Sudan’da huzursuzlukların devam etmesi
Sudan’da eski cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in devrilmesi ile sonuçlanan siyasi krizden yaklaşık 2 yıl geçerken bu ülke hala bir çok siyasi, güvenlik ve ekonomik kriz ile karşı karşıyadır. Bu durumun devam etmesi bir kez daha Sudan vatandaşlarını sokaklara çekti, öyle ki son günlerde Sudan’ın bir çok kenti halkın geçici hükümete ve çalışmalarına karşı protesto gösterilerine sahne oluyor.
Sudan halkının itirazları 19 eylül 2018’de ve ekmek ve yakıt fiyatlarının artmasına itiraz bahanesi ile başladı ve Ömer el-Beşir’in görevden çekilmesi ile ülkede hükümete askeriye el koydu. Fakat halk itirazlarının devam etmesi nedeniyle askerler iktidarı bölüşmeyi kabul ettiler ve geçiş hükümet de Ağustos 2019’da ülkenin siyasi ve ekonomik şartlarının iyileşmesi ve seçimlerin düzenlenmesi için ortamın oluşturulması hedefi ile kuruldu. Şimdi geçiş hükümetinin kurulmasında yaklaşık 1,5 sene geçerken bir kez daha ülke halkın protesto gösterilerine sahne oluyor.
Aslında Sudan’da geçiş hükümeti ekonomi ve siyasi alanlarda başarılı bir performans sergileyememiştir.
Ekonomik sorunlar bu ülkede hala devam ediyor, yoksulluk ve işsizlik yayılmıştır, öyle ki bu ülkedeki itirazların bahanesi enflasyonun logaritmik olarak artması, temel maddelerin eksikliğinin sürmesi, yakıt ve ekmek fiyatlarının artmasıdır. Aslında Sudanlı vatandaşlar ülkedeki siyasi değişiklikle yaşadıkları ekonomik sorunların bir nebze giderilmesini umut ediyorlardı fakat şimdiye kadar ufak bir değişiklik bile söz konusu değildir.
Aslında Sudan geçici hükümeti ülkede ekonomik alt yapıları onarmak ve yapılandırmak yerine daha çok yabancı ülkelerden mali destekler almaya odaklanmıştır. Nitekim Amerika’dan alacağı finans desteği karşısında siyonist rejim ile İbrahim anlaşması olarak bilinen normalleşme anlaşmasını imzaladı.
Fakat atılan imzalara rağmen bu ülkeye her hangi bir maddi yardım yapılmazken üstelik ülkedeki siyasi anlaşmazlıklar daha da yoğunlaştı. Nitekim Sudan enformasyon bakanı Faysal Muhammed Salih, Amerika’nın İsrail rejimi ile normalleşme anlaşmasına karşılık Sudan adını terörizm listesinden çıkaracağı vaadinde bulunduğuna işaretle, “İsrail ile ilişkilerin normalleşmesinin müzakereci taraflara barış ve huzur getireceğine dair iddiasının bir kuruntu olduğunu” söyledi.
Hartum geçici hükümetin bilançosu vatandaşların öfkesini daha da arttırdı. Onlar yaşam şartlarının iyileşmesi ve diktatörlüğün devrilmesi ile siyaset sisteminde köklü değişiklik amaçlayanlar şimdi geçici hükümetin performansından umutsuz ve yorgun düşmüştür, nitekim bazıları hatta geçici hükümetin, inkılaplarının ülkülerini yok ettiğini düşünüyorlar.
Geçici yönetim son bir haftada halkın itirazlarını yatıştırmak için kabineyi feshederek yeni bir kabine kurdu ve şartların iyileşme vaadinde bulundu; diğer yandan devrilen el-Beşir hükümeti ve feshedilen milli kongreden bazı yetkilileri ayrıca Ömer el-Beşir yardımcısını tutukladı; bu kesim halkı kışkırtmak, altyapıları yıkmak, pazarları yağmalama ve yakmakla suçlanıyorlar. Sudan’da 7 eyalette de olağanüstü hal ilan edildi.
Hartum yönetimi halkın itirazlarını yönetmek ve kendini de yöneltilen suçlamalardan aklamaya temizlemeye çalışıyor fakat yapılan girişimlerle halkın ekonomik ve ülkenin siyasi şartlarında bir gelişmenin yaşanması ile sonuçlanmadığı takdirde ülkenin gelecek vizyonunun hiç de hoş olmayacağı görülüyor.
Uluslararası meseleler uzmanlarından seyit Kasım Zakiri’ye göre Sudan, Afrika Boynuzunda yeni güvensizlik, kargaşa ve kaosun noktasıdır, bu yüzden Sudan’ı, halen Somali ve Yemen şartları bekliyor.
Görünüşe göre Hamduk hükümeti batıya güvenmekle, Sudan inkılabının ülkülerini gerçekleştirmek için fırsatı kaçırmıştır ve hatasını telafi etmek için kısa bir süresi vardır./