BMT'ndan Amerika'ya Yapısal Irkçılık Uyarısı
(last modified Sun, 14 Jun 2020 03:57:53 GMT )
Haziran 14, 2020 06:57 Europe/Istanbul
  •  BMT'ndan  Amerika'ya Yapısal Irkçılık Uyarısı

Siyahilere karşı etnik ayrımcılık ve geniş çaplı şiddet her daim Amerika toplumunun en bariz özelliklerinden olmuştur. Siyahilerin kendi haklarını alması için verdikleri büyük mücadelelere rağmen onlar bu kez de Amerika yargı erki desteğini de arkasına alan polis ve emniyet güçlerinin şiddetli davranışları ve ayrımcı tavırlarına maruz kalmışlardır.

Bu mesele ise BMT'nın tepkisine yol açtı. Özellikle de Minneapolis eyaletinde siyahi vatandaş George Floyd'un   25 Mayıs'ta  beyaz polis tarafından  öldürülmesi küresel alanda  ciddi soru işaretlerine yol açtı.  

Bu çerçevede  BMT ırk ayrımcılığı ortadan kaldırma komitesi  Cuma günü Amerika hükümetinden güvenlik sisteminden yapısal ırkçılık ve ayrımcılığı silmesi için acil değişikliklere gitmesini istedi.  Bu komite yayımladığı bildirisinde  Amerika hükümeti ve yerli makamlarından   etnik eşitsizlik veya polis ve adli ve yargı erkinde ve süreçlerinde  ırkçı saikli  cinayetlerde acil değişiklik ve uygun girişimlerde bulunmasını  talep etti. 

Amerika başkanı Donald Trump ise  Perşembe günü    yürütme kurumlarını  " mevcut standart uygulamalara"  götürecek  başkanlık  emrinin sona yaklaştığını belirtti. 

Daha önce ise  BMT İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michel Bachelet ise  Amerika'daki ırkçılığı yapısal olarak değerlendirmiş ve bu durumu kınamıştı.  Bachelet şöyle bir açıklamada bulunmuştu:"   Silahsız  siyahi Amerikalıların öldürülmesini isteyen sesler duyulmalıdır.  Polisin şiddetinin sonlanmasını isteyen sesler duyulmalı. Ayrıca Amerika toplumunu heba eden  kurumsallaşmış ve yapısallaşmış  ırkçılığın sonlanmasını isteyen sesler de duyulmalıdır. "

BMT'nın Amerika'nın siyahilerinin insanlık dışı ve anormal durumlarına yönelik eleştirileri ve dünyada kendini insan hakları alanında öncü zanneden ülkeye bu duruma son vermesini istemesi  Amerika toplumunda acı bir gerçeğin perdelerini aralamaktadır.  Gerçekte  Amerika toplumunda siyahilere karşı, etnik, eğitimsel, çalışma, toplumsal ayrımcılık ve  sergilenen şiddet sıradan bir duruma dönüşmüştür. 

Siyahiler  Amerika'nın üç yüzyıllık tarihi boyunca hep kölecilik, suistimal, katliam ve orantısız şiddete maruz kalmışlardır.   Siyahilerin medeni hareketlerinin  1950'lerde doruk yapması ile  onların  kimi haklarının karşılanması ve ayrımcılıkların bazılarının kaldırılmasına rağmen Amerika toplumundaki mevcut durum ırkçılığın farklı boyutlarda ve alanlarda devam ettiğini gösteriyor.  Siyahilerin Amerika toplumundaki ekonomik, toplumsal durumu günden güne kötüye gitmektedir.  Son yıllarda ise  Amerika polisinin siyahilere karşı şiddeti orantısız şekilde arttırdığı görülmektedir.  İstatistiklere baktığımızda ise Amerika polisinin sergilediği şiddetin asıl hedefinin renkli derililer özellikle de siyahiler olduğu görülmektedir.  Bu gidişat ise  arasıra Amerika'da patlak veren son kaosların da nedeni sayılabilir. 

 

Donald Trump başkanlığı döneminde   Amerika başkanlığının  ırkçı yaklaşımından dolayı siyahilere karşı baskılar ve şiddet  olayları da artmıştır.  Fransız uzman Brengre Vinnot'un belirttiğine göre   Amerika'da şiddet girişimleri Trump başkanlığı döneminde artmıştır.  FBİ tarafından sunulan bilgiler ise  Trump'ın işbaşına gelmesi ile azınlıklara karşı şiddet olayları ve  nefret eylemlerinin de arttığını gösteriyor. Böylece açık ve nettir ki  Trump'ın ırkçı yaklaşımı ve onun açık gizli bir şekilde aşırı sağcıları ve ırkçıları  desteklemesinin  Amerika'da son yıllarda siyahilere karşı şiddetin artmasında da eksen rol oynamıştır. 

Şimdi de Trump  Amerika polis ve emniyet yapısında reform yapacağını belirtmişse de  hala kendisi bizzat polisin şiddetli eylemlerini desteklemektedir.  Trump Fox News'a verdiği röportajda ise   kimi zaman Polis memurlarının zanlıların boynuna basması gerektiğini söyledi.  Trump'ın bu açıklaması ise  gerçekte  siyahilerin öldürülmesine verilen izin belgesidir.  Trump kendisi de  George Floyd'un durumundan haberdardı ve onun ne denli eli kolu bağlı olduğunu biliyordu.  Ancak Amerikan polisi ırkçı başkanını  aratmayan bir jestte bulunup " nefes alamıyorum" diye bağıran George Floyd'u acımasızca oracıkta öldürdü.