Kanlı Kabil Terör Olayının Perde Arkası
(last modified Tue, 11 May 2021 02:36:44 GMT )
Mayıs 11, 2021 05:36 Europe/Istanbul
  • Kanlı Kabil Terör Olayının Perde Arkası

Afgan makamlar başkent Kabil kentinde Şii Müslümanların yoğunlukta yaşadığı bölgede bir okulun yanında yaşanan bombalı araç saldırısında ölenlerin sayısının çoğu çocuk olmak üzere 58'e yararlıların sayısının ise 150'ye ulaştığını açıkladılar. Afganistan haber çevrelerinin belirttiğine göre Cumartesi öğlen saatlerinde Kevser Daniş eğitim merkezi 3 terör eylemine hedef olmuştur.

Resmi olarak hiçbir grup bu kanlı saldırının sorumluluğunu üstlenmemesine rağmen, Kabil hükümeti, Taliban'ı bu saldırıdan sorumlu  tutmaktadır. Ancak Taliban  bu saldırıda hiçbir rolünün olmadığını belirtiyor.  Bu yüzden şimdi, bu saldırıyı kimlerin düzenlediği ve Afganistan'da güvenliği bozmak istediği sorusu akla gelmektedir? Acaba kimler bu güvensizlik ve dehşetten yararlı çıkıyor?
 Bu hususta bir kaç noktaya değinmek mümkün:
Kabil olayı ile ilgili iki tahminde bulunmak mümkün.  Kimi Afgan makamları, Taliban'ı Kabil saldırısından sorumlu tutuyor.  Örneğin Eşref Gani bu saldırının dehşet verici ve vahşice olduğunu belirterek, 6 bin 100 kadar Taliban mahpusunun   savaşın bitmesi uğrunda serbest bırakıldığını ancak halkın hala şiddet ve gayrı meşru savaşa maruz kaldığını  belirtti. 
 Eşref Gani'ye ilaveten, Afganistan ulusal güvenlik danışmanı Hamdullah Muhib de bu ülkedeki çatışmaların şiddetlenmesine değinerek, bunun Taliban'ın  güç kazanmak istediği doğrultusunda olduğunu belirtti. 
Afgan makamların bu açıklamalarına paralel olarak, kimi başka yetkililer de  bu olayın IŞİD ürünü olduğunu düşünüyorlar. Bu bağlamda hatta Taliban bile IŞİD terör örgütünü sorumlu tutmaktadır. 
 Bu konud bir kaç nokta dikkat çekmektedir. Her şeyden önce  Amerika'nın geçen Cumartesi günü  Afganistan'dan kademeli olarak askerlerini çekmesidir.  Halbuki zaten Amerikan güçlerinin Doha Anlaşmasına göre  Mayıs başına kadar  Afganistan'dan çekilmesi gerekiyordu. Ancak Amerika başkanı Joe Biden  Doha anlaşmasını ihlal ederek  bu süreci  11 Eylül'e kadar uzattı. 
 Burada sorulması gereken soru Amerika'nın 20 yıla yakın askeri varlığının ne işe yaradığıdır. Amerika bundan 20 yıl önce Afganistan'da terörü ve güvensizliğe son vererek bu ülkede istikrar ve barışı sağlamak için bu ülkeyi işgal etti, fakat geçen uzun yıllarda bu konuda başarılı olmadı.
 Rusya Güvenlik Konseyi üyesi Aleksey Puşkov  açısından  "Amerikalı güçlerin  Afganistan'dan geri çekilmesi Washington'un uzun süreli savaşta yenilgi alması anlamına gelir. Amerika son 20 yılda  Afganistan'daki hedeflerinin hiç birine ulaşamamıştır."
Bir başka önemli nokta,  Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesine paralel olarak ülkedeki güvensizliğin artmasıdır.  Kabil terör olayları da bunun göstergesidir.  Buna ilaveten son haftalarda planlı bir şekilde şiddetin yoğunluk kazanma sürecinin başladığı da söylenebilir. Burada kesin olarak görülen ise, Afganistan milletinin kötülüğünü isteyenlerin, Batılıların ülkeden çekilmeye başladığı bir sırada  iç savaşı ve kutuplaşmaları körüklemek istemeleridir. 
 Bu bağlamda hem Afgan halkı ve özellikle de din alimleri duyarlı davranmalı ve dikkatli olmalarıdır. Taliban saldırılarında herkesten önce tepki gösteren Amerika elçiliği ve Amerika'nın Afganistan özel temsilcisi Zelmay Halilzad'ın bu kez bir eğitim merkezinde çocuklar ve öğrencilerin katliam edilmesine karşı sessiz kalmaları ise dikkat çekicidir. 
Üçüncü önemli nokta  birçok Afgan siyasetçi ve uzmanın Amerika'yı IŞİD ile işbirliği yapmakla suçlamasıdır.   Zaten 13 yıl Afganistan'da iktidarda bulunan Hamid Kerzay da  terörizmi Amerika'nın ürünü ve aracı olarak biliyor./