Rusya'dan ABD'nin İran'a silah yaptırımı uygulamada başarısız kalmasına vurgu
(last modified Fri, 10 Jul 2020 15:16:15 GMT )
Temmuz 10, 2020 18:16 Europe/Istanbul
  • Rusya'dan ABD'nin İran'a silah yaptırımı uygulamada başarısız kalmasına vurgu

Amerika , 18 Ekim 2020'de sona erecek BM Güvenlik Konseyinin 2231 sayılı kararname uyarınca İran'ın silah ambargosunun kaldırılmasını önlemek için büyük çaplı bir kampanya başlattı ve bu hususta bir kararname taslağı hazırladı. Ancak Rusya, Washington'un çabalarının başarısız olacağına inanıyor.

Rusya'nın BM temsilcisi Vasili Nebenzya perşembe günü ABD'nın İran'ın silah yaptırımını uzatmak amacıyla hazırladığı kararname taslağının güvenlik konseyinde başarılı olmak için hiç bir şansının olmayacağını söyledi. Rus yetkilinin belirttiğine göre, böyle bir kararnemenin uygulanması Bercam Nükleer anlaşmasının son bulmasına neden olacak ve kesinlikle İran böyle bir kararnameyi kabul etmeyecek ve onu kabullenmeme hakkı  da vardır. Nebenzya ayrıca ABD bu kararname üzerinde çalışmayı başlattığı zaman Moskova'nın bu ülkeye onu onaylatmak için hiç bir şansının olmadığını söylediğine de vurgu yaptı.

Washington, İran'ın silah ambargosunu sürdürme hedefini gerçekleştirmek için 2019'un ortasından bu yana tam bir psikolojik savaş sürdürüyor. Buna göre üst düzey ABD'li yetkililer, özellikle Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile tekrarladığı iddialarda, İran'ın silah ambargosunun sona ermesi bölgede bir silahlanma yarışı yaratıp İran'ın bölgesel gücünü ve müttefiklerini güçlendirecek ve Siyonist rejimin güvenliğini tehlikeye atacak.

Bir sonraki aşamada Trump yönetimi, BM Güvenlik Konseyi üyelerini Washington'dan gelen bu talebe karşı ikna etmeye odaklandı ve Güvenlik Konseyi'ni İran'ın silah ambargosunu genişletmeye çağıran bir karar tasarısına uymaya ikna etmeye çalıştı. ABD'nin önerdiği karar, İran tarafından silah veya ilgili eşyaların satışı, temini veya transferine yasak getirilmesini içeriyor. Karar ayrıca Güvenlik Konseyi'nde bir komite tarafından onaylanmadığı sürece ülkelerin İran'a silah satmasını, tedarik etmesini veya devretmesini de yasaklıyor. ABD'nin taslağı ülkeleri, yüklerinin İran'dan yasaklanmış maddeler içerebileceğine dair sağlam kanıtları varsa İran'ı denetlemeye çağırıyor. Kararda, ülkeler benzer gerekçelerle açık denizlerdeki gemileri incelemeye de çağırıldı. ABD taslağı aynı zamanda varlıkların ele geçirilmesini ve silah ambargolarını ihlal edenlere karşı seyahat yasaklarının dikkate alınmasını gerektiriyor.

Bu kararın onaylanması için Güvenlik Konseyi'nin 15 oyundan 9 oy gereklidir; aynı zamanda, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri, özellikle Rusya ve Çin, bunu veto etmemelidir. Ancak, Rusya ve Çin'in bu konudaki tutumu, iki ülkenin önerilen ABD kararına olumsuz oy verdiğini göstermektedir. ABD'nin iki uluslararası rakip güçteki yetkililer, İran'ın silah ambargosuna ve uzatılmasına defalarca karşı olduklarını vurguladılar.Rusya dış işleri bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova İran'ın silah yaptırımının uzatılmasını yapıcı olmadığına işaretle İran'ın silah ambargosunu uzatmak için ABD taslağına değinerek şunları kaydetti: "Bu kararnamenin taslağı İran'ın nükleer programını çevreleyen sorunların çözümü ile ilgisi olmayan maddeleri vardır. Kararda, İran'a karşı azami baskı politikası izlemeye yönelik tedbirler de yer alıyor."

Buna rağmen, Trump yönetimi yetkilileri İran'ın silah ambargosunda başarısız yaklaşımlarını sürdürmekte ısrar ediyor. Washington'un son duruşunda ABD'nın BM temsilcisi Kelly Kraft Perşembe günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Güvenlik Konseyi'nde İran'ın silah ambargosunu genişletmek için her türlü aracı kullanacağını söyledi. O ayrıca yaptırımlar uzatılmazsa Tahran'ın bölgedeki müttefiklerine ve vekil gruplarına daha fazla silah göndereceğini iddia etti.

Kraft'ın iddiasına göre, bu mesele  Batı Asya ülkelerinin güvenliğinin ötesinde ABD kuvvetlerinin güvenliğine kadar gidiyor. Bu açıklamalar , Washington'un İran düşmanlığını körükleyerek bölgedeki ülkeler için İran'ın savunma yeteneklerinin güçlenmesini bir tehdit olarak algılamaya çalıştığını gösteriyor. ABD'nin bölgedeki politikaları ve eylemleri, özellikle Trump yönetimi döneminde, ABD'nin Batı Asya'daki istikrarsızlık ve güvensizliğin ana nedeni olduğunu göstermektedir.