Avrupa’nın Korona salgının mali sonuçlarına karşı oturumu
Avrupa’da Korona salgını Avrupa Birliğin’de çatlaklar ve eksikliklerin daha da ortaya çıkmasına sebep oldu. Avrupa Birliği liderleri başta ekonomi olmak üzere salgın sonuçları ve sorunlarının farkında olarak alacakları önlem ve çalışmalarla bu eşsiz sorunla mücadele etmeye çalışıyorlar.
Bu bağlamda AB zirvesi dün Brükse’de aylar sonra liderlerin katılımı ile başlayarak salgın sonucu yaşanan mali krize karşı mücadele yolları ele alındı. Oturumun gündemi AB bütçesinin belirlenmesi, salgın sonucu yaşanan mali krize karşı mücadele için üye ülkelere mali yardımların yapılmasıydı.
Dün ve bugün gerçekleşen oturuma 27 Avrupa ülke liderleri, Avrupa komisyonu ve Avrupa konseyi başkanları katıldı. Zirvenin gündemi ise pandemi nedeni ile 750 milyar Euro mali yardımlar ve geri ödeme takvimidir. Oturum öncesi Avrupa liderleri pandemi ve ekonomi sonuçlarından yaşanan krize karşı mücadele bağlamında ortak bir çözüm yolu bulacakları sözü verdiler.
Avrupa’nın en büyük ekonomi güçlerinden olan Almanya AB dönem başkanlığını yapıyor, bu da başbakan Merkel’in sorumluluklarını daha da arttırıyor. Aslında onun önemli rolü, oturumun ana konusunda nihai kararı almaktır.
Gerçi Merkel Brüksel’e girişinde Almanya’nın tüm alanlarda üye ülkeler ile kriz döneminde işbirliğine hazır olduğunu belirtti, fakat yine de zirve sonuçları hakkında daha temkinli tutum sergiledi ve oturumda çok zor görüşmelerin yapılmasını beklediğini söyledi.
Merkel, AB üye ülkelerin tutumlarının birbirinden çok farklı olduğunu ve bir anlaşmaya varmak için gerçek anlamda yüksek düzeyde hazırlığa ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bu şartlarda ülkelerin AB’nın Korona ekonomi paketi hakkında bir anlaşmaya varıp varmayacaklarının öngörülmediğini” vurguladı.
AB liderleri 100 milyarlarca dolarlık kredinin geri ödenmesi konusunda köklü ihtilaflar yaşıyorlar. AB 750 milyar Euro’luk bir yardım paketini, Korona’dan hasar gören Avrupa ülkelerine tahsis ettiler. Bunun yaklaşık 500 milyar Euro’su karşılıksız ve 250 milyar Euro’su da kredi olarak ödenecektir.
Bu ihtilaf esasen Birliğin eski ve zengin üyeleri ve yeni ve nispeten yoksul veya kriz yaşayan ülkeler arasında yaşanıyor. AB güney ülkeleri ile birlikte İtalya ve İspanya, kemer sıkma politikasına girmeden kredi alarak uzun vadeli geri ödeme şartını istiyorlar. Buna karşı kuzey ülkeleri olarak bilinen zengin Avrupa ülkeleri Avusturya, Danimarka, İsveç ve Hollanda ise Korona krizi yaşayan ülkelere karşılıksız yardımların yapılmasına karşı çıkıyor ve kısa vadeli kredilerin verilmesi, borçlu ülkeler tarafından kemerleri sıkma siyasetlerin izlenmesini istiyor.
Aslında aylar sonra düzenlenen AB zirvesi, zengin ülkeler ve kriz yaşayan AB üyesi yoksul ülkeler arasında bir güç savaşı meydanına dönüşmüştür, başka bir ifade ile Birliğin dayanışma ve yakınsama gibi temel ilkelere bağlılığın ölçüldüğü bir alan olarak değerlendiriliyor.
Nitekim Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu hassas dönemde AB zirve oturumunun kader belirleyen bir oturum olduğunu söyledi. Macron “AB liderler zirvesi aslında Avrupa için kader belirleyen ve doğruluğun ölçüldüğü andır” dedi.
Avrupa komisyon başkanı Ursula von der Leyen de zirvenin yenilgisi ve sonuçları hakkında uyarıda bulundu. Ursula von der Leyen Brüksel’de bu bağlamda görüşmelerin başlangıcında, “Tüm dünya, bizim ortaklaşa bu krize karşı durabileceğimizi ve bu hastalıkla ilgili ekonomi krize galip gelebileceğimizi görmek için bize bakıyor” demesini bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. /
