Trump ve protestocuları tehdit etmeye devam etmesi
Siyahi bir insanın Amerikan beyaz polisi tarafından Minneapolis kentinde acımasızca katledilmesinin ardından ABD'nin muhtelif kentleri ve eyaletlerinde başlayan geniş çaplı protesto eylemleri, Beyaz Saray yöneticilerini derinden perişan ederken, Başkanı Donald Trump'ın sert tepkilerine yol açtı.
İki gün kameralar karşısına çıkamayan Trump protesto eylemlerinin ülkenin geneline sıçramasının ardından sonunda ortaya çıktı.
Trump yaptığı açıklamada ülkedeki olaylara son vermek için yasal yetkilerini kullanacağına vurgu yaparak, ulusal muhafız birliğinden yeteri sayıda muhtelif eyaletlere konuşlanmasını istediğini ifade etti. Trump şöyle dedi: Eyalet valileri, bu yasayı yerine getirmekten kaçınmaları halinde derhal orduyu bu eyaletlere konuşlandıracağım. Tüm bu olanlar, barışçıl protestolar değil, iç terör eylemleridir."
ABD Başkanı, kendini sanki barışçıl gösterileri destekliyor gibi göstermeye çalışarak, son olayların faillerini, "iç terörist" niteleyip, onlara karşı savaşacağı sözünü verdi.
Anlaşılan Trump, protestoculara iç terör yakıştırmasıyla ilerleyen günlerde onlara uygulayacak şiddet eylemlerini şimdiden haklı göstermeye çalışarak, kaba güç kullanmak suretiyle kendince ABD'de benzeri görülmeyen protesto ateşini söndürebileceğini düşünüyor. Trump bu bağlamdaki ilk adımını başkent Washington'da attı.
Başkanı Trump, ülkedeki şiddet olaylarına müdahale etmek için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdiğini duyurdu. Ayrıca, Washington'da sokağa çıkma yasağının ciddiyet ve kararlılıkla uygulanacağını belirtti.
Başkan bu yasağa uymayanları ve sokaklardan çekilmeyenleri, yasal müdahale ile de tehdit etti, valilerle ile video konferans aracılığıyla düzenlendiği toplantıda, "Otoriter davranmalısınız, eğer böyle yapmazsınız, kendi vaktinizi boşa harcamış olursunuz. Baskı altına almalısınız, protestocular sizi yener ve siz bir avuç aptal olursunuz. Daha katı olmalısınız."
Irkçı bakış sahibi olarak radikal sağcılar ve milliyetçiler tarafından görüşleri ve yaklaşımları beğenilen ve onları renkli derililere karşı şiddet eylemlerini tırmandırmaya özendiren ABD Başkanı Donald Trump, ırkçılık, ayrımcılık ve şiddet eylemlerinden kaynaklanan bu gösterilerin temel nedenlerini ortadan kaldırmak için çare bulmak yerine, otoriter kesilerek, eylemcileri korkutmaya ve susturmaya çalışıyor.
Oysa bu yaklaşım, yani sorunu çözüme kavuşturmak yerine üstünü örtmekle bir yere varamayacaktır. Aslında, ABD'nin yargı sistemi ve polisin siyahilere karşı tavrı düzelmeden, protesto eylemleri kaba güç kullanmak suretiyle durdurulacak olsa da, biriken öfkeler gelecekte yeniden daha güçlü şekilde patlayacak.
Bu meseleyi Amerikalı siyasiler bile itiraf ediyor. Eski ABD Başkanı Barak Obama, ABD yargı sisteminde reform yapılması gerektiğine vurgu yaparak, değişiklik peşinde olanların toplumda fesat türeten ırkçılık rolünü tanıyan başkan ve diğer federal yetkilileri karşısında durmaları gerektiğini kaydetti.
Trump'ın üyesi olduğu Cumhuriyetçi Parti'nin üst düzey yetkilileri bile, Amerikalı siyahilere yönelik günümüzdeki insanlık dışı şartları itiraf etmiş bulunuyor.
Senatoda çoğunluk lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell, George Floyd cinayetinin ardından ABD'de başlayan protesto eylemlerine gösterdiği tepkide, "Ülke artık siyahilerin acılarını duymak için sağır olamaz." diye konuştu.
Ancak bu açıklama ve çağrılara rağmen Trump gibi bir ırkçı başkanın düşünceleri ve de ABD'nin yargı ve hakimiyet sisteminin bu ülkede siyahiler dahil renkli derililere yönelik eşitsizlik, ırkçılık, ayrımcılık ve zulümleri ortadan kaldırmak amacıyla köklü bir değişiklik yapılması pek mümkün gözükmüyor./