Ekim 06, 2020 07:24 Europe/Istanbul
  •  Borrel'den Karabağ Çatışmalarının Durdurulması Çağrısı

Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında Karabağ bölgesindeki çatışmaların yaşanması ile komşu ülkeler ve uluslararası güçlerden tepkiler gelmeye başladı. Avrupa Birliği de bu alandaki çıkarları ve zararlarından dolayı tepki gösterdi.

Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi Josep Borrel  Pazar akşamı   Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın Karabağ bölgesi üzerindeki çatışmalarının durdurulmasını ve iki tarafın da  müzakerelere geri dönmesini istedi. Josep Borrel  iki ülkenin dışişleri bakanları ile telefon teması kurmanın ardından Twitter'dan şöyle bir mesaj da paylaştı:"  Sivil kayıplarının artması  kabul edilemez bir husustur. Çatışmalar derhal durdurulmalıdır.  Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı'nın Minsk Grubu başkanlarının arabulucluluğu ile müzakereler hemen tekrar başlatılmalıdır. "

 Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi Josep Borrel    Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasındaki mevcut savaşın devam etmesinin Avrupa üzerindeki sonuçları ve zararlarından dolayı  özel bir anlam taşımaktadır.    Şimdi de öngörülemez boyutlara ulaşan  mevcut savaş  kuşkusuz hem Kafkasya, hem bölge ve dünyayı  etkileyecektir. Bu da Avrupa'nın kaygılanmasına yol açmıştır. Halihazırda Avrupa çatışmaların yaşandığı Kafkasya bölgesine görece olarak yakın olmasından dolayı ve de  tükettiği enerjinin  bu bölgeden gelmesi ve geçmesinden dolayı  bölgedeki çatışmaların şiddetlenmesinden  iyice kaygılanmıştır.  Avrupa bu çerçevede  Kafkasya'da çatışmaların şiddetlenmesini engellemek ve olabildiğince Bakü ve Erivan'ı   ateşkese yakınlaştırmak ve diyalogların tekrar başlatılması için çalışmaktadır.     Avrupa Birliği belirlediği son tutumlarında  Karabağ hususunda  çatışmaların genişlemesi ve şiddetlenmesinde ve Kafkasya bölgesinde topyekun bir gerginliğe yol açmasından  söz etmiştir.  Fransa'nın Minsk arabulucu grubunda yer alması ise   Avrupa'nın da bir şekilde Rusya ve Amerika ile beraber  son 30 yılda  Bakü ve Erivan arasında Karabağ münakaşasının bir parçası haline gelmesine neden olmuştur. Ancak Minsk grubunun da şimdiye kadar elle tutulacak hiçbir sonuca ulaşmadığı söylenmelidir.   Aynı zamanda Kafkasya bölgesi farklı yönlerden de  Avrupa Birliği için önem taşıyor.     Kafkasya bölgesinin   istikrarının Avrupa çıkarları doğrultusunda olduğu söylenmelidir.    Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasındaki savaşın devamı ve şiddetlenmesi  Avrupa Birliği için ekonomik kaygılar ve tehditler de doğurmuştur.  Çünkü  Kafkasya bölgesinde güvensizlik ve çatışma   Avrupalı yatırımcıların    Avrupa'ya ulaşan enerji hatları ve projeleri üzerinde de büyük bir etki yapacak ve bu hususu tehdit edecektir.     Böylece   Bakü ve Erivan arasında savaşın şiddetlenmesi ile  Avrupa'ya bu bölgeden giden petrol ve doğalgaz  boru hatları da ciddi tehdit yaşayacaktır.   Bunun sonucu ise  Avrupa'da enerji temini ve tedarikini ciddi şekilde aksatabilir. 

 Kafkasya meseleleri uzmanı İranlı Veli Kuzeger Kaleci ise şöyle diyor:"    Kafkasya bölgesindeki  çatışmalar ve her türlü güvensizlik  bölgeden Türkiye ve oradan Avrupa'ya giden  Hazar boru hattını yani Avrupa'ya giden enerji aktarım hattını ciddi tehlikeler ile karşı karşıya bırakır. "

Bir diğer yandan ise   Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler özellikle de  başarısız 15 Temmuz 2016 darbesinden sonra ciddi gerilim sürecine girmiş ve son dönemde de Türkiye ile Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti   arasındaki ihtilaflar da körüklenmiştir.  Şimdi de Türkiye'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'ni Karabağ savaşında  aktif rol oynamasından dolayı  bu mesele Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkilerini çok derin bir ihtilaf dönemine sürükleyebilir.   Brüksel  Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında  ateşkesin sağlanmasını talep ettiği sırada Ankara  işgal topraklarının kurtarılmasına dek bu operasyonun ve çatışmaların devam etmesini istiyor.   

Kafkasya meseleleri uzmanı Muhammed Reza  Demavendi ise şöyle diyor:"  Avrupalılar Karabağ uyuşmazlığı ve çatışmaları sürecinde  petrol ve doğalgaz boru hatlarından ziyade Türkiye'nin  bu krizi  avantaja çevirmesinden ve Avrupa aleyhine bir koz olarak kullanmasından kaygılıdırlar. 

 

Etiketler