Kasım 05, 2020 15:08 Europe/Istanbul
  • Putin'den Batı'nın yeni yaptırımlarına karşı Lukaşenko'ya destek

Belarus'ta yapılan devlet başkanlığı seçimlerini Aleksander Lulaşenko'nun yeinden kazanmasının ardından başlayan geniş çaplı protesto eylemleri, Batı'nın bu ülkeye müdahalesi için bahane oluşturmuştur. AB ve ABD, Lukaşenko ve Belarus yönetimine karşı hasmane politikalar takip ederek, yeni yaptırım kararı aldılar.

ABD'nin ardından AB de Belarus'un üst düzey yetkililerine karşı yaptırım kararı almaya hazırlanırken, dün akşam Kremlin'den bir açıklama geldi. Açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko, telefonda görüşerek, ikili ilişkilerin derinleştirilmesine vurgu yaptılar.
Putin'in Lukaşenko yönetimini Batı'nın hasmane politika ve girişimlerine karşı topyekun desteklemesi, aslında Rusya ve başını ABD'nin çektiği Batı'nın genel karşılaşmasının başka bir örneği ve tezahürü sayılıyor. Bilindiği gibi ABD'nin başını çektiği Batılı ülkeler, sürekli şekilde Moskova’yı zayıflatmak için Rusya'nın çevresindeki müttefik hükümetlerini düşürmeye çalışıyor. Bu doğrultuda Batı dünyası bu kez de Rusya'nın en yakın müttefiklerinden olan Belarus'u hedef tahtasına oturtmuştur.
 Belarus'ta son aylarda başkanlık seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından başlayan olaylar hala devam etmekte. 9 Ağustos tarihinde düzenlenen ve Lukaşenko'nun oyların yüzde 80'inden fazlasını kazanmasıyla sonuçlanan seçimin ardından binlerce muhalifi, Minsk dahil Belarus'un muhtelif kentlerinde protesto eylemi düzenleyerek 6. kez başkan seçilen Lukaşenko'nun iktidarı bırakmasını ve köklü değişikliklerin yapılmasını istediler. Muhalifler, seçimlerin şeffaf ve sağlıklı düzenlenmediğini savunuyorlar.
ABD ve AB dahil Batı dünyası siyasi baskı ve yaptırımlarını arttırmak ve bu ülkenin iç işlerine karışmak suretiyle, muhalifleri ve eylemcileri desteklemeye devam ediyor. Bu durum Belarus'un tepkisine yol açmıştır. Amerika ve Avrupa neredeyse eşzamanlı olarak Lukaşenko'yu Belarus'un seçilmiş devlet başkanı olarak tanınmayarak, Belarus yönetiminin protestoculara karşı tavrını eleştirmiştir.
Brüksel ve Washington'un Doğu Avrupa ülkelerinden Belarus'un işlerine doğrudan müdahalesi, Lukaşenko'yu iktidardan uzaklaştırıp, daha önce Renkli Devrim'lerde olduğu gibi yerine Batı yanlısı bir ismi göreve getirmeye çalışıyor.
Lukaşenko açıklamalarında sürekli şekilde ülkedeki protesto ve itirazların dış kaynaklı olduğunu ve Rusya ile Avrupa’nın diğer bölgeleri arasında bir tampon bölge oluşturmak amacıyla gerçekleştiğini bildirmiştir.
Doğu Avrupa uzmanlarından Gustav Gersel, Batı'nın Belarus'un işlerine müdahalesinin sonuçları hakkında uyarıda bulunarak, Belarus'un Avrupa'ya daha yakınlaşmak isteğinin, hem AB ve hem Belarus için ağıra patlayabileceğine inanıyor.
AB, Belarus'a karşı baskısının devamında cuma günü Belarus Devlet Başkanı ve bu ülkenin diğer 14 yetkilisini yaptırım listesine alacağını duyurdu.
Bu yaptırımlar, malvarlıklarının dondurulması ve seyahat yasağını kapsıyor. AB üyesi 27 ülke, Belarus'a yönelik yaptırımlara son şeklini vermeye çalışırken ABD da 1 ay önce 8 Belarus yetkilisini yaptırım listesine ekledi. ABD'nin yaptırım listesine eklediği isimler arasında Belarus İçişleri Bakanı ve Yardımcısı ve üst düzey polis ve güvenlik yetkilileri yer alıyor.
Anlaşılan, AB'nin Belarus'a yönelik yıkıcı yaklaşımından dolayı, Minsk ile Brüksel arasında ilerleyen günler ve haftalarda gerilim daha da tırmanacak. Buna ilaveten, ABD'nin Belarus ile ilişkilerini geliştirmek istediğini iddia etmesine rağmen pratikte AB ile tamamen aynı çizgide hareket ederek, Lukaşenko'yu iktidardan uzaklaştırmaya çalışıyor./

Etiketler