Floyd Katilinin Yargılanması ve Amerika'da Polis Şiddetinin Geleceği
Siyahilere karşı şiddet ve ayrımcılık, Amerika tarihi kadar bir geçmişi vardır ve her daim Amerika toplumunun nefret uyandıran özelliklerinden biri olarak göze çarpmaktadır. Bu etnik krizinin önemli boyutları son yıllarda daha da ciddi hale gelmiştir. Amerika polisinin renkli derililere karşı orantısız şiddet uygulaması, trajik durumların ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Amerikan siyahi vatandaşı George Floyd'un acımasız bir şekilde beyaz Polis memuru Dereck Chauvin tarafından Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde öldürülmesi nedeniyle, Chauvin mahkemede yargılanacaktır. 19 yıl boyunca Minneapolis güvenlik yapısında çalışan Dereck Chauvin şimdi de adam öldürmek ve cinayetle suçlanıyor. Kefalet ile serbest bırakılan Dereck Chauvin, dün tamamen özgür olduğu halde yargılandı.
George Floyd 25 Mayıs 2020 Pazartesi günü polis şiddeti ile karşılaştı. Bu sırada ellerine kelepçe vuruldu ve yüzüstü yatırıldı. Polis memuru Chauvin tam bir soğuk kanlılık ile dizlerini Floyd'un boynuna bastı ve siyahi adamın acı çekerek tedrici ölümüne yol açtı. Hâlbuki Floyd, "nefes alamıyorum" diyerek sesini duyurmaya çalışıyordu.
Chauvin ise 29 Mayıs günü tutuklandı ve üçüncü dereceden adam öldürmek suçlandı, ancak 500 bin dolarlık kefalet parası ile serbest bırakıldı.
2014 Temmuz ayında da bir başka siyahi Amerikan vatandaşı olan Eric Garner "nefes alamıyorum" diyerek New York polisi tarafından göğsüne ve boynuna basılarak öldürüldü. Son yıllarda, birçok siyahi Amerikan vatandaşı, polisinin sergilediği şiddete kurban gitmiştir. Bunlar arasında Micheal Brown, Walter Scott, Tamir Rice'a değinmek mümkün.
George Floyd'un vahşi bir şekilde Dereck Chauvin tarafından öldürülmesi görüntüleri, videoklipler halinde sosyal paylaşım sitelerinde ve platformlarında geniş çapta yayınlandı ve ardından da Amerika'da ırkçılığa karşı başlayan genel itirazlar, "siyahilerin hayatları değerlidir" hareketi çerçevesinde tecelli etti.
Şimdi de George Floyd'un katili yargılanıyor. Buna rağmen mahkeme kararının sonuca ulaşması ve doğru ve caydırıcı bir kararın verilmesi hususunda ciddi şüpheler söz konusudur. Mahkeme duruşmaları ve daha önceki benzer dosyalardaki süreçlere bakıldığı zaman polis memurlarının genelde beraat ettiklerini göstermektedir.
Sosyal meseleler uzmanı Justin Feldmen şöyle diyor:"Amerika Birleşik Devletleri polis şiddeti sonucu öldürülen kişiler açısından dünyadaki gelişmiş ülkeler arasında müstesna sayılır. Polis şiddeti sonucu öldürülenler sayısı açısından ilk konumda olmasına rağmen bu şiddet olaylarına karışan polislere yönelik de hiçbir siyasi ve cezai işlem uygulanmıyor."
Şimdi de Amerika'da kamuoyunun çoğunluğu, özellikle de siyahiler, ülke güvenlik güçleri ve polis yapısındaki organize ve yapısal şiddeti sonlandırmak için süreçlerin adil bir şekilde işlemesini istiyor. Nitekim Dereck Chauvin'in yargılanmasından bir gün önce Minneapolis'te düzenlenen protesto gösterilerinde de protestocular polis memurlarının ırkçı ve şiddet eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmelerini ve buna karşı cevap vermelerini istediler.
İstatistiklere göre siyahilerin Amerika polisi tarafından öldürülmesi beyazların güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi ihtimalinin üç katıdır. Gerçekte Amerika toplumunda, beyaz ırkçı şiddet eylemlerinin önemli bir bölümü, etnik ve dini azınlıklar özellikle de siyahilere karşı işlenmektedir. Bu arada beyaz polislerin bu ayrımcı ve şiddet dolu eylemlere baş vurmaktaki rolü belirgindir./