Yaptırım, Hartum'un Tel-Aviv ile normalleşme ödülü
ABD Başkanı Donald Trump, Siyonist rejim yetkililerinin memnuniyetini kazanmak için türlü girişimlerde bulundu, bu bağlamda korsan rejimin bazı Arap ve İslam ülkelerince tanınması konusunda yoğun çabalarda bulundu.
Amerika yönetimi son olarak, Sudan ile Siyonist rejim ilişkilerinin normalleştirilmesi için zemin sağlamıştı. Ancak buna rağmen Trump yönetimi, Sudan'a yönelik yaptırımları uzattı.
ABD Başkanı, Sudan'ı "terörizmi destekleyen ülkeler listesi"nden çıkarmasına rağmen, bu ülkeye yönelik yaptırımları uzatma kararı aldı. Trump bu bağlamda yayınladığı bildiride, son sıralarda olumlu gelişmelere rağmen Sudan yönetiminin izlediği politika ve girişimlerinden kaynaklanan ve acil durumun ilan edilmesine sebebiyet veren krizin çözümsüz kalmasına işaretle bu ülkeye yönelik yaptırımı uzatma kararı aldığını duyurdu.
Trump, Sudan yönetiminin politikalarının ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına yönelik olağandışı tehdit yöneltmekte olduğunu, bunun için 1307 kararname uyarınca Sudan ile ilgili ulusal acil durumun sürmesi gerektiğini kaydetti.
Böylece, Sudan'ın askeri yönetiminin İsrail ile resmi ilişki kurmaktan sonra Washington'dan kayda değer imtiyazlar koparabileceğine dair ümitleri suya düşmüş oldu.
ABD yönetimi 1993 yılında Sudan'ın eski Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir yönetimi döneminde, Sudan'ı terörizmi destekleyen ülkeler listesine aldı, Bunun sonucu Hartum yönetimi, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'ndan kredi almaktan yokun bırakıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Hartum'a yaptığı ziyarette, ülkenin Sudan'ı terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkarmasının İsrail'i tanıması ve ilişkilerinin normalleşmesine bağlı olduğunu söylemişti. Bunun ardından Sudan, Siyonist rejim ile ilişkilerini normalleştirdi, buna karşı Washington da Sudan'ı terörizmi destekleyen ülkeler listesinden 335 milyon dolar tazminat almak suretiyle çıkardı ve Sudan ile ABD arasında ticari ilişkilerin yeniden başlaması için iki ülke yetkilileri arasında görüşmeler başladı. Sudan Ticaret Bakanlığı bu bağlamda yaptığı açıklamada, Washington'un Hartum'a ekonomik ambargoyu kaldırma kararının uygulanması için katkıda bulunacağı sözünü verdiğini duyurdu.
Ancak Washington esasında bu vaatlerinden Sudan'ın askeri yönetimini kandırmak ve Washington'a Siyonist rejim ile ilişkilerini normalleştirme gibi büyük imtiyaz vermeye zorlamak için kullandı.
Ancak ABD Başkanının Sudan'a karşı acil durumu uzatma kararı, Washington'un kolay kolay, Sudan'a karşı baskısına son vermek niyeti olmadığını ve bu ülkeyi başka istekleri karşısında da diz çöktürmek peşinde olduğunu ortaya koydu.
Öte yandan ABD'nin başka ülkelere karşı yaklaşım ve tavrının geçmişine bakıldığında, ABD'nin kolaylıkla, sözlerinin aksine hareket ettiği ve vaatlerini sırf bir araç olarak kullandığı anlaşılıyor.
Nitekim ABD ile Kuzey Kore arasında nükleer anlaşma sırasında, Washington'un Kuzey Kore'ye verdiği sözlerini yerine getirme noktasında en ufak bir adım atmadan Pyong Yang'ı kendi yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlama peşinde olduğu net şekilde görüldü.
Trump'ın Sudan'a karşı yaptırımları uzatma kararı, çok çirkin ve iticidir öyle ki Amerikan yetkilileri, bunu izah etmeye çalıştılar. Pompeo bu bağlamda yaptığı açıklamada, yaptırımları uzatma kararının iyileşmekte olan ilişkiler üzerinde herhangi bir olumsuz etki bırakmayacağını ve ABD'nin bu ülke yönetimi ve uluslararası ortaklarıyla Darfur çatışmalarına ilişkin yaptırımların en kısa sürede kaldırılmasıyla sonuçlanacak şartların belirlenmesi için çabalarına bağlı olduğunu ileri sürdü.
Ancak herkes Pompeo'nun bu vaadinin de, Washington'un diğer vaatleri gibi içi boş olduğunu iyi bilmekte./