Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin Ateşkes İlan Etmesi
Libya'daki dış müdahaleler ve pay istemeler iyice alenileştiği ve şiddetlendiği sırada Libya ulusal mutabakat hükümeti acil ateşkesin uygulanmasını ve askeri operasyonların durdurulmasını istedi. Bu hükümetin bildirisinde ateşkesin sağlanmasından güdülen nihai hedef Libya'nın her yerinde egemenliğin sağlanması ve paralı askerler ve yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesi olduğu belirtilmiştir.
Libya ulusal mutabakat hükümeti ayrıca herkesçe kabul edilen anayasaya dayalı cumhurbaşkanlık ve parlamento seçimlerinin de Mart 2021'de düzenlenmesini istedi.
Bu ateşkes kararı ise Libya'nın Doğusundaki yönetim tarafından da kabul edilmiştir. Daha önce ise ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan Halife Hafter destekçisi Libya Parlamento başkanı Akile Salih de acil ateşkesin sağlanması ve askeri operasyonların ve çatışmaların durdurulmasını istemişti. Ancak bu talep ve çağrı Hafter güçlerinin ahitsizliklerinden dolayı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından reddedilmişti.
Şimdi de son haftalarda bu ülke hakkında yabancı istişareler arttığı sırada ateşkes sağlanmıştır. Libya'daki taraflar da daha ciddi bir şekilde dış ortakları ile istişareler yapmaktadırlar. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti makamlarının Türkiye ve Katar makamları ile görüşmeleri bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Bölgedeki Libya istişareleri de iyice artmıştır. Bu doğrultuda Almanya ve Fransa gibi farklı ülkelerin makamları da Libya geleceğini ve gelişmelerini ele almaya başlamışlardır.
Avrupalı ülkeler bir yandan Libya'nın geleceğini Avrupa sınırlarına yakınlığı ve bir yandan da terör faaliyetlerinin artması yüzünden merak ediyorlar. Avrupalılar bir taraftan da Libya'nın petrolü ve diğer doğal servetlerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyorlar. Bu açıdan Avrupa ülkelerinden her biri dostane jestler yapıp ve krizlerin müzakere üzerinden çözülmesini isteseler de gizli olarak siyasetler ve hedefler yürütmektedirler. Almanya dışişleri bakanı Heiko Maas ise Libya'nın başkentine yaptığı kısa ziyaretinde Libya'nın şimdi de aldatıcı huzur yaşadığını belirtti.
Libya'daki durum kırılgandır. Türkiye'nin Libya'ya 30 bin kadar militan göndermesi ve Sirte şehrine yakın zamanda saldırı gerçekleştirmesi haberi Mısır'ın da askeri güçlerini sınırlara yerleştirmesine neden oldu. Bu çerçevede Mısır Sirte'nin kırmızı çizgisi olduğunu belirtti. Sisi ise Türkiye'nin bu şehre saldırması halinde Hafter güçlerine havadan, karadan ve denizden askeri yardım ulaştıracağını belirtti.
Sirte ve El Cufre kentleri ise Libya'da iki önemli bölge sayılıyorlar. Libya ulusal mutabakat hükümeti de bu iki önemli şehri ele geçirmeyi kesin zafer olarak saymasına rağmen daha fazla çatışmanın Libya'yı tam bir savaşa sürükleyeceği aşikardır. Aslında Libya'nın petrol kaynakları ve pay istemelerin de bu çatışmalarda büyük rolü olduğu bellidir.
Böyle bir ortamda tarafların bildirisi Libya krizinin barışçıl ve siyasi yollar ile çözülmesine yeşil ışık yaktı. Öyle ki bu ateşkes çağrısı bölgesel ve uluslararası ülkeler ve örgütler tarafından da memnuniyetle karşılandı. Libya'da son onyılda olup bitenler ise petrolün Libya'ya yönelik müdahalelerde ve yabancı güçlerine varlığının asıl etkeni olduğunu gösteriyor. Görünen o ki Doğu ve Batının Libya'nın doğal kaynaklarını yağmalama rekabetinin Libya'daki kaotik durumu epey körüklemiştir.
Arap dünyası siyasi uzman Abdülbari Atwan ise bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur:" Mali'deki askeri darbe ve Macron'un AB'ni Türkiye'ye karşı kışkırtması bölgesel veya hatta küresel savaşın zeminini oluşturması doğrultusunda olabilir. Böyle bir savaşı kontrol etmek veya sonuçlarını öngörmek ise çok zor olacağı söylenebilir. "