Washington'un Terörizm Hususundaki Suçlu Güçlü Tutumu
Amerika 11 Eylül olaylarının ardından terörizm ile mücadele bahanesi ile Afganistan ve Irak'a saldırdı. Buna rağmen Washington Suriye krizinin meydana gelmesinin ardından bu ülkede özellikle de IŞİD terör örgütü gibi terör çetelerinin oluşturulmasında büyük bir role sahipti. Bu gerçeğe rağmen Amerika her daim İran'ı terörizmin gelişmesi hususunda suçlamıştır. Bu doğrultuda ise Amerika dışişleri bakanlığı terörizm hususunda yıllık raporunu yayımladı.
Bu raporda İran ve bir kaç ülke daha bir kez daha terörizmi desteklemekle suçlandılar. Bu raporda Washington bir kez daha Tahran'a karşı dayanaksız iddialarını tekrarlayarak İran'ı dünyada terörizmin en kötü devlet yapılı hamisi olarak değerlendirdi. Daha önce de Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo aynı suçlamada bulunmuştu.
Amerika dışişleri bakanlığı bu raporda İran'ın Lübnan Hizbullah hareketi ve Gazze Şeridindeki Filistinli gruplarını desteklemesini terör örgütlerini destekleme olarak değerlendirdi. Halbuki İran İslam Cumhuriyeti özgürlükçü ve Siyonist karşıtı hareketleri desteklemeyi kendi dış siyasetinin ayrılmaz parçası olarak saymaktadır.
Amerika'nın süregelen performansına bakıldığında Washington'un terörizm alanında sürekli çifte standartlı davrandığı görülmektedir. Donald Trump hükümeti dahil Amerika'daki farklı hükümetlerin performansı Amerikalı yetkililerin İran İslam Cumhuriyeti düzeni ile düşmanlık alanında Washington ile aynı konumda olan Münafıklar Terör Örgütü gibi terör çetelerini kurtarıcı gruplar adlandırmaktan çekinmediklerini, Amerika ve Siyonist Rejim sultasına karşı göğüs geren Lübnan Hizbullah Hareketi, HAMAS ve İslami Cihat hareketi gibi Filistinli grupları terör çetesi olarak adlandırmakta ısrarcı olduğu görülmektedir.
Amerika 2011 yılında da açık bir şekilde terör ve katliamlar ile bilinen Münafıklar Terör Örgütünü terör listesinden çıkardı.
Washington 2012 yılından itibaren Barack Obama başkanlığı döneminde Suriyeli muhalifleri desteklemek ve aslında direniş gruplarını yenilgiye uğratmak için IŞİD gibi terör örgütlerini topyekun olarak desteklemeye başladı.
Amerika'nın IŞİD'in oluşması ve güçlenmesindeki rolü Amerika başkanı Trump'ın bile seçim kampanyalarında itiraf ettiği bir konu olmuştur.
Bu çerçevede Trump Ocak 2016 seçim kampanyası konuşmasında şöyle demişti:" Onlar(Obama ve Clinton) sadık kişiler değiller. Onlar IŞİD'i kurdular. Hillarry Clinton Obama ile beraber IŞİD'i oluşturdular. "
Washington Batı-Gerici Arap koalisyonu başında IŞİD'in meydana gelmesinde ve bu grubun Suriye ve Irak'taki faaliyetlerinin artmasında kilit bir rol oynadı. Böylece Amerika IŞİD'in oluşturulması ve güçlenmesindeki rolünü inkar edemez durumdadır.
2011 yılından 2014 yılına dek Amerika doğrudan IŞİD'e hizmet sundu ve lojistik ve finans destek sağladı.
Halihazırda da Amerika'nın Irak ve Suriye'de IŞİD üyelerini aktarmakta işbirliği yaptığını gösteriyor. Böylece Amerika'nın IŞİD ile mücadele iddiaları da boşa çıkmıştır. Ayrıca Washington'un bu alanda araçsal bakışa sahip olduğu da aşikardır.
Aynı zamanda Amerika, İran'ın IŞİD gibi terör örgütleri ile sürekli, kesin ve belirleyici mücadelesini de göz ardı edip İran'ın Suriye ve Irak'a verdiği müsteşarlık yardımlarını da hiçe saymaktadır.
Bu yüzden Amerika İran ve ortaklarının terörizm ile mücadeledeki başarılı duruşunu görünce Tahran'a ve direniş gruplarına yönelik baskılarını da arttırdı.
Trump hükümeti Nisan 2019'da İran İslam İnkılabı muhafızlar ordusu ve ona bağlı Kudüs Kuvvetlerini yabancı terör örgütü olarak adlandırdı. Washington bu girişimi ile ilk kez yabancı bir devlete bağlı silahlı güçleri terör örgütü olarak adlandırdı.
Amerika Ocak 2020'de de bir başka terör eyleminde bulunarak terörizm ile mücadelede önemli payı bulunan İran devrim muhafızları ordusu Kudüs Kuvvetleri komutanı Korgeneral Kasım Süleymani ve yol arkadaşlarını Bağdat havalimanı yakınlarında suikastle şehit etti.
İran dışişleri bakanlığı ise Mayıs 2020'de şöyle bir Tweet paylaştı:" Amerika rejimi, Afganistan'da savaş cinayetkarı ve dünya genelinde de terörizmin devlet yapılı hamisidir. "
Amerika ayrıca İran'ın Washington'un bölgesel ortakları özellikle de Suudi Arabistan'a karşı Yemen Ensarullah hareketine silah yardımlarında bulunduğunu da iddia etti. Bu çerçevede Trump hükümeti İran'a yönelik silah ambargolarının devam etmesini istedi. Bu doğrultuda Amerika bu alandaki ambargoların kaldırılması halinde İran'ın bölgedeki direniş gruplarına silah yardımlarının artacağını iddia ediyor.