Biden'den Amerika Toplumundaki Organize Irkçılık İtirafı
(last modified Sat, 20 Feb 2021 03:14:52 GMT )
Şubat 20, 2021 05:14 Europe/Istanbul
  •  Biden'den  Amerika Toplumundaki Organize Irkçılık İtirafı

Irkçılık, etnikçilik ve özellikle de siyahilere karşı şiddet olayları Amerika'nın kuruluşundan beri bu toplumun belli başlı özelliklerinden biri olmuştur. Bu süreç hala muhtelif şekillerde insanları ayrımcılığa maruz bırakmaktadır.

Bu mesele Amerika başkanı Joe Biden tarafından da itiraf edilen bir husus olmuştur. Bu bağlamda Joe Biden  Çarşamba günü  yaptığı konuşmada   cezalandırma ve cezaların verilmesi süreçlerinde de ayrımcılığın söz konusu olduğunu belirtti.  Biden, benzer suçlar işleyen siyahilerin beyaz suçlulara göre daha ağır ceza almasının bunun örneği olduğunu belirtti ve  aynı suçtan dolayı beyaz birinin iki yıllık hapis cezası aldığını başka siyahi birinin ise 7 yıl hapis yattığını da sözlerine ekledi. 

  17'inci yüzyıl kölecilik sistemi ile başlayan  siyahilere karşı şiddet ve ayrımcılık  süreci, hala mevcut çağda da devam etmektedir.   Gerçekte  ırkçılık ve etnik ayrımcılık Amerika toplumunda her daim önemli bir mesele olarak ele alınmıştır.   Resmi konuşmalarda Afro-Amerikanlar olarak adlandırılan siyahiler ve zenciler, Amerika genelinde Latinoların ardından ikinci en büyük azınlık grubu sayılıp Amerika toplumunun toplam nüfusunun yüzde 14'ünü oluşturmaktadırlar.  Barack Obama'nın  ilk siyahi başkan olarak Beyaz Saray'a ayak basması ile siyahilerin durumlarının iyileşeceği düşünülmüştü. Ancak pratikte  siyahilerin ekonomik, sosyal durumu günden güne daha da kötüleşmeye başladı. 

  1950'li yıllarda  siyahilerin başlattığı medeni hareketler ve dalgalar, onların kim haklarının karşılanmasına ve onlara karşı kimi ayrımcılıkların giderilmesine yol açsa da gerçekte mevcut Amerikan toplumunun durumu  farklı boyutlarda  ayrımcılığın devam ettiğini gösteriyor. 

Bunun açık göstergelerinden biri de  Afro-Amerikalıların   beyazlara göre daha fazla tutuklanmaları ve tutuklandıktan sonra da aynı suçlardan dolayı daha uzun süreli cezalar almalarıdır.  Gerçekte Amerika'da mahpusta yatanların büyük bir bölümü yani mahpusların yüzde 67'si siyahilerden oluşmaktadır. Biden'ın da itirafına göre  siyahi olan biri  ilk kez hırsızlık ve soygun ile itham edilirse  aynı suçu yapmakla suçlanan bir beyaza göre daha ağır ceza alacaktır. 

Bunlara ilaveten  ırkçılık  Amerikan siyahilerinin toplumsal hayatının tüm boyutlarını da etkilemiş ve  onların sistematik bir şekilde eğitim, sağlık, ekonomi, meslek ve çalışma ve birçok alanda kurban olunmasına yol açmıştır.  Bu bağlamda koronavirüs pandemisi sırasında da  siyahiler ve latinolar bu hastalığın en çok kurbanı olan kesime dönüştüler. 

Öte yandan  Amerika polisinin sergilediği şiddetin de hedef tahtasına asıl siyahiler oturtulmuştur.  Bu mesele ise  Amerika'nın farklı şehirlerinde zaman zaman baş gösteren itirazlar ve protestoların asıl nedenidir.   Bu sürecin devam etmesi, Amerika toplumunda derin bir krizin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bunun net bir örneği de  Mayıs 2020'de siyahi Amerikan George Floyde'un  Minnesota eyaletinde Minniapolis şehrinde beyaz polis tarafından boynuna basılarak acımasızca öldürülmesinin ardından  başlayan gösteriler olmuştur.  Aslında bu tür şiddet olayları    Amerika toplumundaki derin ırkçılık faylara işaret etmektedir. 

Amerika eski başkanı Barack Obama'nın söylediğine göre ırkçılık kimi Amerikalıların DNA'sında var olan bir şeydir. 

Tüm eleştiriler ve protestolar ve de itiraflara rağmen  şimdiye dek  Amerika toplumundaki bu anormal ve insanlık karşıtı girişimleri değiştirmek üzere hiçbir temel ve ciddi adım atılmamış ve yargı sistemi dahil  Amerika'daki yönetim kademeleri de   bu hususta değişikliğe karşı direnmeye çalışmıştır.