Putin'den Batı'nın Müdahalelerine Uyarı
(last modified Thu, 20 Aug 2020 02:51:33 GMT )
Ağustos 20, 2020 05:51 Europe/Istanbul
  • Putin'den Batı'nın Müdahalelerine Uyarı

Avrupa'nın Doğusunda yer alan Belarus'ta cumhurbaşkanlık seçimlerinde Aleksander Lukaşenko tekrar seçilmesi ardından yoğun protesto gösterileri başlamıştır. Batılı ülkelerin müdahaleleri ve bu protesto gösterilerini kışkırtma çalışmaları ise Belarus'un komşusu Rusya'nın tepkilerine yol açmıştır.

Bu hususta Kremlin bir bildiri yayımlayarak   Belarus içişlerine yönelik dış müdahaleleri kınayarak Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin'in  Almanya şansölyesi Angela  Merkel'e  Belarus itirazları sürecine her hangi bir dış müdahalenin kabul edilemez olduğunu söylediğini bildirdi.  Bildirinin bir başka bölümünde ise şu ifadelere yer verildi: "Belarus içişlerine yönelik dış müdahaleler kabul edilemez.  Daha fazla gerilime de sebebiyet verir." Buna karşın Merkel sözcüsü Stefan Zeibert   Putin ile telefon konuşmasında Merkel'n Belarus hükümetinin  protestoculara   karşı kaba kuvvet kullanmamasına vurgu yaptığını belirtti. 
Putin'in Batı'yı Belarus hususunda sert bir şekilde uyarması Moskova'nın  bu küçük ülkede yaşanan istikrarsızlıktan dolayı kaygılı olduğunu gösteriyor.   Rusya bu ülkede Batı yanlısı bir yönetimin de iş başına gelmesinden kaygı duymaktadır. Bu konu hiç kuşkusuz Avrupa'daki güç dengelerini ve Batı'nın Rusya'yı tamamen kuşatarak baskı uygulamasına yol açacaktır.  
Gerçekte Ruslar açısından NATO'nun Doğu'ya doğru yayılması   ve Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkelerde renkli  devrimlerin yaşanması, Batı'nın  Moskova'nın ortaklarını  ortadan kaldırmak ve sonunda da Moskova'ya baskı uygulamak hedefi doğrultusundadır. Şimdi Putin Batılıların özellikle de Avrupa ve AB'nin Belarus'ta, protestocuları desteklemek ve yaptırımlar ile Belarus üst düzey makamlarını hedef almakla belli planları olduğunu tahmin ediyor. 
Daha önce Belarus cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ise   bu ülkedeki protesto gösterilerinin  planlandığını  ve dış aktörlerin ve unsurların da  müdahaleleri ile durumun körüklendiğini  belirterek protestocuların Belarus'u  Rusya'ya karşı caydırıcı bölgeye dönüştürebileceği uyarısında bulundu. 
Lukaşenko gerçekte bu durumun Rusya'ya karşı planlandığını belirtiyor.   Lukaşenko  ayrıca Putin ile Belarus'un mevcut durumu ile görüş alışverişinde bulunduğunu ve her ikisinin de mevcut durumu kaos ve isyan olarak adlandırdığını belirtti. 
Birkaç günden beri başlayan protestolarda Balarus vatandaşları ülkedeki yönetim şekline itiraz ediyorlar.  Buna rağmen Lukaşenko cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 79.7'sini kazanarak rakibini yendi. Bu da itirazları iyice körükledi.  
Noble ödülü Belarus vatandaşı Svetlana Alekseyeviç şöyle diyor: "Lukaşenko değişmiş bir milletle karşı karşıya. Bu millet serbest seçimler ve sorumluluk üstlenen bir yönetim istiyor."
Buna karşın Lukaşenko başkentteki sokak itirazlarına tepki olarak Ukrayna'da yaşanan Turuncu Devrimin bu ülkede yaşanmasına müsaade etmeyeceğini belirtti.  Tabii Lukaşenko daha önce ise iktidarı paylaşmaya hazır olduğunu belirtmişti.   Siyasi analist İvan Nechepurenko da şöyle diyor: "Gelecek günler Lukaşenko  için  hayatidir. Çünkü  son Avrupa diktatörü olarak bilinen bu kişi, iktidarı bırakmak istemiyor ve hala  iktidarda kalmak peşindedir."
 Buna rağmen protestocular  Batı'nın büyük desteklerini umarak  Lukaşenko'ya karşı taleplerinden geri adım atmak  istemiyor. Kuşkusuz mevcut durumun devam etmesi Rusya için de dayanılmaz bir durumdur. 
Şimdiye dek birçok Avrupa ülkesi, Avrupa Birliğinin  Belarus'taki protestocuları desteklemesi zaruretine vurgu yaptı. İspanya dışişleri bakanı Avrupa Birliği liderlerinin gelecek oturumda kimi Belarus üst düzey makamlarına yönelik yaptırımları görüşeceğini belirtti.  
Gerçekte Batılılar   Belarus'a yönelik daha önce yaptırımları azaltma ve bu ülke ile ilişkilerini normalleştirmeyi isteme iddialarına rağmen Lukaşenko'nun yönetiminden memnuniyetsizliği ve bu yönetimi hep devirmek istediği  ortadadır. /