Almanya'dan Namibya Soykırımı İtirafı
https://parstoday.ir/tr/news/world-i173178-almanya'dan_namibya_soykırımı_İtirafı
Almanya, İmparatorluk döneminde Namibya'yı sömürdüğü dönemde, yerlilere karşı soykırım uygulandığını ilk kez itiraf etti.
(last modified 2022-10-07T16:32:52+00:00 )
Mayıs 30, 2021 05:56 Europe/Istanbul
  • Almanya'dan Namibya Soykırımı İtirafı

Almanya, İmparatorluk döneminde Namibya'yı sömürdüğü dönemde, yerlilere karşı soykırım uygulandığını ilk kez itiraf etti.

Almanya dışişleri bakanı Heiko Maas yayımladığı bildiride resmen soykırım olarak adlandırılan olayları tanıyarak, şöyle dedi: "Almanya'nın tarihi ve ahlaki sorumluluğu sayesinde Namibya ve kurbanların geri kalanlarından gerçekleştirilen şiddet olaylarından dolayı özür diliyoruz."
 Almanya İmparatorluk ve sömürü güçleri  1904 ile 1908 yılları arasında  en az 60 bin yerli Herero'yu  ve 10 bin Namakua yerlisini katliam etti.  Almanlar geniş çaplı idamlar ve de çocuklar, erkekler ve kadınları  çöle sürgün ederek  binlerce Namibya yerlisinin açlıktan ve susuzluktan ölmesine neden oldu. 
Toplama kampları kuran Almanlar, Ağustos 1904'te Waterberg  savaşında bölgeden kaçan kadın ve çocuklar dahil yaklaşık 80 bin kadar Herero yerlisini, Kalahari çölüne kadar kovaladılar.  Yerlilerden sadece 15 bini hayatta kalabildi.  Tarihçiler ise  bu katliamı 20'inci yüzyılın ilk katliamı bilerek, Almanya ile Namibya ilişkilerinin kararmasında en önemli faktör olarak gördüler.  
Berlin'in   Almanya İmparatorluğu tarafından 20'inci yüzyılın başında yaşanan şiddet olaylarını onaylamasına rağmen  Namibya'ya tazminat ödemekten kaçınmıştır. 1884 ila 1915 yıllarında  Almanya'nın Güney Batı Afrika'sı olarak adlandırılan  Namibya, ardından  75 yıl boyunca  Güney Afrika kontrolünde oldu ve  1990 yılında bağımsızlığına kavuştu. 
 Avrupalılar  Afrika'yı   sömürdükleri yüzyıllar boyunca  milyonlarca yerliyi Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da köle olarak çalıştırılmak üzere çalışma kamplarına götürürken büyük bir kitleyi ölüme sürüklemişlerdir.

 Fakat cinayetleri bununla da sınırlı kalmadı ve  birçok noktada katliamlar gerçekleştirdiler.  Bu husustaki 19'uncu yüzyılda İngilizlerin Güney Afrika cinayetleri,  Fransa'nın katliamları ve Belçika'nın Kongo cumhuriyetindeki cinayetlerine değinmek mümkün.  Belçikalılar 1891 yılından itibaren  Kauçuk üretimi ve fildişi ticaretini  tekellerinde bulundururken yerlileri  acımasızca sömürerek çalıştırmışlardır. 
   "Kongo'ya (kesik) eller yağıyor" kitabın yazarı Marc Wiltz, "Muhtemelen 23 yıl içerisinde 10 milyon kadar yerli Kongolu, yani bu topraklarda yaşayanların üçte biri kadarı  katledilmiştir." Diyor.
20'inci yüzyılda   Afrika ülkelerinin bağımsızlık savaşları özellikle de İkinci Dünya Savaşının sonrasında başlamasının ardından   Avrupalı sömürgecilerin cinayetleri de şiddetlendi.  Bu bağlamda Kenya'da  Mau Mau ayaklanması sırasında 1952 ila 1960 yıllarında yaşanan olaylarda  İngilizler binlerce yerliyi katliam etti.   Fransa da büyük sömürgeci bir güç olarak  Cezayir bağımsızlık savaşı boyunca eşi görülmemiş cinayetler gerçekleştirdi.  Fransa bu cinayetlere itiraf etmesine rağmen Cezayirlilerden özür dilemekten çekinmiştir.  20'inci yüzyılda da Fransızlar 1994 yılındaki Ruanda soykırımında  belirleyici ve temel bir rol oynamıştır.  2017 yılında Ruanda'da yapılan araştırmalar  Fransa'nın 800 bin Tutsi'nin katliam edilmesinde Huttu rejimi ile işbirliği yaptığını ispatlamıştır.  Bu durum aslında Paris'in durumdan haberdar olmadığı iddialarının da ne denli içi boş olduğunu ispatlamaktadır. 

Almanya imparatorluğu da sömürgeci bir güç olarak  19'uncu yüzyılın  sonlarından itibaren  yayılmacı ve sömürgeci siyasetler izlemeye başlamış ve bu doğrultuda  Namibya olarak adlandırılacak toprakların vahşice sömürülmesine ve işgaline karar vermiştir.  Batılıların şimdiye dek hep insan hakları ve insani değerleri savunmalarını iddia etmelerine rağmen  onların sömürgeci geçmişleri,   aslında insani ilkelere değer vermediğini ve Afrika'da büyük katliamlar yapmaktan pişmanlık duymadıklarını gösteriyor./