ABD'nin Venezuela petrolünü yağmalama çabası
Amerika'nın Petrol zengini Venezuela'ya karşı müdahaleci girişimleri ve azami baskı politikası, başarısız olmasına rağmen devam ediyor.
Bu doğrultuda, Venezuela Devlet Başkanı Nikolas Maduro, Washington'un Karakas'a karşı zalimce yaptırımlarını sert şekilde eleştirerek, bunu "ekonomik katliam" olarak niteledi. Venezuela Devlet Başkanı ayrıca yabancı yatırımcılardan yaptırım karşıtı yasa uyarınca Venezuela'nın petrol sektörüne yatırım yapmaya davet etti.
Bu bağlamda Washington makamları ağır ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulayarak solcu Nicolas Maduro hükümetini baskı uygulayarak devirmeye çalıştılar. Washington, bu sinsi siyaseti izlediği sırada, Venezuela vatandaşlarının birçoğu, özellikle son bir yılda koronavirüs salgını döneminde ciddi gıda, ilaç ve tıbbi malzeme ve cihazlar sıkıntısı çekmektedirler. Bu alanda BM özel insan hakları raportörü Alena Douhan geçtiğimiz aylarda Venezuela'ya yaptığı resmi ziyareti ardından Washington’un Karakas’a karşı yasa dışı ve zalimane yaptırımlarının olumsuz ve hasar verici etkileri olduğunu, aslında Venezuela'nın ilaç ve gıda ihtiyaçlarını gidermesi bağlamında da büyük engeller oluşturduğunu belirtti. Amerika son yıllarda, Venezuela’dan birçok siyasi yetkiliye yaptırım uygulamaya ilaveten, bu ülkenin yabancı bankalardaki paralarını bloke edip, gelir ve fonlarına her türlü erişimi kesti, üstelik bu ülkenin petrol ve bankacılık sektörlerine el koydu. Aslında Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetinin direnişi ve Washington'un politikalarına boyun eğmediği yüzünden bu siyaseti izliyor.Aslında Amerika, yaptırımlar uygulamak ve Venezuela muhalefetinin lideri Juan Guido'ya maddi ve manevi destek sağlamakla, pratikte Venezuela halkına baskıları arttırmaya ve dolayısı ile Maduro'nun devrilmesinin ortamını hazırlamaya çalıştı.Beyaz Saray Venezuela'nın adil ve sömürge karşıtı yaklaşımına karşı çıkıyor ve Karakas'ı Washington'un politikalarını takip etmeye zorlamak ve bu ülkenin kaynaklarını ve servetini kendi çıkarları için adeta yağmalamak istiyor.
Tabii ki Amerika'nın bu politikası Venezuela vatandaşlarının direnişiyle başarısız kaldı ve Maduro hükümeti de diğer ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkileri genişleterek durumu bir ölçüde yumuşatmayı başardı. Fakat yaptırımların etkileri özellikle Covid-19 salgınının patlak vermesiyle yoğunlaştı ve Venezuela'nın malzeme, tıbbi ekipman ve Covid-19 aşısı sağlaması imkanları kısıtlandı. Venezuelalı yetkililer Washington'un sert politikalarına defalarca itiraz ettiler. Nitekim Maduro batı hükümetleri ve Amerika’nın başlattığı jeopolitik savaşı kınayarak, “söz konusu ülkelerin Venezuela mali kanallarını bağlayarak Korona aşısını temin etmesini engellediklerini, halbuki aşıya ulaşmanın “vahşi ticaretin” hedefi olmaması gerektiğini söyledi.
ABD'li yetkililer ise ilaç ve gıda sektörünün yaptırım kapsamında olmadığını her zaman iddia ederken pratikte bu ülkelerin varlıklarını bloke ederek, ABD yaptırımlarını ihlal eden ülkeleri cezalandırarak onların satın alma gücünü ve ticaret yapmasını imkansız hale getirdi. Sonuçta ilaç ve gıda sektörü üzerindeki baskı yoğunlaştı.
ABD'nin Venezuela'ya karşı politikalarının mevcut koşullarda sürmesi, Washington yetkililerinin insan hakları konusu ve uluslararası camianın koronavirüs salgını sırasında küresel işbirliği ve dayanışma için tavsiyelerini gözardı etmekte olduğunu gösteriyor. Hatta Maduro'nun seçimlerdeki rakibi Caprile gibi büyük muhalifleri, son iki senede her şeyin değiştiğine inandığına işaretle, Washington'un tüm seçeneklerinin masa üzerinde olduğuna dair tehdidinin her şeyden ziyade kendilerine zarar verdiğini vurguladı.