Arap Dünyası Gerilimlerinin Çözülmesi Hususundaki Muğlaklıklar
Son bir ay içerisinde Katar ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn arasındaki gerilimlerin giderilmesi ihtimali hususunda haberler yayımlandı. Ancak bu alanda bu dört Arap ülkesi arasında bir konsensüsün söz konusu olmadığı söylenebilir.
Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri 5 Haziran 2017'den beri Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmiş ve bu ülkeyi kara, hava ve deniz kuşatması altına almıştır. Bu girişimin nedeni ise Katar'ın terörizmi destekleme ve dış ve iç siyasetinin Fars Körfezi İşbirliği Konseyi siyasetlerine uymaması ile suçlanması idi. Bu gerilimin devamında bu dört Arap ülkesi Katar ile ilişkilerini tekrar normale dönüştürmek için 13 şartlı bir öneri sundular. İran İslam Cumhuriyeti ve Filistin'in HAMAS hareketi ile ilişkilerin kesilmesi, İhvan Hareketine desteklerine kesilmesi ve Katar'ın Al Jazeera kanalının faaliyetlerinin gözden geçirilmesi bu şartlardan bazılarıydı. Katar ise tüm bu şartları reddedip bu şartların Katar'ın bağımsızlığı ve egemenlik hakkını ihlal ettiğini bildirdi. Doha son 3 buçuk yılda yapılan baskılar ile baş ederek pratikte dört Arap ülkenin siyasetlerini de yenilgiye uğrattı.
Her yıl Aralık ayında, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi üyeleri zirvesi düzenlenir. Ancak 2020 Fars Körfezi İşbirliği Konseyi zirvesinin kesin zamanı henüz belirli olmasa da Kuveyt Al-Ray gazetesi geçtiğimiz günlerde üst düzey bir diplomatik kaynaktan naklen Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Mısır'ın bir sonraki Fars Körfezi İşbirliği Teşkilatı zirvesinde Katar ile uzlaşmaya hazır olduğunu aktardı. Aslında sadece Suudi Arabistan ve Katar gerginliği çözmek için müzakereler yapmış ve anlaşmalara varmışlardır. Diğer üç ülkelerin tepkileri ise bu alanda bir konsensüsün ve oy birliğinin söz konusu olmadığını gösteriyor.
BAE'den gelen ilk tepki dikkat çekti. BAE, Abu Dabi'nin varlığı ve bilgisi olmadan varılan anlaşmayı kabul etmedi. Bu bağlamda, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'in danışmanı Abdülhalik Abdullah Suudi Arabistan ile Katar arasındaki ilişkilerin gelişmesine ilişkin habere cevaben şöyle bir tweet attı: "İşbirliği Konseyi BAE onayı ve bilgisi olmadan bir santim bile hareket edemeyecektir. "
BAE'den sonra Bahreyn şimdi Riyad ile Doha arasındaki anlaşmaya tepki göstermiştir. . Bahreyn parlamentosu 16 Aralıkta Katar'ı kuşatan ülkeler ile bu ülke arasında uzlaşmaya varılmaması çağrısında bulunan bir bildiri yayınladı.
Peki bu dört ülke arasında Katar ile gerilimlerin çözülmesi konusunda fikir birliği olmamasının nedeni nedir?
İlk neden, Suudi Arabistan'ın Katar ile anlaşan diğer ülkeleri görmezden gelmesidir. BAE bu konudan açıkça bahsetti ve Mısır da Katar'ı Müslüman Kardeşler'in destekçisi olarak gören ve bu desteğin azalmadığına dair endişelerini taşıyor.
Diğer bir neden ise Katar ile bazı alanlarda farklılıkların yaşanmasıdır. Örneğin Bahreyn, balıkçılık ve balıkçılar hakları konusunda Katar ile görüş ayrılıkları yaşıyor ve ülke parlamentosunun son açıklamasının nedeni aynı konuya dayanıyor. Bahreyn İçişleri Bakanı Reşid bin Abdullah Al-ı Halife de Katar'ı sınır sorunlarını yayılmacı hedefler çerçevesinde kışkırtmakla suçladı ve Bahreyn parlamentosunun bu sorunlar çözülene kadar Doha ile uzlaşmaması gerektiğini vurguladı.
Diğer bir faktör de, dört ülkenin zorlukları çözme iradesi çerçevesinde Katar ile müzakere etmemiş olması, bunun yerine ABD hükümetinin gerginlikleri çözmek için Riyad ve Doha'yı baskı altında bırakma yönündeki son girişimleri yüzünden müzakereye yanaşmalarıdır.
Bu koşullar göz önüne alındığında, Katar Emiri Fars Körfezi İşbirliği Konseyi'nin olası bir sanal zirvesine katılsa bile, yine de bunun gerginliğin çözülme anlamına gelmediği söylenebilir. Belki de yeni ABD yönetiminin ortaya çıkması ve onun Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ve üyelerine yönelik baskı politikası, bu ülkeleri gerilimleri çözmeye yöneltecektir.