Afrika Birliği Zirvesinin Düzenlenmesi
Afrikalı liderlerin, dünyayı saran yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ve kıtadaki kültürel mirası koruma gündemiyle bir araya geldiği 34. Afrika Birliği (AfB) Zirvesi sona erdi. Zirvenin kapanış konuşmasını, Afrika Birliği'nin yeni dönem başkanı Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi yaptı.
Zirvenin ana gündem maddeleri Kovid-19 salgınıyla mücadele ve Afrika kültürel mirası koruma gündemlerinin dışında, Afrika Serbest Ticaret Anlaşması, Etiyopya’daki Hedasi Barajı anlaşmazlığı gibi birçok konuydu.
Bu zirve farklı Afrika ülkelerinin birçok sorun ile karşı karşıya olduğu sırada siyasi gerilimlerin arttığı sırada düzenlendi. Fas'ın Batı Sahra'ya olan hakimiyetinin Donald Trump tarafından tanınması, bölgede gerilimi arttıran önemli faktörlerden biri idi. Şimdi de bu oturuma katılan ülkeler Joe Biden'den bu kararı gözden geçirmesini istediler.
Video konferans yöntemi ile düzenlenen bu zirvede Afrika kıtasındaki farklı ülkelerdeki Covid 19 virüsü ve bu virüsle mücadele stratejileri ve yöntemleri de ele alındı. Birçok Afrika kıtası ülkesi kötü ekonomik ve siyasi durumlar, iç savaşlar ve çatışmalar ve de terör illeti ile karşı karşıyadır. Böyle bir ortamda Covid 19'dan daha ciddi şekilde etkilenmişlerdir. Ayrıca birçok Afrika ülkesi de tıbbi cihazlar ve malzemeleri sağlamak için ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalmışlardır.
BMT'nın Afrika işleri ile ilgili ekonomik komisyonu raporuna esasen koronavirüs pandemisi bu kıtada 300 bin ila üç milyon kayba yol açabilir.
Afrikalı ülkeler ayrıca koronavirüs aşısı programını hayata geçirmek için de ciddi sorunlar ile karşı karşıyadırlar. Coğrafi koşullar, güvensizlik ve yoksulluk Afrika kıtalarını aşı programlarındaki katkısını azaltmaktadır. Afrika Birliği bu hususta Afrika kıtasının nüfusunun yüzde 60'ının koronavirüs aşılanmasının iki ila üç yıl süreceği açıklamasında bulundu.
Bu hususta bir başka önemli nokta ise farklı terör örgütlerinin faaliyetlerinin birçok ülkede artması ve güvensizlik durumunun devam etmesidir. Boko Haram, El Şebab ve IŞİD gibi terör örgütleri Afrika'nın farklı bölgelerinde aktif olarak faaliyet göstermektedirler. Buna rağmen terör ve radikal grupları ile mücadele birçok Afrikalı makamın da temel kaygılarından biridir. Ancak ülkelerin konumlarına, genç nüfuslarına ve de işsizlik ve yoksulluk düzeyine göre bu ülkeler farklı düzeylerde teröre ev sahipliği yapmaktadırlar. Bu ülkeler aslında terör grupları ve yeni kişileri aralarına almak için uygun sayılırlar.
Kanada'nın Ontario Üniversite hocalarından ve Afrika meseleleri uzmanı Mary Lou Klassen ise şöyle düşünüyor: " Özellikle de Afrika'da toplumun alt kesimlerinin halkın koşullarının değişmesinden umutsuzluğu onları kolay bir şekilde Boko Haram gibi radikal hareketler ve gruplara sevkediyor. "
Aslında Batılı ülkelerin bu süreçte Afrika ülkeleri yanında yer alma vaatleri de bu kıtada güvenliğin ve barışın sağlanmasında pek etkili olmuyor. Öyle ki son dönemde Afrika ülkeleri liderleri BMT'nın Afrika Birliğine mali yardımda bulunmasını istediler.
Bu doğrultuda Güney Afrika cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa da Afrika kıtasının silahlı çatışmalar ile mücadele etmekte azimli olduğuna vurgu yaparak şöyle bir açıklamada bulundu:" BMT mali açıdan Afrika Birliğine barışı destekleme operasyonlarını hayata geçirmek için destek sağlamalıdır. "
Her halükarda görünen o ki Afrika ülkeleri şimdi de kıtadaki sorunları çözmek için çabalarını birleştirmek istiyorlar. Buna ilaveten dış müdahaleler ve iç ihtilaflara karşı da ortak bir tutum sergilenmektedir. Trump'ın Batı Sahra hususundaki kararının iptal talebi, terör grupları ile mücadeleye yardımcı olmak talebi ve kovid 19 ile mücadelede işbirliği talepleri de bu doğrultudadır.