Amerika Yaptırımlarının Venezuela Vatandaşları Üzerindeki Olumsuz Etkisi
Yaptırım, Amerika'nın kendi siyasetlerine teslim olmayan ve onun politikalarına paralel hareket etmeyen ülkelere karşı önemli bir baskı aracı sayılıyor. Bu doğrultuda Amerika eski başkanı Donald Trump son yıllarda Venezuela, Küba, İran ve Rusya gibi ülkelere karşı yaptırımlarını pekiştirdi ve maksimum düzeye taşıdı.
Bu bağlamda Washington makamları ağır ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulayarak solcu Nicolas Maduro hükümetini baskı uygulayarak devirmeye çalıştılar. Washington, bu sinsi siyaseti izlediği sırada, Venezuela vatandaşlarının birçoğu, özellikle son bir yılda koronavirüs salgını döneminde ciddi gıda, ilaç ve tıbbi malzeme ve cihazlar sıkıntısı çekmektedirler.
Bu alanda BM özel insan hakları raportörü Alena Douhan Venezuela'ya yaptığı resmi ziyareti ardından Washington’un Karakas’a karşı yasa dışı ve zalimane yaptırımlarının olumsuz ve hasar verici etkileri olduğunu, aslında Venezuela'nın ilaç ve gıda ihtiyaçlarını gidermesi bağlamında da büyük engeller oluşturduğunu belirtti.
Amerika son yıllarda, Venezuela’dan birçok siyasi yetkiliye yaptırım uygulamaya ilaveten, bu ülkenin yabancı bankalardaki parasını bloke etti ve gelir ve fonlarına her türlü erişimi kesti, üstelik bu ülkenin petrol ve bankacılık sektörlerine el koydu. Aslında Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetinin direnişi ve Washington'un politikalarına boyun eğmediği yüzünden bu siyaseti izliyor.
Aslında Amerika, yaptırımlar uygulamak ve Venezuela muhalefetinin lideri Juan Guido'ya maddi ve manevi destek sağlamakla, pratikte Venezuela halkına baskıları arttırmaya ve dolayısı ile Maduro'nun devrilmesinin ortamını hazırlamaya çalıştı.
Beyaz Saray Venezuela'nın adil ve sömürge karşıtı yaklaşımına karşı çıkıyor ve Karakas'ı Washington'un politikalarını takip etmeye zorlamak ve bu ülkenin kaynaklarını ve servetini kendi çıkarları için adeta yağmalamak istiyor.
Tabii ki Amerika'nın bu politikası Venezuela vatandaşlarının direnişiyle başarısız kaldı ve Maduro hükümeti de diğer ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkileri genişleterek durumu bir ölçüde yumuşatmayı başardı. Fakat yaptırımların etkileri özellikle Covid-19 salgınının patlak vermesiyle yoğunlaştı ve Venezuela'nın malzeme, tıbbi ekipman ve Covid-19 aşısı sağlaması imkanları kısıtlandı.
Venezuelalı yetkililer Washington'un sert politikalarına defalarca itiraz ettiler. Nitekim Maduro batı hükümetleri ve Amerika’nın başattığı jeopolitik savaşı kınayarak, “söz konusu ülkelerin Venezuela mali kanallarını bağlayarak Korona aşısını temin etmesini engellediklerini, halbuki aşıya ulaşmanın “vahşi ticaretin” hedefi olmaması gerektiğini söyledi.
ABD'li yetkililer ise ilaç ve gıda sektörünün yaptırım kapsamında olmadığını her zaman iddia ederken pratikte bu ülkelerin varlıklarını bloke ederek, ABD yaptırımlarını ihlal eden ülkeleri cezalandırarak onların satın alma gücünü ve ticaret yapmasını imkansız hale getirdi. Sonuçta ilaç ve gıda sektörü üzerindeki baskı yoğunlaştı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michel Bachelet, ABD hükümeti tarafından uygulanan yaptırımlar sürecinde tıbbi muafiyetlerin çok zayıf olduğunu, ancak yaptırımların askıya alınması veya kaldırılmasının gerçek etkisi olabileceğini belirterek, geçtiğimiz günlerde İran ve Venezuela aleyhine bu yaptırımların askıya alınmasını isteyerek, "Mevcut durumda, halkın hayatını kurtarmak için böyle bir önlemin alınması gerektiğini" belirttiler.
Yeni BM raporu, ABD yaptırımlarının Venezuela halkı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyarken, yeni bir koronavirüs salgını dalgasının zirvesinde, ilaç, tıbbi ekipman ve aşı tedarikinde küresel işbirliği ihtiyacını daha da hissettiriyor.
Bu durumda siyasi rehin alma ve sözde insani sloganlardan uzak, pratikte Amerika ve müttefiklerinin ilaç ve gıda teröründen vazgeçmesi ve ilaç, aşı ve gıda satın almanın yolunu açmaları gerekir./