ABD'nin İran'a karşı yeni yaptırımları, çaresizlik işareti
Mayıs 2018'de nükleer anlaşmadan çekildikten sonra azami baskı politikası çerçevesinde İran'a karşı en ağır yaptırımları uygulayan ABD, zaman zaman yaptırımlarına yenilerini ilave ediyor.
ABD Hazine Bakanlığı en son olarak 17 eylül tarihinde İran İstihbarat Bakanlığı tarafından siber saldırılar gerçekleştirdikleri iddiasıyla 45 kişi ve 2 kurumu daha yaptırım listesine aldı.
ABD ayrıca, Lübnan Hizbullah ile bağlantılı oldukları iddiasıyla iki firma ve bir kişiyi yaptırım listesine aldı.
ABD Hazine Bakanlığı yaptığı açıklamada, bakanlığın dış varlıkları kontrol ofisinin "APT39" siber grubunu ve bu grup ile bağlantılı 45 kişi ve bir firmayı daha yaptırım listesine aldığını duyurdu.
ABD Hazine Bakanlığı, İran'ın opozisyonu, gazetecileri ve seyahat hizmetleri veren uluslararası firmaları hedef almak için bir paravan firmayı kullandığını ileri sürdü.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin bu bağlamda yaptığı açıklamada, ABD'nin uluslararası seyahat sektörüne zarar vermek ve güvenliği tehlikeye sokma hedefi peşinde olan taarruz amaçlı siber operasyonlarına karşı koymak için kararlı olduğunu kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da attığı tweette, İran'a karşı yeni yaptırım haberine işaretle, Washington'un "uluslararası siber tehditler ağında işbaşında olan" 47 tüzel ve özel kişinin ABD'nin yaptırım listesine alındığını belirtti.
Son senelerde İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı en büyük siber saldırılarını gerçekleştiren ve Obama döneminde ABD ile Siyonist rejim, İran'ın nükleer tesislerine Stax Net virüsü ile saldırıp, bazı tahribata yol açarken Washington yönetimi, İran'ı siber saldırılarla suçluyor.
Amerikan Daily 20 sitesi bu bağlamda şöyle yazıyor: ABD'nin önceki Başkanı Barak Obama, İran'ın nükleer tesislerinin bilgisayar sistemlerine gizli olarak saldırı talimatı vermişti. Bununla ilgili operasyon George Bush başkanlığı döneminde İsrail'in işbirliğiyle başlamıştı.
Edward Snowden de 7 temmuz 2013 yılında verdiği bir demeçte, Stax Net virüsünün ABD Ulusal Güvenlik Ajansı ve İsrail'in ortak işbirliğiyle yapıldığını söylemişti.
Birçok hususlarda daha ABD siber teşkilatları, Washington'un karşısında duran ülkelere karşı bilgi toplama ve o ülkelerin tesislerine ve işlerine zarar verip, sorunlar çıkarmak amacıyla türlü saldırılarda bulunmuşlardı.
Kendi karnesi bunca bozuk olan ABD yönetimi gibi bir ülke, İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı siber saldırı bahanesiyle yeni yaptırımlar uyguluyor, oysa bu tür yaptırımlar, İran İslam Cumhuriyeti'nin siber ve sanal faaliyetleri konusunda kabiliyetlerini zayıflatacağını zannediyor.
Trump yönetimi kendince İran'a karşı en ağır yaptırımları uygulamakla Tahran'ı kendi illegal istekleri karşısında pes ettireceğini düşünüyor.
Ancak ABD yönetiminin azami baskı kampanyasını başlatması üzerinden yaklaşık 3 sene geçerken, İran, azami direniş politikasıyla Washington'u izole etmeyi ve kendi gücüne güç katmayı başarmıştır.
İran'a yönelik silah yaptırımlarının uzatılmasını öngören karar tasarısının BM Güvenlik Konseyi'nde reddedilmesi ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ABD'nin İran'a yönelik uluslararası yaptırımları geri getirmek için Snapback mekanizmasını kullanma çabası karşısında durmasının ardından Trump yönetimi, Tahran'a karşı yeni yaptırım kararı aldı.
Esasında bu yaptırımlar, ABD yönetiminin İran karşısındaki acziyet ve çaresizliğini gösteriyor. ABD başkanlık seçimleri öncesinde İran karşısında yenik düşen Trump, kendini mücadelenin galibi olarak göstermek için yaptırımlar dahil her türlü girişime başvurmakta.
