Fransa'nın Afrika Kıtasındaki Askeri Varlığının Sonuçları
Fransız askeri güçlerin Afrika kıtasının farklı noktalarındaki varlığı sürüyor. Bu doğrultuda yeni yılın ilk günlerinde Fransa başbakanı Jean Castex Çad'da bulunan stratejik üslerdeki Fransız askeri güçlerini ziyaret etmek amacı ile bölgeye gitti.
Jean Castex Fransız askerler ile Çad'ın başkenti Encemine'deki Üste görüşmesinin ardından Fransız silahlı kuvvetler bakanı Florence Parley ile 30 kadar Fransız askerin bulunduğu Faya-Largeau bölgesine gitti.
Şiddet dolu sömürgecilik ile bilinen Fransa'nın Afrika'daki geçmişi yüzyıllar öncesine kadar uzanmaktadır. Halihazırda Fransa terörizm ile mücadele, güvenliğin sağlanmasına yardımcı olma gibi bahaneler ile Afrika kıtasında varlığını sürdürmektedir. Fransa halihazırda Fildişi Sahili, Çad, Cibuti ve Mali'de askeri üs şeklinde varlığını sürdürmektedir. Buna ilaveten Afrika sahilinde G-5 adı ile bilinen Mali, Moritanya, Nijer, Çad ve Burkinafaso'da da doğrudan askeri müdahale yapmaktadır. Öyle ki bu ülkeler de Fransa'nın Batı Afrika'daki en önemli müttefikleri haline getirilmeye çalışılmıştır.
Tabii Fransız makamlar son yıllarda bu ülkenin tarih boyunca Afrikalılara karşı sömürgeci siyasetler izlemesinden dolayı pişman olduklarını, bunun büyük bir hata olduğuna itiraf etmişlerdir. Nitekim Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron şöyle bir itirafta bulunmuştur:" Sömürgecilik Fransa tarihin büyük bir yanlışı olmuştur. Ancak Fransızlar yöntemlerini değiştirdiler ve hiçbir zaman Afrika'yı terk etmediler. "
Gerçekte Afrika Fransa için kilit bir rol oynamaktadır. Afrika Fransa için sırf zenginlik, doğal kaynaklar ve coğrafi konum ve stratejik fırsatlar anlamına gelmiyor aynı zamanda askeri ve güvenlik açısından özellikle Batı Afrika ve kıyı Afrika ülkeleri de Fransa için stratejik bir önem taşıyor.
Birçok Fransız ürünü bu ülkelerin piyasalarına sürülüyor. Bu ülkeler bu şartlar altında Paris'in de en büyük ticari ortakları sayılırlar. Bir diğer yandan bu ülkelerin elmas ve uranyum gibi doğal kaynakları özellikle de Orta Afrika ülkelerinin doğal zenginlikleri, ormanları ve enerji kaynakları her daim Fransız şirketlerinin olmazsa olmazı sermayeleri ve fırsatları sayılmıştır.
Bu ülkelerdeki duruma bakıldığında, Fransız ordusunun uzun süredir barış bahanesiyle Orta Afrika'da bulunması gibi, Fransa'nın da güvenliği tesis etme ve savaşı önlemeye yardım etme jestiyle son yıllarda bu ülkelerde ciddi bir varlığa sahip olduğunu göstermektedir. Afrika ülkelerinin ekonomik ve politik durumu, Fransa'nın ekonomik koşullarını iyileştirmelerine yardım etmediği, gizli sömürgecilik çerçevesinde, çıkarlarını güvence altına almak adına onları fakir tuttuğunu ve iç çatışmaların alevlerini körüklediğini gösteriyor.
Cezayir Barış Toplumu hareketinin başkanı Abdul Razzak Mogari bu hususta şöyle düşünüyor: "Fransa, çıkarlarını elde etmek ve ekonomisini inşa etmek için Afrika uluslarını yoksullaştırdı; aslında, Fransa'nın Afrika ülkelerinin bağımsızlığından sonraki eylemleri, işgal dönemindeki eylemlerinden daha iğrenç."
Fransa'nın, daha önce Paris'in sömürgeciliğine şahit olmuş bölgelerde özellikle de Batı Afrika'da askeri varlığını sürdürme yönündeki en önemli bahanelerinden biri de terör grupları ile mücadele meselesi olmuştur. Yayınlanan istatistiklere göre, Fransa'nın Afrika'nın kıyı bölgesinde 4 bin 500'den fazla askeri bulunuyor ve varlığını ve etkisini korumaya devam etmesi de gözlemleniyor. Ancak aslında bu güçler bölgede, özellikle bu güçlerin karargahı olan Mali'de terörle mücadelede başarılı olamamış ve sadece Fransa'nın bölgedeki ekonomik ve ticari çıkarlarını korumaya çalışmıştır.
Şimdi de, Fransa Başbakanı'nın Çad ziyareti, Afrika'nın ve kıtadaki Fransız askeri üslerinin ve tabii ki bu ülkenin kendi sahasını rakiplerinden korunmasının öneminin altını çiziyor.