Ukrayna'nın Doğusundaki Krizin Körüklenmesi
4 Ukraynalı askerin ülkenin doğusunda bölücü gruplar tarafından öldürülmesinden bir hafta sonra Amerika Ukrayna'yı Rusya'ya karşı savunmayı vadetti. Amerika dışişleri bakanı Çarşamba günü Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kolba ile telefon görüşmesinde bu ülkenin askerlerinin ölümü yüzünden baş sağlığı diledi ve Washington'un tabiri ile "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü" savunacağını ve destekleyeceğini öne sürdü.
Washington, Ukrayna silahlı kuvvetleri baş komutanı Ruslan Homçak'ın Rusya'yı Ukrayna'nın güvenliği için bir tehdit olduğunu ve sınır bölgelerinde silahlı kuvvetlerini yerleştirdiği açıklamasının ardından bu tutumu sergiledi.
Onun söylediğine göre Rusya son haftalarda ordusundan 25 bölüğü Ukrayna sınırlarına yerleştirdi ve Kırım'daki güçlerini de 32 bin 700'e yükseltti. Homçak'ın söylediğine göre Rusya ordusu subayları ayrıca Ukrayna doğusundaki 28 bin kişilik bölücü grupların da başında bulunmaktadırlar.
Bu iddialar ise Rusya'nın ciddi tepkilerine yol açtı. Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov Perşembe günü Rusya'nın NATO faaliyetlerinin artması sonucu sınırlarının güvenliğini garantiye almak için hareketlendiğini belirtti. Peskov, Rusya'nın kendi sınırları içinde güçlerini harekete geçirdiğini ve diğer ülkelere tehdit oluşturmadığını belirtti.
Ukrayna'nın doğusunda yükselen gerilim, ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında son zamanlarda yaşanan çatışmalar nedeniyle bölgedeki durumu kritik hale getirdi. Bu, Washington ve Moskova'nın hassasiyetlerini arttırdı. Açıkça Rusya karşıtı olan Biden yönetimi, göreve başladığından bu yana Moskova karşısındaki duruşunu açıkça gözler önüne serdi.
Washington şimdi Ukrayna'nın doğusunda son zamanlarda yaşanan olayları, Ukrayna'yı Rusya'ya karşı daha sert bir tutum takınmaya teşvik etmek için bir bahane olarak kullanırken aynı zamanda Rusya'dan gelen ciddi tehditlerin varlığını vurgulayarak Ukrayna'da daha fazla müdahale ve müdahalelerinin önünü açmasını belirtti.
Siyasi meseleler uzmanı Dmitri Ternin'e göre Biden, Trump yönetiminde soğuk ve belirsiz görünen ABD-Rusya görüş ayrılıklarının dozunu daha da arttıracaktır ve aynı zamanda Ukrayna'nın askeri yeteneklerini güçlendirmeye yardımcı olacaktır.
Rusya ise, NATO'nun batı sınırlarının yakınında büyüyen varlığının ve bunun sonucunda ortaya çıkan tehditlerin, Batı askeri ittifakından gelebilecek her türlü tehdide karşı gerekli önlemleri ve Rus birliklerinin Ukrayna sınırlarına konuşlandırılmasını zorunlu ve zaruri görmeye başlamıştır.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya-NATO Konseyi'nde Ukrayna konusunda NATO ile herhangi bir görüşmeyi reddederek Donbass bölgesi olarak bilinen doğu Ukrayna'da herhangi bir yeni savaş girişimi konusunda uyarıda bulundu ve bunun Ukrayna'nın sonu olacağını belirtti.
Ukraynalı yetkililer, Rusya'nın askeri harekatının doğu Ukrayna'daki ayrılıkçıları desteklemeyi amaçladığını ve Kiev'i bu gruplara karşı herhangi bir askeri harekat yapmaması konusunda uyarı niteliği taşıdığını söylüyorlar.
Rusya Dışişleri Bakanı'nın bu tutumu ve açıklamaları, Minsk Anlaşması uyarınca Ukrayna'nın doğusunda ateşkesin kurulmasından bu yana Kiev'e yönelik en güçlü uyarı olarak kabul edilebilir. Anlaşma, 27 Temmuz 2020'den itibaren ateşkesi, çatışma bölgelerinden silahların çıkarılmasını, tutuklu takasını ve anayasa değişikliklerinin uygulanmasını kapsıyor.
Ancak doğu Ukrayna'nın çeşitli yerlerinde kara mayınların döşenmesi ile ateşkesin mükerrer yaşanan ihlalleri ve ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında son zamanlarda yaşanan çatışmalar, Donbasa bölgesindeki durumu bir kez daha ağırlaştırdı ve iki taraf arasında yaygın çatışma olasılığını artırdı.
Bu durumda Rus güçlerinin ayrılıkçıları desteklemek için olası müdahalesi ve ABD'nin Ukrayna ordusuna vereceği destek, Doğu Ukrayna'daki krizi hızla uluslararası bir krize dönüştürebilir./