Libya Krizinin Devam Etmesi ve Dış Müdahaleler
Libya krizi devam ederken, bu ülke pratikte farklı ülkelerin vekalet savaşı sahasına dönüşmüş bulunuyor. Türkiye, Mısır ve BAE, Libya siyaseti alanında üç dış aktör sayılıyorlar. Son günlerde ise bu ülkede çatışmaların kızışması ile müdahaleler de artmış ve Libya krizi alanında dış etkenlerin rolleri daha da artmıştır.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti güçleri Sirte şehrini geri almak için hazırlandığı sırada Mısır ise bu şehri kırmızı hattı olarak bildirmiştir. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi şöyle bir tehditte bulundu:" Sirt ve El Cufre hava üssü bölgeleri Mısır'ın kırmızı çizgisidir. İki taraf güçleri bu iki bölgenin ötesine geçseler ve Libya'nın Doğu ve Güneyine doğru ilerleseler Mısır ordusu bu ülkeye müdahil olacaktır. "
Bu doğrultuda Tobruk'taki Halife Hafter yanlısı temsilciler meclisi de 13 Temmuz Pazartesi günü bu iki ülkenin güvenliğinin korunması çerçevesinde Mısır ordusuna Libya'ya askeri güç göndermesine resmen izin verdi.Böylece Mısır ordusu da Libya ulusal mutabakat hükümetine karşı operasyon yapma izni aldı.
Libya Temsilciler Meclisi kimi Arap ve Batılı ülkelerin Libya içişlerine müdahalelerine işaret etmeden Libya ve Mısır'ın Türkiye'nin açık müdahalesine maruz kaldığını ve Mısır'ın da Libya'nın tüm alanlardaki stratejik derinliği sayıldığını belirttiler.
Libya'da krizin şiddetlenmesi ile bu ülkeye yönelik dış müdahaleler de artmıştır. Türkiye resmi bir şekilde Libya Ulusal Mutabakat hükümeti güçleri de Libya siyasi arenasına ayak basmış ve askeri alanda da kendine bağlı güçleri göndererek Libya Ulusal Mutabakat Hükümetine destek çıkmıştır. Bu çerçevede Ulusal Mutabakat Hükümeti dengeleri de değiştirmiştir. Bir diğer yandan ise BAE ve Mısır'ın Halife Hafter'e destekleri de alenileşmiş ve artmıştır. Mısır ve BAE için Libya'nın siyasi arenasında bulunmak ve bu ülkenin siyasi geleceğine ilaveten Türkiye'nin Libya'daki varlığının da dengelenmesini istiyorlar. Bu doğrultuda Libyalı kaynaklar BAE'nin tamamen gizli bir şekilde Halife Hafter ve paralı askerlerini en son olarak üçü İsrailli, toplam beş İHA ile donattığını belirtmişlerdir.
Ayrıca bir başka BAE uçağı da Libya merkezinde bulunan El Cufre askeri üssüne inmiş ve yüklü miktarda silah ve teçhizatı Halife Hafter güçlerine ulaştırmıştır.
Libya ulusal mutabakat hükümeti ise Sirte şehrine gelecek günlerde saldıracaklarını belirttiler. Sirte, Libya'nın mevcut siyasi arenasında önemli ve stratejik bir şehirdir. Bundan önce de Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Libya'yı tamamen ele geçireceğini ve büyük zaferi elde edeceğini belirtmişti. Ancak mevcut koşullarla Libya savaşının tam bir savaşa dönüşeceği söylenebilir. Bu ortamda ise BMT başkanı ve kimi bölge ve Avrupa liderleri çatışmaların durdurulmasını ve taraflar arasında yeni tur müzakerelerin başlamasını istiyor.
Bu çerçevede Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Libya krizinin hiçbir şekilde askeri yollar ile çözülemeyeceğine işaretle diyalogların ve siyasi sürecin bir an önce başlatılmasını talep etti.
Almanya dışişleri bakanı Heiko Maas ise şöyle bir açıklamada bulundu:" Libya'nın Suriye'ye dönüşmesi hiç kimsenin yararına değildir. "
Libya'nın büyük serveti, zengin petrol kaynakları, jeopolitik konumu ve coğrafi konumu, Akdeniz sularına erişimi ve bu ülkenin Avrupa'ya yakın olma ve Afrika'nın giriş kapısı sayılması Libya geleceğindeki pay isteme çatışmaları ve savaşların da sürmesine yol açmıştır. Bu yüzden görünen o ki yabancı aktörlerin temsilcileri nitelenebilecek Libya'daki tarafların da bu ülkeyi muğlak ve hatta parçalanmaya doğru götürdükleri söylenebilir. Batılı ülkeler ve Libya komşuları ise krizi geride bırakmak için diyaloglar ve siyasi süreçlerden söz etseler de ancak pratikte barışa ulaşmak için müzakere sürecine doğru yol kat etmeyip Libya'nın geleceğinden paylarını garantiye almak istiyorlar. Görünen o ki Libya'yı daha zor günler bekliyor.