Amerikan Makamlarının Japonya ve Güney Kore Ziyaretleri
Amerika dışişleri bakanı Anthony Blinken ve savunma bakanı Lloyde Austin'in Japonya ve Güney Kore ziyaret süreci Pazartesi 15 Mart günü başladı. Her iki makam Japonya'nın ardından Güney Kore'de bulundu. Bu iki üst düzey Amerikan makamın bu ziyaretlerde, ikili ve bölgesel meseleler, Güney ve Doğu Çin denizlerinde serbest gemicilik gibi meseleleri ele aldığı söylenmelidir. Bu iki makam, Japon ve Koreli mevkidaşları ile görüşüp 2+2 diplomatik ve güvenlik oturumuna da katıldılar.
Amerika Biden başkanlığı döneminde Asyalı ortakları özellikle de Japonya ve Güney Kore gibi kilit ülkeler ile ilişkilerini yeniden tanımlamak istiyor. Blinken ve Austin'in Japonya ve Güney Kore ziyareti de, Biden hükümetinin üst düzey makamlarının ilk dış ziyareti sayılıyor.
Sözkonusu makamlar, bu bölgesel turlarda yaptıkları görüşmelerde Asya ülkeleri ile ortaklıklarını güçlendirerek güçlü ve iddialı Çin karşısında bu ortaklıklardan yararlanmak ve özellikle de Japonya ve Güney Kore ile daha derin ekonomik ve güvenlik bağları kurmak istiyorlar.
İtalyan siyasi uzman Julio Palizi ise Amerika dışişleri bakanı ve Savunma bakanının Asya'ya ziyaretlerinin hem askeri hem de siyasi mesajlar içerdiğini düşünüyor.
Amerika ile Japonya ilişkileri alanında önemli meselelerden biri de Japonya'da bulunan Amerikan güçlerinin masrafları hususunda olan anlaşmada Tokyo'nun da katkılarının sağlanmasıdır. Amerika eski başkanı Donald Trump " Amerika ortaklarının beleş yararlanma" döneminin sona erdiği açıklamaları çerçevesinde Japonya'da bulunan Amerikan güçlerinin masraflarının karşılanmasında Tokyo hükümetinin de payının olmasını istiyordu. Japonya ise iki ülkenin geçici bir anlaşma imzalayarak Japonya'nın payının 2020'sinde olduğu gibi kalmasını istiyordu.
İkinci önemli mesele ise Amerika'nın Japonya'yı Doğu Çin denizinde Çin ile bu ülke arasında Senkaku veya Diaoyu adası ile ilgili deniz ihtilafında desteklemesine tekrar vurgu yapması idi. Bu mesele ise Amerika ve Çin'in İndo-Pasifik bölgesindeki genel karşılaşması çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu doğrultuda Washington, Japonya dahil bölgesel ortaklarını, Çin'in deniz ve karasular alanındaki iddiaları karşısında siyasi ve askeri olarak destekliyor.
Üçüncü mesele, Amerika füze sistemlerinin Japonya'ya yerleştirilmesidir. Bu da Washington'un sözde füze tehditleri ile mücadele amacı ile küresel füze sistemlerinin kurulması çerçevesindedir.
Washington ve Tokyo arasındaki ortak tutumlara rağmen Amerika ve Japonya arasında Doğu Asya meselelerinde özellikle de Çin ile ilişkiler hususunda ciddi ihtilaflar söz konusudur. Japonya ve Amerika, her ikisi de görünüşte, Çin'de yasaların hakimiyetine ve yasalara dayalı düzenin korunmasının önemine vurgu yapıyorlar. Ancak her iki ülkenin de insan hakları ve demokrasiyi Çin ile stratejik rekabet çerçevesinde kullanılıp kullanılmayacağı hususunda anlaştıkları tam bir muammadır. İki ülkenin bu hususta ihtilaflar yaşadıkları söylenebilir.
Görünen o ki Japonya pek bu hususa ilgi duymamakta ve Amerika ile sırf siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarda işbirliği yapmak istiyor. Bu yüzden Amerika'nın Çin'in işçişlerine müdahalelerinin aksine Toyko, bu yaklaşıma ilgi duymamaktadır. Ayrıca kimi anketlere göre çoğu Japonlar da Çin ile ilişkilerin öneminin farkındadırlar. Onlara göre Tokyo milli çıkarları gereği Pekin ile iyi ilişkilerini korumalıdır. Halbuki Amerika, Çin'i bir numaraları düşmanı olarak telakki edip Toyko'nun da Çin karşıtı tutumlarının şiddetlenmesi ve sertleşmesini istiyor. Ancak Japon makamlar böyle bir tutum sergilemeye rıza göstermemişlerdir.
Ayrıca iki ülkenin İndo-Pasifik bölgesindeki tehditler ve fırsatlara yönelik algıları da farklıdır. Tokyo şartlı olarak Çin ile " bir kuşak bir yol" projesi dahilinde işbirliğine onay verse de Amerika bu dev projenin yenilgiye uğramasını ve Japonya'nın da buna karşı çıkmasını istiyor.