi hukuki merkezi sorumlusu David Supper'in söylediğine göre ise işsizleşme oranlarının aniden fırlamasından dolayı destekler ve yardımlar bile nafiledir.
Koronavirüs salgını siyasi boyutta da Amerika'da ciddi siyasi çatlaklar ve ihtilaflar oluşturmuştur. Kongre ve Beyaz Saray da bu ihtilaflar ile sarsılmaktadır. Kongre'deki demokrat yasa belirleyiciler koronavirüs ile mücadele doğrultusundaki tedbirlerin tüm eyaletlerde güçlü bir şekilde hayata geçirilmesini istiyorlar. Halbuki Trump hükümeti kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarından dolayı derhal bu tedbirleri kaldırmak istiyor.
Trump hükümetini eleştirenler Amerika başkanının "önce Amerika" sloganı çerçevesinde değil önce kendi siyasetleri çerçevesinde hareket ettiğini belirtiyorlar. Trump koronavirüse de aynı şekilde yaklaşmaktadır. Aynı zamanda koronavirüsün yayılmasının en önemli yan etkilerinden biri de federal devlet ve eyalet yönetimleri arasındaki ciddi ihtilafların oluşmasıdır. Bu çerçevede New York gibi eyaletlerin federal devlet ile daha fazla sorun yaşadıkları görülmektedir.
Trump koronavirüs ile mücadele doğrultusundaki tedbirlerin erken kaldırılmasına karşı çıkan eyaletlerde protestocuları desteklemiştir. Bu çerçevede 30 Nisan'da kimileri silahlı bile olan ekonominin açılışından yana kişiler Michigan eyaletinde protesto gösterileri yaptıklarında Trump da bu gruba destek verdi ve karantinanın sonlanmasını istedi. Amerika başkanı bir Tweet paylaşarak şöyle yazdı:" Michigan kaymakamı ufak bir taviz verip yangını söndürmelidir. "
Trump'ın demokrat rakibi Joe Biden ise Trump'ın silahlı protestocuları desteklemesini eleştirip bu protesto gösterilerinde ırkçılık göstergelerinin görüldüğünü de söyledi. Kimi medya organlarında Nazilerin gamalı haç sembollerinin de bu protesto gösterilerinde olduğu görüldü. Bir diğer önemli mesele de Amerika iktidar yapısında kongre liderleri özellikle de demokrat Nancy Pelosi ve Kongre'deki azınlık demokratların lideri Chuck Schummer'in Beyaz Saray ve Trump ile koronavirüs ile mücadele alanındaki ciddi ihtilaflarıdır.
Demokrat makamlar defalarca Trump hükümetinin koronavirüs ile mücadelesindeki kayıtsızlığını eleştirmişlerdir. Amerika temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi de Trump hükümetinin koronavirüs ile mücadelesindeki kötü yönetimine vurgu yaparak şöyle bir açıklamada bulundu:" Trump Amerika halkına yalan söylemek yerine bu hastalık ile ilgili gerçekleri açıklamaları ve bu gerçeklere göre karar vermelidir. "
Gerçekte Amerika mevcutta tarihi boyunca görülmemiş bir durum ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum ise mevcutta bu ülkedeki toplumsal kurum ve kuruluşları ve yapılanmayı zayıflatıp uzun vadeli olarak da bu ülkedeki ekonomik, sosyal ve politik alanlardaki sorunları iyice derinleştirecek ve negatif eğilimlere sürükleyecektir.