Trump Hükümetinin İran'a Karşı Yenilmiş Siyasetlerin Devamına Israrı
Donald Trump başkanlık döneminin son günlerine az bir süre kala Amerika İran'a karşı maksimum baskı siyasetinin devamında İran'a karşı yaptırımların yelpazesini genişletmeye çalışıyor. Bu çerçevede Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo Washington'un İran'ın denizcilik sanayisi örgütü, Hava ve Uzay örgütü ve de İran havacılık sanayisi örgütünü de yaptırımlar listesine aldığını duyurdu.
Amerika dışişleri bakanı yayımladığı bildiride İran'ın konvansiyonel silahlarını arttırma hususunun bölgesel ve küresel güvenlik için tehdit olduğunu öne sürüp temelsiz ve içi boş iddialarda da bulunarak İran'ın barışçıl nükleer programını küresel güvenlik için sürekli bir tehdit olarak nitelendirdi.
Donald Trump hükümeti son yıllarda BERCAM nükleer anlaşmasından Mayıs 2018'de çıkarak elinden gelen her şekilde İran'a karşı her türlü girişimde bulunmuştur. Bu doğrultuda da Washington İran'ın ekonomisinin farklı sektörlerine yönelik geniş çaplı yaptırımları hayata geçirmeye çalışmıştır. Gerçekte Amerika başkanı Donald Trump son yıllarda Washington'un siyasetlerine uymayan ülkeleri kendi isteklerine karşı teslim ettirmek için yaptırım siyasetlerini uygulamıştır. Nitekim İran'a paralel olarak Rusya ve Venezuela'ya karşı da aynı baskı siyaseti izlenmeye çalışılmıştır.
İran konusunda ise Trump BERCAM nükleer anlaşmasından çekilerek İran'a maksimum baskı siyasetini uygulamaya koyup İran'ı Washington'un istediği müzakere ile sonuçlanacak masaya oturtmak istedi. Ancak bu zorlama siyaseti sonuçsuz kaldı. Buna ilaveten zaten ekonomik ve siyasi kanıtlar da Amerika hükümetinin bu siyasette başarısız olduğunu ispatladı. Amerikan haber kaynaklarından İnside Arabia ise Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşmasından çıkması doğrultusundaki taahhütlerini ayakları almasına değinmeden şöyle bir değerlendirmede bulundu:" Donald Trump hükümetinin maksimum baskı siyaseti, iki yıl uygulanmasının ardından istenilen sonuçlara varmakta başarısız kalmıştır. "
Buna rağmen Amerika'nın diğer ülkelere karşı insan hakları, siyasi, ticari, güvenlik bahaneler ve mazeretler ile uyguladığı yaptırım siyasetleri hala devam etmektedir. Gerçekte Trump, ülkelerin bağımsızlığı ve kendi kaderlerini tayin etme-self determinasyon haklarına aldırmadan tek taraflılık siyaseti çerçevesinde Washington'un çıkarlarını ve isteklerini karşılamak istiyor.
Rusya enerji bakanı Aleksander Novak ise bu hususta şöyle diyor:" Tüm dünya, Amerika'nın, Washington tarafından memnun olunmayan liderlere sahip farklı ülkelere karşı uyguladığı yaptırımlardan bıkmış usanmışlardır. "
Bununla birlikte, Kovid-19 hastalığı salgını ve sonuçta sağlık ve tıbbi malzemelerin sağlanmasında küresel işbirliği ihtiyacı, bu ülkelerin çoğunda durumu kritik hale getirdi. İran örneğinde, ülke yetkilileri, ABD yaptırımlarının ilaç ve tedavi sektörü üzerindeki olumsuz etkileri hakkında defalarca konuşarak, bu yaptırımları ve baskıyı İran'ın ilaç, tıbbi malzeme ve ekipmana erişiminin önünde bir engel olarak nitelendirdi.
Siyaset arenasının önde gelen Amerikalı düşünür ve düşünürlerinden Noam Chomsky, "Yaptırımların nedeni İran hükümetinin bağımsızlığı ve ABD politikalarına uymamasıdır." diyerek İran'a yönelik yaptırımların hiçbir meşruiyetinin olmadığını kaydetti.
Şimdi, Beyaz Saray'dan ayrılmadan sadece günler önce, Trump İran'a yeni yaptırımlar uyguladı. Aslında Trump, başkanlığının son günlerinde teslim olmayan ülkelere yaptırımlar uygulayarak baskıyı yoğunlaştırmaya ve İran'ın barışçıl nükleer ve savunma programlarını tehdit gösterme politikalarının başarısızlığını haklı çıkarmaya çalışıyor. Görünüşe göre bu son günlerde bu politikanın devam etmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin başarısız başkanının son kalıntıları olarak görülmelidir.