AB'nin Guaido'yu Resmen Tanımaktan Geri Adım Atması
Amerika'nın Venezuela'ya karşı hasmane siyasetleri, Trump hükümetinin Venezuela cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'yı devirmedeki çabalarının sonuçsuz kalması ve de Amerika’da son siyasi gelişmelerinden sonra, Avrupa Birliği de bundan sonra Venezuela muhalefet kanadı lideri Juan Guaido'yu Venezuela geçici cumhurbaşkanı olarak tanımadığını açıkladı.
Trump döneminde Amerika, solcu Venezuela hükümeti ve başında bulunan Nicolas Maduro'yu devirmek için elinden geleni yaptı. Bu doğrultuda Amerika yanlısı Juan Guaido'yu, muhalefet kanadı lideri olarak belirginleştirmeye ve hükümet başına getirmeye çalıştı. Öyle ki resmi olarak Juan Guaido'yu Venezuela cumhurbaşkanı olarak tanıdığını da açıkladı ve Avrupa Birliği dahil ortaklarından da onu Venezuela cumhurbaşkanı olarak tanımalarını istedi.
Amerika bu doğrultuda Guaido'yu siyasi ve mali olarak desteklemek politikasını Venezuela'ya karşı dış siyasetinin ekseni olarak belirledi. Bu doğrultuda Avrupa Birliği de Amerika'nın bu siyasetlerine ayak uydurmaya başladı. Avrupalı ülkeler bu çerçevede Venezuela'ya yaptırımlar uygulayıp Juan Guaido'yu desteklemeye başladılar. Avrupa Birliği de tıpkı Amerika gibi ticaret, silah satışı ve siyasi makamların ziyaretleri alanında yaptırımlar uygulamaya başladı.
Gerçekte Trump ve Avrupalı makamlar Guaido'nun Amerika'nın Venezuela'nın ekonomi, tıp ve ilaç sektörüne yönelik baskıların yardımı ile solcu hükümeti ve başında bulunan Nicolas Maduro'yu devireceğini umut ederek Guaido’nun iktidarın başına geleceğini zannediyorlardı. Amerika’nın ağır yaptırımları son aylarda koronavirüs pandemisi döneminde bile devam ederken Venezuela'nın ilaç ve tedavi sektörünü önemli oranda olumsuz yönde etkiledi.
Venezuela cumhurbaşkanı Nicolas Maduro ise Batılı devletler ve Amerika'nın bu alandaki girişimlerini sert bir şekilde eleştirerek bu ülkelerin, Venezuela'nın mali kaynaklarını kapatarak ülkenin koronavirüs aşısına erişimine engel olduklarını belirtti.
Geçtiğimiz dört yıl içinde yapılan çeşitli seçimler Guaido'nun bu ülkenin halkı arasında sevilmediğini ve iktidarda yeri olmadığını göstermiş olsa da Venezuela'da 6 Aralık 2020 parlamento seçimleri her iki taraf için de zor bir sınavdı. Bu seçimdeki zafer, Guaido'nun geleceğini ve onu halk tarafından kabullenmediğini açıkça gözler önüne serdi.
Özellikle de Venezuela cumhurbaşkanı, muhalefet kazanırsa istifa edeceğini açıkladığından sonra bu durum çok hassas bir seviyeye geldi. Bu önemli seçimde Maduro'nun partisi mecliste ezici çoğunlukta sandalye kazandı. Guaido ve destekçileri seçimlere hile karıştığını iddia etseler de yabancı gözlemcilerin varlığı ve seçim sürecinin şeffaflığı bu komploların etkisiz hale gelmesine neden oldu.
Siyasi gözlemci ve uzmanlardan Gloria La Riva ise bu hususta şöyle diyor: "Amerika, bu Latin Amerika ülkesinin tüm olumlu başarılarını inkar ederek, tüm enerjisini muhalefeti kışkırtmaya adeta vakfetti ve muhalefetin ne yapması gerektiğini belirtiyor ve sağcı grupları da kendisinin emirlerine harfiyen uymasını istedi. "
Sonunda yeni parlamento, çoğunluk Maduro'dan yana olacak şekilde kuruldu. Bu da seçim sonuçlarından memnun olmayan Guaido taraftarlarının biraz geri adım atmasına ve tutumlarında temkinli davranmasına neden oldu.
ABD seçimleri ve Maduro'yu devirmeye kendini adayan Donald Trump'ın yenilgisi, Trump'ın Avrupalı müttefiklerini Venezuela'ya karşı düşmanca politikalarını yeniden gözden geçirmeye sevk eden bir diğer tetikleyici unsur oldu.
AB yetkilileri şimdi Venezuela ile siyasi ilişkilerinde yeni bir dönem başlatmak için Venezuela karşıtı politikalarını yeniden gözden geçiriyor gibi görünüyor. AB'nin Guido'yu Venezuela'nın başkanı olarak tanımaktan geri adım atması da bu çerçevede değerlendirilmelidir./