Amerika'nın İran'a Yönelik İthamlarının Güney Afrika Tarafından Reddedilmesi
Trump hükümeti İran'a karşı baskısının devamında İran'ın ekonomisini hedef almanın yanı sıra her fırsattan yararlanıp İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı psikolojik ve propagandif taktiklerine de baş vurmaktadır. Bu çerçevede İran'ın Güney Afrika'daki Amerika büyükelçisine yönelik suikast düzenlemek istediği öne sürülmüştür. Bunun ise Kudüs Kuvvetleri komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'nin suikastine misilleme olduğu iddia edildi.
Buna rağmen bu iddia Güney Afrika'nın bile tepkisine neden oldu. Güney Afrika dışişleri bakanı Cuma günü Amerika'nın Politico dergisinin İran'ı suçlaması konusuna tepki gösterip bu iddiayı şaşırtıcı olarak adlandırdı. Güney Afrika dışişleri bakanı röportajında bu hususta şu açıklamada bulundu:" Bu iddia çok gariptir. İranlı arkadaşlarımız da bizim kadar bu haberden dolayı şaşırdılar. Bence bu rapor ilginçtir. Çünkü İran Güney Afrika'nın çok iyi dostu sayılır. İyi bir dost sayılan burada böyle dehşet verici bir girişimde bulunması mümkün olamaz. Bu yüzden bu iddia çok ilginçtir. "
Daha önce de Politico dergisi bilinmeyen kaynaklardan naklen İran'ın Korgeneral Kasım Süleymani'nin şehadetine misilleme olarak Amerika'nın Güney Afrika'daki büyükelçisine suikast düzenlemek istediğini öne sürmüştü. Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo ise bu derginin iddialarını tekrarlayarak İran'ın böyle bir amacı olduğunu öne sürdü.
Bu mesele ise Trump tarafından Tahran'a daha fazla yüklenmesi için bir bahaneye dönüştü... Her halükarda düşüşe geçen popülaritesini arttırmak isteyen Trump seçimlerden önce çabalamaktadır. Trump İran'a karşı emsalsiz bir tehditte bulunarak şöyle bir Tweet paylaştı:" Amerika aleyhinde her şekilde yapılan her hangi bir saldırı İran'a bin kat daha ağır olan saldırı ile cevaplandırılacak. "
Trump hükümetinin mantık dışı yaklaşımı özellikle de bir derginin raporunda hareketle, kanıtsız ve delilsiz bir iddia üzerinden harekete geçmesi doğrultusundaki tavırları akla ziyan bir şekilde olduğu söylenebilir. Burada ilginç nokta Trump'ın Tweet'inin diğer sayısız gaflarının bir örneği olmasıdır. Nitekim Trump da "medya raporlarına göre " ifadesini kullanmıştır. Trump böyle bir bilginin istihbari çalışmalar sonucu olduğuna da hiçbir şekilde değinmedi. Burada akla gelen bir başka soru da Trump'ın istihbari kaynaklar ile nasıl bir ilişkiye sahip olduğu ve esasında Politico'nun söz ettiği bilgi kaynaklarının olup olmamasıdır.
Bir başka mesele ise, Trump'ın Amerika medya organlarını bile sözleri ile hedef alması ve onları hilekar ve yalancı olarak adlandırmasıdır. Ancak şimdi ne oluyor da Trump bu medya organlarının sunduğu raporlara güvenmiş ve buna göre karar almıştır. Tabii Trump tehditleri ile yetinmemiş ve Perşembe günü Wisconsin eyaletindeki konuşmasında İran'ın intikam alma iddialarına tepki olarak yeni bir tehditte bulundu:" Şimdiye kadar onlara indirdiğimiz darbenin bin mislini onlara indireceğiz. " Trump ayrıca halihazırda bu hususta yazılı talimatlar verdiğini de belirtti. Bu savaştalep sözler ise iki Avrupalı yasama kurumu tarafından Noble ödülü için önerilen bir kişi tarafından dile getirilmiştir.
Gerçekte Trump seçimlere yakın bir zamanda Tahran'a karşı başarısızlıkları yüzünden özellikle de İran'a silah yaptırımlarını uygulayamaması ve Güvenlik Konseyindeki büyük yenilgisinin ardından İran'ı askeri tehditler ile korkutmaya çalışmaktadır. Halbuki Trump da İran İslam Cumhuriyeti'nin askeri gücünün özellikle de füze gücünün tam bir caydırıcılık düzeyinde olduğunu biliyor. Böylece Amerika'nın bölgedeki tüm çıkarları ve üsleri yanlış bir hareketin gerçekleşmesi takdirde İran tarafından yerle bir olacaktır.
Aynı zamanda İran son itham ve Trump'ın tutumuna kesin bir tepki göstermiştir. Bu çerçevede İran'ın BMT'ndaki temsilcisi Mecid Tahtı Recançi ise BMT Genel Sekreterine ve Güvenlik Konseyi başkanına mektup yazarak Amerika başkanının son tehditleri hususunda uyarılarda bulundu ve İran'ın itirazlarını açıkladı.