Amerika Senatosunda BAE'ne Gelişmiş Silahlar Satılmasının Onaylanması
Amerika bölgedeki gerici Arap ülkelerine silah satmaya ve bölgeyi güvensizleştirmeye devam ediyor. Son yıllarda özellikle de Suudi Arabistan'a yüklü miktarlarda silah satan Amerika şimdi de BAE'ne yüklü miktarda silah satmayı amaçlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri her zaman Batı Asya'yı güvensiz hale getirerek ,İran düşmanlığını yayarak Fars Körfezi güney şeridi ülkelerine mümkün olduğunca çok silah satmaya çalıştı. ABD Kongresi şimdi bu yönde yeni bir adım attı.
ABD senatörleri, BAE'ye gelişmiş silah satışlarını kesme kararlarını reddederek Fars Körfezi Güney bölgesinde bulunan BAE ile 23 milyar dolarlık bir silah anlaşmasını onayladı. Başlangıçta, İlk başta MQ9 taarruz İHA'larının BAE'ne satışının yasaklanması tasarısı oylamaya sunuldu. İki demokrat üyenin de bu tasarının muhaliflerine katılması ile toplam 50 olumsuz oy ve 46 olumlu oyla bu tasarı reddedildi. Bir sonraki aşamada ise Amerika senatörleri BAE'ye beşinci nesil F-35 savaş uçaklarının satışını engelleme planını da reddetti. Böylece BAE, bu savaş uçağını Amerika Birleşik Devletleri'nden alacak ilk Arap ülkesi oldu. Birleşik Arap Emirlikleri'ne gelişmiş silah satışını yasaklayan tasarıların uygulamaya konması halinde, ABD Başkanı Donald Trump da bu kararları veto edeceği tehdidinde bulunmuştu.,
Senatodaki Demokratlar bu iki tasarıyı sunarak bu silahların satışını engellemeye çalışmıştı. Silah satışını eleştirenler BAE'nin Yemen savaşındaki koyu rolüne ve binlerce Yemenlinin öldürülmesine ve BAE'deki sayısız insan hakları ihlaline işaret ediyorlar.
Uluslararası Politika Merkezi-CİP'nin Silah ve Güvenlik Projesi müdürü William Hartung ise yayımladığı raporda bu hususta şu ifadelere yer vermiştir: " Savaş uçakları,bombalar ve zırhlı Amerikalı ve Britanyalı silahların Suudi Arabistan ve BAE'ne satışı Yemen savaşının uzamasına ve yüz binlerce kişinin öldürülmesine yol açmıştır.
BAE, Trump yönetimi döneminde İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ilk Arap ülkesi olduktan sonra, Washington'dan F-35 uçağının satışını önemli bir ödül olarak bekliyordu. Bazı ABD senatörleri ise, bu silahların tedarikinin, İsrail'in Batı Asya bölgesindeki askeri üstünlüğünü sürdürmek için Washington'un Tel Aviv'e verdiği güvenlik garantisini ihlal ettiğine dair endişelerini de dile getirdiler.
Bununla birlikte, AIPAC'ın Siyonist lobisi ve hatta İsrail'in ABD Büyükelçisi Ron Dermer, bu silah anlaşmasını kabul etti. Nitekim Demokratların muhalefetine rağmen, Cumhuriyetçilerin Senato'daki üstünlüğü nedeniyle bu tasarılar onaylanmadı.
Fars Körfezi'nin güney kıyılarındaki ülkeler, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Batı'nın Batı Asya'daki en büyük müttefikleri ve Amerikan silahlarının en büyük alıcıları arasında yer alıyor ve bunları satın almak ve stoklamak için yılda milyarlarca dolar harcıyor. ABD, bu sorunu körüklemek için, Fars Körfezi'ndeki gerginlikleri her zaman alevlendirmeye ve arttırmaya çalıştı ve İran'ı tehdit göstermeye odaklandı. Fars Körfezi'nin güney kıyılarındaki Arap ülkelerine karşı hayali bir düşman yarattı. Bu eğilim, özellikle de ABD dış ve güvenlik politikasının ticarileştirilmesine odaklanan Trump yönetimi sırasında yoğunlaştı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Batı Asya bölgesi ülkelerine devasa silahlar ve gelişmiş teçhizat satarak ABD askeri ve sanayi komplekslerine büyük karlar sağlamaya çalıştı. Başkanlığının ilk yılında Trump, 110 milyar dolar büyüklüğünde Suudi Arabistan ile yabancı bir ülkeyle ABD'nin en büyük silah anlaşmasını sağladı. Bu eğilim sonraki yıllarda da devam etti. Trump yönetimi, bu silah satışlarının ve siyasetlerinin askeri sanayide yüzbinlerce Amerikalı aile için iş ve gelir yarattığını iddia ediyor. Ancak kesin olan husus bu sürecin Batı Asya milletlerine güvensizlik, savaş ve katliam getirmesidir.