İnsan Haklarını İzleme Örgütünün Amerika Federal Hükümetini Eleştirmesi
(last modified Fri, 18 Dec 2020 04:11:20 GMT )
Aralık 18, 2020 06:11 Europe/Istanbul
  • İnsan Haklarını İzleme Örgütünün Amerika Federal Hükümetini Eleştirmesi

Amerika kendini dünyanın en büyük insan hakları ve demokrasi savunucusu addedip reklam yapsa da insan hakları örgütleri ve uluslararası insani kurum ve kuruluşlar özellikle de BMT İnsan Haklarını İzleme Örgütü bu ülkedeki insan hakları durumu ile ilgili geniş çaplı eleştirilerde bulunmuştur. Bu doğrultuda İnsan Hakları İzleme Örgütü icra kurulu müdürü Kenneth Roth, Hale sitesinin Amerika'da federal idamların artması raporuna tepki gösterdi.

Kenneth Roth  paylaştığı Tweet'te Amerika'da şiddetin görülmemiş derecede artmasını eleştirdi.  Roth bu mesajında şu ifadelere yer verdi: " Trump'ın zalimane ve dehşet verici bir ayrımı da  Amerika tarihinde ilk kez Federal Hükümet tarafından bir yıllık süre içerisinde idam edilenlerin sayısının  tüm eyaletlerde idam edilenlerin sayısından daha fazla olmasıdır. "

Amerika dünyada en büyük insan hakları ihlalcilerinden biri olarak insan hakları ihlalleri alanında kabarık dosyası ile her daim  kendi halkına karşı soruları yanıtlamaktan kaçınmak  ve dünya kamuoyunu saptırmak için  diğer ülkelerdeki insan hakları ihlallerini eleştirmiştir.  Bu çerçevede özellikle de idam sayılarına odaklanmıştır.  Şimdi de İnsan Hakları İzleme Örgütü Trump hükümetinin bu alandaki performansını sorgulamaya başlamıştır.  Trump döneminde federal idam kararları  koronavirüs pandemisine rağmen 17 yıl aradan sonra  Temmuz ayından itibaren hükümetin talimatı üzerine başladı. Şimdiye kadar 2020 yılında 10 kişi idam edilmiştir. Halbuki tüm eyaletlerdeki idam sayısı 7 kadardır. 

Amerika dışişleri bakanlığı ise diğer ülkelerdeki insan hakları durumu ile ilgili raporlar hazırlamaya çalışmaktadır. Bu çerçevede özellikle de Amerika rakibi ve düşmanı sayılan ülkeler hedef olarak seçilmektedir. Bu yıllık raporlarda dikkatle izlenen husus da idam sayısı ve idam kararlarıdır.  Bu doğrultuda Amerika son dönemde Çin üzerine odaklanmıştır. İran hususunda da Trump hükümeti  casusluk ve devirme girişimleri suçlarından dolayı idam edilen Ruhullah Zem'in infazının ardından  bu girişimi çok sert bir şekilde kınamıştı.  Burada sorulması gereken soru  Amerika'nın idam kararını insanlık dışı ve insani haklara zıt bir girişim saymasına rağmen neden zaten kendi hükümetlerinin  idam kararları vermesi ve hatta Amerika tarihinde rekor kırmalarıdır. 

Washington, insan hakları ihlallerinin kendisinin veya müttefiklerinin menfaatine olduğu durumlarda bir dizi insan hakları ihlalini doğal sayar ,ancak  muhalif ülkelerin benzer eylemlerini belirginleştirir ve bunları insan hakları ihlalleri olarak nitelendirir. Rus siyasi uzman Andranik Migranian'a göre " ABD, insan haklarını dünyadaki diğer tüm ülkelerden daha fazla ihlal ediyor. "

Terörizm gibi konularla uğraşırken her zaman çifte standartlı tutum sergileyen ABD, insan hakları konusunda da aynı yaklaşımı benimsemiştir. Amerika hükümetleri bu ülke ve müttefik  ülkelerdeki korkunç insan hakları durumuna ilişkin birçok soruyu yanıtlamaktan demokrasi, bahanesi ile kaçınmıştır.  Amerika böyle durumlarda, sıkıştığı her defasında  diğer ülkeleri suçlamış ve diğer ülkelerdeki ihlallere odaklanmaya çalışmıştır.  Gerçekte Amerika dünyada en büyük insan hakları ihlalcisidir.  Burada sorulması gereken bir başka önemli soru da   Amerika'nın neden kendini farklı sanmasıdır. Amerika karanlık ve kabarık insan hakları cinayetleri ve ihlalleri karnesi ile nasıl diğer ülkelere bu dosya hakkında görüş bildirmelerine bile izin vermiyor. Özellikle de siyahilere karşı yapılan ihlaller hususunda BMT insan hakları kurum ve kuruluşlarının görüş bildirmesine bile böyle bir izni vermiyor.