Almanya ve Fransa, siyonist cinayetlerine desteğin batı sembolü
(last modified Sat, 15 May 2021 15:51:06 GMT )
Mayıs 15, 2021 18:51 Europe/Istanbul

Batılı ülkeler siyonist rejim ve Filistin direnişi arasında çatışmaların alevlenmesi ardından son günlerde korsan İsrail’in cinayetlerine ve özellikle Gazze şeridine yönelik geniş çaplı bombardımana tepki olarak sadece Filistin cihatçı grupların işgal edilen topraklara füze saldırılarını kınamakla yetindiler. Bazı Avrupalı ülkeler ayrıca Tel Aviv’e eşlik etme bağlamında ülkelerinde siyonist karşıtı gösterilerin düzenlenmesini yasakladılar.

Almanya başbakanı Angela Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert siyonist rejimin son günlerde Gazze şeridine karşı vahşi saldırılarına rağmen, Berlin’in bu ülkede siyonist karşıtı gösterilere izin vermeyeceği uyarısında bulundu. Seibert korsan rejimin cinayet saldırılarını nefsi müdafa bilerek, “İsrail’in saldırılar karşısında kendini savunma hakkına sahip olduğunu” iddia etti. Almanya hükümeti Çarşamba günü de Filistin direnişin siyonist rejimin tecavüzlerine karşı  Gazze şeridinden roket saldırılarını kınayarak saldırıların açıklanacak tarafı olmadığını iddia etti.
Fransa yönetimi de daha önce halkın Filistin’ destek bağlamında bugün düzenlenmesi (15 Mayıs) kararlaştırılan gösterileri yasakladı. Fransa içişleri bakanı Gérald Darmanin  Filistin’e destek çağrısına tepki olarak, siyonist rejim ve Filistin direniş arasındaki çatışmaları kast ederek twitter sayfasında şöyle yazdı: Paris polis şefinden, batı Asya’daki son gerginlikler ile ilgili olarak cumartesi günü gösterilerini yasaklamasını istedim” şeklinde yazdı. 
Paris bölge polisi de bir bildiri yayınlayarak bugünkü gösterileri yasak ilan etti. Fransa hükümetinin siyonist rejime destek bağlamındaki bu kararına tepki olarak birçok Fransız twitterde, insanlığa karşı bir suç olarak gördükleri İsrail sömürgeciliğine ve apartheid'e karşı bugün gösteri yapacaklarını duyurdular.
İsrail'in mazlum Filistin halkına yönelik benzeri görülmemiş hava saldırıları ve Filistinli şehit ve yaralı sayısındaki önemli artış göz önüne alındığında, Avrupa'daki protestolar çok daha fazla önem kazanıyor. 
Bu arada Uluslararası Af Örgütü genel sekreteri Agnes Kalamar ise siyonist rejim başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Gazze’ye daha fazla saldırı tehditlerine karşı yaptığı açıklamada, “saldırıların bedelini ilk önce sivillerin ödediğini” söyledi.
Avrupa Birliği (AB), Cumartesi günü Doğu Kudüs'te, özellikle El Aksa Camii'nde yaşanan son çatışmaların kabul edilemez olduğunu belirterek, Doğu Kudüs'teki son İsrail-Filistin çatışmasına son verilmesi çağrısında ve gerilimin azaltılması çağrısında bulundu ve Filistinlilerin Şeyh Cerrah mahallesinden sürülmesine karşı çıktı. Fakat şimdi, Tel Aviv yanlısı duruşunun gerçek mahiyetini ortaya çıkardı ve Filistinli cihatçı grupların, tepeden tırnağa silahlara kuşanan İsrail rejimine karşı eşitsiz bir savaşta Filistinlileri savunmak için gerçekleştirdikleri roket saldırılarını açıkça kınadı.
Bu bağlamda AB dış politika sorumlusu Joseph Borrell, İsrail rejimi Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi ile yaptığı telefon görüşmesinde, katil rejime verdiği desteği vurguladı. Borrell Perşembe gecesi paylaştığı tweette şöyle yazdı: “AB'nin İsrail'in güvenliğine verdiği desteği vurguluyor ve Hamas'ın kör roket saldırılarını kınıyorum.”
Böylece, AB ve üyeleri tıpkı Amerika gibi, siyonist İsrail'e her zaman olduğu gibi  açık bir şekilde koşulsuz destek verdiklerini göstemiş oldular. Siyonist rejim ile Filistinliler arasındaki çatışmalar kritik ve hassas bir aşamaya girdiği durumlarda, eski tutumlarından vaz geçerek açıkça Tel Aviv’i desteklemeye başlıyorlar ve hatta Fransa ve Almanya hükümetleri gibi kendi topraklarında korsan rejime karşı gösterilere bile izin vermiyorlar. 
Filistinlilere karşı onlarca yıldır süren Siyonist zulüm, insan haklarını savunduklarını iddia eden batı ülkelerinin asla ciddi bir tutum sergilmesine yol açmazken Filistin direnişinin Siyonistlerin saldırılarına ağır karşılığından şaşkına dönmüştür. Ancak Filistin roketlerinin ateşlenmesinin ardından, Siyonistlerin güvenlik ve sükunetinin bozulması, AB ve bazı Avrupa ülkelerinin tepki göstermesine neden oldu./