Amerika’da ırkçı cinayete karşı geniş protestolar
(last modified Fri, 29 May 2020 13:39:34 GMT )
Mayıs 29, 2020 16:39 Europe/Istanbul
  • Amerika’da ırkçı cinayete karşı geniş protestolar

Amerika’da başta siyah derililere karşı ırkçılık ve ayırımcılık her zaman Amerika toplumun en menfur özelliklerinden biri olarak söz konusu olmuştur. Buna rağmen son yıllarda çok daha bariz ve belirgin olan konu, Amerikan beyaz polislerinin siyah derililere karşı uyguladığı sınırsız şiddettir; bu ise bazen çok üzücü sahnelerin yaşanmasına sebep olabiliyor.

Amerika Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde George Floyd adlı siyahi vatandaşın gözaltı işlemi sırasında polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından şehirdeki protestolarda gerilim daha da tırmandı. Yaşanan gösterilerde açılan ateş sonucu bir siyahi daha hayatını kaybetti. 
Kent polisi göstericiler ve polis arasında Çarşamba akşam saatlerinde yaşanan çatışmaların üzücü olduğunu belirterek o akşamki itirazların daha önceki gösterilerden farklı olduğunu söyledi.
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey halka seslenerek siyahi George Floyd trajedisinin başka trajedilerin yaşanmasına izin vermemelerini istedi.
Artık kana bulaşan bu protestolar, aslında Amerikan siyahilerin adaletsizlik, ırkçılık ve hepsinden daha önemlisi Amerikan polisin kendilerine karşı sınırsız şiddet ve kasvetine yöneliktir. Amerikan polisinin siyah derililere yönelik en son cinayetinden sosyal medyaya yansıtılan son görüntüler her kesi şoke etti. Pazartesi günü bir polis memuru 40 yaşında olan George Floyd’u Minneapolis kentinde herkesin gözleri önünde öldürdü. Polisin şiddetine maruz kalan Floyd elleri kelepçeli olarak yüzüstü yatırılmışken polisin dizi ile ensesine baskı uygulaması nedeni ile nefes almakta zorluk çektiğini söyledi. Polisin iddiasına göre sağlık sorunları olan Floyd hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybetti. Fakat yayınlanan görüntüler siyahi adamın sürekli “nefes alamıyorum” "lütfen biraz su", "beni öldürmeyin" diye yalvarırken görünüyor.
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey  bu olayı bir fiyasko niteleyerek “Amerika’da siyahi olmak, idam kararı verilme sebebi olmamalı. Beyaz derili polisin 5 dakika dizini siyah derili birinin ensesine bastığını gördük” dedi.
Washington Post gazetesi bu bağlamdaki haberini “bir adamın polis ile teamülde tıbbi nedenlerden ölmesi” ironisi ile verdi. 
Amerika temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi Amerikan polisinin siyahi vatandaşa yönelik son şiddetine değinerek, “Bu bir faciadır. Bu bir cinayettir. Ben onun ailesi ayrıca oranın toplumu için çok çok üzgünüm” dedi.
Yaklaşık 6 yıl önce bir diğer siyahi Amerikan Eric Garner, polisin boyun ve göğüs kafesine baskısı nedeni ile “nefes alamıyorum” diyerek New York’ta polis tarafından öldürüldü. Geçen yıllarda yine Michael Brown, Walter Scott, Tamir Rice ve diğer bir çok siyah derili de polisin şiddeti sonucu hayatını kaybetti. 
Uluslararası Af Örgütü twitter sayfasında paylaştığı mesajda, “Hiç kimse, acaba bugün bir polis memurun onun hayatına son verecek gün mü değil mi düşüncesi ile uyanmamalı. Renkli derililer özellikle de siyah derililer Amerika’da bu acı gerçek ile yaşıyorlar. Minneapolis polis memurunun hareketi halkı dehşete salmış; şimdiye kadar bir çok şeyi kaybeden halkı.” diye yazdı.
Mevcut kanıtlar Amerika polisinin ülke çapında siyahi kadınlar ve erkeklere şiddet ve acımasızlığı yaygın bir olay haline getirmiştir. Bu şiddet Korona salgını döneminde yaşanması daha da endişe verici. Amerikan siyahiler toplumu bir yandan Korona salgınına maruz kalırken bir çok can kaybı yaşadığı dönemde diğer yandan da polisin acımasızlığına maruz kalıyor. 
Siyah derililerin polis tarafından öldürülmesi, bir döngüye dönüşmüştür, öyle ki yaşanan olaya itiraz edenler sokaklara inerek isyan ediyor, isyan sırasında polisin müdahalesi sonucu kişi veya kişiler öldürülüyor. Göstericiler evlerine dönüyor fakat bir başka siyahinin polis tarafından öldürülmesi ile yine halk sokaklara iniyor.
Arada bir yaşanan tüm itirazlara rağmen, federal hükümet veya kongre, polisin siyahilere karşı şiddetini engellemek için her hangi bir girişimde bulunmuyor. Üstelik işlenen cinayetlerin incelenmesi için kurulan mahkemeler, polis memurların beraatı ile sonuçlanıyor.  Bu konu da Amerika’da siyahilerin umutsuzluğunu daha da yoğunlaştırarak daha fazla itirazların yaşanmasını beraberinde getiriyor./