Biden Hükümeti Makamlarının İran Hususundaki Tutumları
Amerika'nın yeni başkanı Joe Biden'in işbaşına gelmesinden hemen önce onun hükümetinin üst düzey makamları Salı günü Senato'daki dinleme oturumlarında İran ve İran ile ilgili meseleler hakkında görüşlerini bildirdiler.
Biden hükümetinde dış işleri bakanı adayı Anthony Blinken bu oturumda Biden hükümetinin İran'ın nükleer silaha erişmesine engel olma ilkesine bağlı kalmasına vurgu yaparak İran'ın nükleer silah elde etme sürecinin 1 yıldan 3 ila 4 aya indiğini söyledi. Blinken aynı zamanda BERCAM nükleer anlaşmasının İran'ın bu alandaki faaliyetlerini kısıtlamakta başarılı olduğunu da itiraf edip Amerika'nın bu anlaşmadan çekilmesinin İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını yoğunlaştırmaya neden olduğunu belirtti.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü adayı Avril Haines ise bu hususta şöyle bir açıklamada bulundu: "İran nükleer anlaşmaya geri dönerse ona geri döneceğiz, ancak mevcut durumda bu pek olası görünmüyor ve gidecek çok yol var. Haines sözlerine şunları da ekledi: İran ile nükleer anlaşmaya geri dönmek füze ve İran'ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri müzakerelerini de kapsamalıdır. "
Görünüşe göre, Biden'in İran ile ilgili süreçlerin özellikle BERCAM nükleer anlaşması hakkında etkisinin olacağı hususundaki bazı spekülasyonlara rağmen, Biden'in üst düzey hükümet yetkilileri şimdi neredeyse geçmişteki aynı tutumları ve literatürü tekrar ediyorlar. Bazıları İran'ın nükleer silahlara olan mesafesinin daraldığını iddia ediyor ve füze kapasitesi ve İran'ın bölgesel politikaları ve eylemleri dahil olmak üzere başka konularda görüşmeler yapılması çağrısında bulunuyor.
Trump yönetiminin Mayıs 2018'de BERCAM nükleer anlaşmasından ayrılmak için benzer bahaneler ve taleplerde bulunduğunu hatırlatmak gerekir. Trump, bu talepleri yerine getirmek için İran'a karşı, tarihte görülmemiş bir şekilde, hiçbir ülkeye karşı uygulanmayan ağır yaptırımları maksimum bir şekilde uyguladı. Trump'ın bu alanda başarısıyla ilgili çok fazla abartı yapmasına rağmen, yaptırım kampanyası, Washington'un Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun On İki Talebi altındaki hedeflerinden herhangi birine ulaşmada pratikte başarısız oldu.
Amerikalı siyasi uzman olan Paul Pilar'a göre, Trump'ın ekonomik savaşı ve İran üzerindeki azami baskısı sadece başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda her bakımdan Amerika'yı aşağıladı.
Bu başarısızlığın nedeni, İran'ın azami direniş politikasını benimsemesi ve güçlü ABD baskısına karşı direnişiydi. Aynı zamanda BERCAM nükleer anlaşmasında taahhütlerini yerine getirmede 4 + 1 grubunun Avrupalı taraflarının gecikmesinden ve oyalamasından dolayı Tahran, BERCAM anlaşması çerçevesinde yükümlülüklerini 5 aşamada azalttı ve şimdi İslami Şura Meclisi'nin kararına göre İran yüzde 20 zenginleştirme ve uranyum rezervlerini arttırma çalışmalarına başlamıştır. Aslında İran'ın Batı'ya, yani Avrupa ve ABD'ye yönelik tehditlerini gerçekleştirmedeki ciddiyetini göstermek için yapılan bu girişim, artık Biden hükümet yetkililerinin İran'a karşı yanlış iddialarda bulunmaları için bir bahane haline geldi. Halbuki UAEA'ya göre İran nükleer silahlardan herhangi bir sapma göstermedi.
Aynı zamanda, Biden'in danışmanları, ABD'nin Nükleer anlaşmaya derhal geri döneceği konusundaki önceki iddialarının aksine, şimdi bu konuda çeşitli konuları ve koşulları gündeme getiriyor. Aslında, Biden ve danışmanları İran'ın nükleer faaliyetlerinin içeriğini ve zamansal sınırlamalarını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda füze kapasitesi ve bölgesel politikalar gibi diğer konularda Tahran'a müzakereler de dayatıyor. Halbuki Tahran,sadece BERCAM nükleer anlaşmasına bağlı olduğunu ve hiçbir şekilde ABD'ye başka konularda müzakere talebinde bulunmayacağını defalarca ifade etti.