Trump'tan muhaliflere Tehdit
Siyahilere karşı ırkçı ve ayrımcı genel siyaseti çerçevesinde Amerika polisinin uyguladığı kontrolsüz şiddet son günlerde Amerika genelinde geniş çaplı tepkilere yol açtı. Buna rağmen Amerika başkanı Donald Trump bu konuya bir çare bulmak yerine protestocuları tehdit etmeye başladı.
Amerika başkanı Donald Trump 29 Mayıs Cuma günü Minnesota eyaletindeki Minneapolis şehrinde bir siyahinin polis tarafından katledilmesini protesto edenleri eşkiya olarak adlandırıp bu hususta yayımladığı Tweet'inde sadece bu olaylara şahit kalmayacağını belirtti ve protestocuları polis ve ordu güçleri tarafından kurşunlar ile hedef alınmakla tehdit etti. Twitter ise Trump'ın bu mesajını bu sosyal ağın kurallarına aykırı olduğunu ve şiddeti yaygınlaştırdığını belirtti. Buna rağmen Trump'ın bir sonraki mesajlarındaki sözleri daha da sert oldu.Bu çerçevede Trump şu mesajı paylaştı:" Bu eşkıya grupları George Floyd adına ve anısına hürmetsizlik yapıyorlar. Ben ise buna izin vermeyeceğim. "
Trump mesajının devamında şöyle yazdı:" Minnesota Valisi Tim Waltz ile temasımda ordu ve özel birliklerin ona tam destek vereceklerini ve tüm sorunlara rağmen duruma musallat olacağımızı söyledim. Marketler ve mağazaların yağmalanması halinde veya bir ayaklanmanın patlak vermesi halinde kaosu çıkaranlara ateş açılacaktır. "
Pazartesi akşamı bir polis memuru silahı olmayan George Floyd isimli siyahi birini şiddet ve öfkeyle yere yatırdı. Görgü tanıkları ise, polis memurunun dizini Floyd'un boynuna koyduğunu ve onun nefes almasını engellediğini söylüyorlar. Bu şiddet dolu davranış ise sonunda bu siyahinin hayatına mal oldu. Bu olay ise Minneapolis eyaletinde geniş çaplı gösterilere neden oldu. Çarşamba sabahından beri de yüzlerce Amerikan vatandaşı George Floyd'un katledilmesine itiraz etmek amacı ile Minneapolis güvenlik teşkilatı binası önünde toplandı. Ancak polisin müdahalesi ile özellikle de göz yaşartıcı, plastik mermi ses ve sis bombaları ile protestocular dağıtılmaya çalışıldı. Bu süreçte ise olaylar iyice şiddete sürüklendi ve Cuma'ya kadar devam etti. Bu protesto gösterileri sırasında ise şimdiye kadar 1 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmektedir.
Tabii Trump ırkçı yaklaşımlarını ve de kendine yöneltilen ithamlardan beraat etmek için Perşembe günü bir Tweet paylaşarak George Floyd'un tutuklandığı sırada polis tarafından hayatını kaybettiğinden esef duyduğunu paylaştı. Halbuki Trump daha önce beyazların ve polis güçlerinin açık bir şekilde siyahilere ayrımcı ve ırkçı davranışları hususunda sessiz kalmış ve hatta bu durumu desteklemişti. Böylece Trump bu kez görünüşte bu olay ile ilgili empati göstermeye çalıştı. Kimi analistler ise Trump'ın bu empatisine kuşkulu yaklaşmaktadırlar. Onlara göre Trump 2020 seçimlerinde siyahilerin de oylarını toplamak için bir strateji yapmaktadır.
Amerika'da polisin siyahilere karşı sergilediği şiddete karşı çıkan protesto seslerinin ardından Amerika kongresi de bu duruma tepki gösterdi. Amerika temsilciler meclisi adli komitesi başkanı Jerrold Nadler ve bu komiteye üye olan bir kaç demokrat üye ise Amerika baş savcısı William Baar'a bir mektup yazarak polisin yasa dışı davranışları ve girişimleri ile araştırmalar yapmasını istediler.
Bu mektupta Minneapolis'in siyahi ahalisinden George Floyd'un yanı sıra dairesinde polisin ateşi sonucunda hayatını kaybeden Bruna Taylor ile ile ilgili de söz edilmiştir. Bu komite ayrıca bir polis memuru ve oğlu tarafından öldürülen Ahmad Arbery ile ilgili de araştırmaların yapılmasını istedi.
Amerika temsilciler meclisi adli komitesi mektubunda şöyle yazılmıştır:" Adaletin ayrımcılık olmadan uygulanmasına kamu güveni, Afroamerikalıların öldürülmesi ile ciddi şekilde sarsılmış ve sorgulanmıştır. "
Bu taleplere rağmen kanıtlar ise Amerika'da ırkçılık ve ayrımcılığın kurumsallaşmasından dolayı pratikte siyahilerin lehine hiçbir adım atılmadığını gösteriyor. Doğal olarak bu mesele siyahileri ve renkli derilileri kızdırıp kaoslar ve itirazlara yol açacaktır. Buna rağmen federal hükümetin tek yanıtının ve karşılığının da şiddet ve ateş açmak olacağı söylenebilir.